Kusursuz Arkadaş
Kusursuz arkadaş bulabilmek mümkün mü?
Film, zıtlıklarla dolu, hem çok komik hem de inanılmaz derecede şiddetli, büyüleyici ama aynı zamanda son derece istismarcı ve insan ahlaksızlığının derinliklerine inmeye çalışırken bile büyüleyici bir eğlenceye sahip.
*Filmin fragmanı anlattığı hikayeyi açık ettiği için spolier vermekte sakınca görmüyorum.
Yönetmen Drew Hancock kısıtlı bütçesi ile seyircisine bayat terör kalıpları yerine anlattığı hikayesini kanlı bir maceraya dönüştürmeyi tercih etmiş. Film, teknolojiye bağımlı hale gelen toplumda bireyin rolü ve bizi yalnızca tüketicilere ve arkadaşlara indirgeyen bir dünyada insan olmanın gerçekte ne anlama geldiğine dair rahatsız edici soruları gündeme getiriyor. Hikâye, belirli ayrıntılara girmeden, hem kadınları hem de romantik ya da mali açıdan partnerlerine bağlı olanları nesneleştiren ve insanlıktan çıkaran bir toplumdaki güçlenme ve direniş gibi temaları ele alıyor. Yönetmen, bu temelde oluşturmak istediği temalar ve tonla iddiasını ortaya koyarak, manipülasyon, güç, kontrol ve kişilik dünyasını da araştıran bir kara mizaha imza atıyor.
Filmin konusunu kısaca özetleyelim. Iris (Sophie Thatcher) ve Josh (Jack Quaid), bir market alışverişinde rastgele birbirlerine çarpıyorlar ve Josh o kadar beceriksiz ki yanlışlıkla portakal dolu bir masayı deviriyor. O esnada göz göze gelen ikili birbirlerine aşık oluyorlar. Iris, bu tanışma anını anlattığı sekanstan sonra Josh’ı nasıl ve neden öldürdüğünü anlatmaya başlıyor…
“Kusursuz Arkadaş“da “Terminatör“ün zamanında beyinlerimize ektiği korku mevcut. Ve bu korku, günümüzde “yapay zeka” kullanımının aşırı derecede artmasıyla birlikte sanatçılar arasında gerçeğe dönüştü. Elbette Isaac Asimov‘un robotik kanunları, otomatik arabaların ve evlerin olduğu bir dünyada yaşadığımız gerçeği çokça mevcut. İnsanın şiddet yanlısı bir yapıya sahip olduğunu ve özellikle insanın istismarcı olarak görüldüğünden başka bir şey olmadığını hepimiz biliyoruz. Yönetmenin bu filmde, tüm erkekleri toplumsal cinsiyete dayalı şiddet faili olarak göstermek istediğini düşünmüyorum ancak partnerlerini sadece cep telefonuyla kontrol edebileceklerine inanan bir nesille karşı karşıya olduğumuzu göstermek istediğini varsayıyorum. Bu durumun tüyler ürpertici derecede gerçek olduğunu ve “Arkadaş”ın temsil ettiği kanlı ve komik eğlencenin yanı sıra, onu nasıl takdir edeceğimizi de bilmeliyiz diye düşünüyorum.
“Kusursuz Arkadaş“ı romantik komediden karanlık bir komediye dönüştüren şey cinayetler değil, Iris’in, Josh’un “kişisel ihtiyaçları” ile ilgilenen evcil bir android olmasıdır. Ancak; anlatılan hikayede Iris’ın bir robot olduğunun farkında olmaması ve gerçek bir insan olduğunu düşünmesidir. Bu güç ikiliği, anlatı orada kalsaydı sorunlu olurdu, ancak anlatı, zaferine güvenmekten mutlu olmadığı için tüm etik çıkarımların en derinine dalıyor.
“Kusursuz Arkadaş“, farklı karakterlerin bu kadar çok kanın ardından hayatta kalmaya ve gelişmeye çalışırken “ilişkideki değişen güç” doğasıyla ilgili bir hikaye. Film, hem kasvetliliği hem de daha komik alt tonlarıyla tam bu anlarda zirveye ulaşıyor. Bu durum seyirciyi, işe yaramaması gereken bir ikilem gibi hissettiriyor ve adil olmak gerekirse, bazen işe yaramıyor. Ancak, o gerginlik anlarını yakaladığınızda koltuğunuzun kenarında oturduğunuzun farkına varıyorsunuz.
2024 Kasım ayında vizyona giren “Sapık / Heretic” filminde izlediğimiz Sophie Thatcher bu filmdeki incelikli, karışık, ayrıntılarla dolu rolü ile oldukça iyi bir performans çıkartıyor. Sophie, basit bir korku egsersizinden duygu ve vicdana hitab eden hikayeye zirve yaptıran bir kırılganlık ve güç karışımını aktarmayı başarmış. Yönetmen, anlatının altında yatan korku ve eğlenceyi gözardı etmeden ona duygusal açıdan sınırı zorlayan sahneler vererek Sophie‘nin yeteneğinden en iyi şekilde yararlanmış. Yine, Görsel-işitsel eğlencenin sınırlarının olmadığı ve cinsel çağrışımlar ve şiddet içeren bir filmde Jack Quaid gibi “The Boys“un başkarakterlerinden birinin başrol oynaması da anlatılan hikayeyi yukarı taşıyor.
Oyuncu kadrosu, bize dost canlısı bir iz sürücüden, ipucu verenin bile öleceğini bildiğiniz ama bilmediğiniz nasıl ve hangi sırayla hayatta kalma-korku veya slasher filmlerinin çeşitli olasılıklarını sunuyor. Kanlı eğlence ve korku arayanlar bu filmi izledikten sonra hayal kırıklığına uğrayabilir. Filmi, oldukça eğlenceli bir komedi-korku hikayesi olarak değerlendirmek mümkün.
Sonuç olarak film, zıtlıklarla dolu, hem çok komik hem de inanılmaz derecede şiddetli, büyüleyici ama aynı zamanda son derece istismarcı ve insan ahlaksızlığının derinliklerine inmeye çalışırken bile büyüleyici bir eğlenceye sahip.
Yönetmen / Senaryo : Drew Hancock
Görüntü Yönetmeni : Eli Born
Kurgu : Brett W. Bachman, Josh Ethier
Müzik : Hrishikesh Hirway
Oyuncular : Sophie Thatcher, Jack Quaid, Lukas Gage, Megan Suri, Harvey Guillen, Rupert Friend, Marc Menchaca, Woody Fu
ABD / Bilimkurku-Korku-Gerilim-Romantik-Komedi / 96 Dk.
