9 Mayıs 2014’de sinemalarda gösterime giren Türk yapımı, 90 dakika süreli, gerilim türündeki Karınca Kapanı filminin yönetmen koltuğuna Fırat Tanış oturmuş. Başrolleri ise Fırat Tanış, filmin senaristi Cüneyt Uzunlar, Neslihan Yeldan, Eşref Kolçak ve Mesut Yar paylaşmış.
Karınca Kapanı filmini, çarşamba günü akşamında Etiler Hillside sinemasında yapılan galasında oyuncularla birlikte izledim. Film, aynı isimli tiyatro uyarlamasından beyaz perde için senaryolaştırılmış. Oyun, geçen sene İstanbul sahnelerinde boy göstermiş ve hayli ilgi görmüştü. Film, aksiyon ve hareketlilik beklentisi olan bazı izleyicilere sıkıcı gelebilir. Ancak filmin tamamını kendinizi filme vererek izlediğinizde sosyal mesajları dolu dolu olan iyi bir Fırat Tanış filmine tanık olacaksınız. Yönetmen Fırat Tanış, kendi vücut dilini, mimiklerini ve oyunculuk gücünü oyuncularınada başarıyla aşılamış. Bir ara sanki bütün rolleri Fırat Tanış oynuyormuş hissine kapıldım nedense 🙂
Filmden önce yönetmen Fırat’a ve senarist Cüneyt’e filmin ismi ile ilgili aynı soruyu yönelttim: “Neden filmin ismi Karınca Kapanı?” Fırat soruya kaçamak cevaplar verse de senarist Cüneyt Uzunlar, bunun bir deyim olduğunu ve filmi izledikten sonra sorunun cevabını bulacağımı söyledi. Filmin bir sahnesinde küçük bir çocuk, tuttuğu karıncayı su dolu kavanozun içine atıyor ve hiçbir yere kaçamayan karınca orada ölüyor. Peki, olay sadece bu mudur?? Tabiki de hayır… Senarist ve yönetmenimiz filmde karıncayı insan, kavanozu da gökdelen yapmış ve sonrasında da gerilim eşliğinde günümüzde yaşanan olaylara cuk oturan göndermeleri birbiri ardına sıralayıvermiş. Bir yanda, vakıflar kuran, okullar yaptıran, kendi ülkesinde ve yabancı ülkelerde yatırımlar yapan, hükümete yardımlarda bulunan ama yeri geldiğinde sigortasız, boğaz tokluğuna insan çalıştıran, az kar ediyorum diyerek fabrika kapatıp binlerce insanı aç bırakan, ülkenin en zengin iş adamı. Diğer tarafta, fabrika kapandığı için işsiz kalan, sigortası ödenmeyen, iş bulamadığı için yoksulluk içinde ölen bir babanın intikam aşkı ile yanan oğlu. Öteki tarafta ise, kıskanç kocası tarafından sürekli takip ettirilen ve şiddete maruz kalan patronun mutsuz eşi… Peki bu üçlü nasıl bir araya gelir?? Bunu filmi izleyince göreceksiniz.
Filmin kadrosu, ”survivor” gibi bir müddet sonra elene elene ikiye kadar düşüyor ve uzunca bir süre iki kişi arasında geçiyor 🙂 Bu ”kara film” türüne göz kırpan filmin başrol oyuncuları Cüneyt Uzunlar ve Fırat Tanış’ın oyunculıklarını çok beğendim. Bu oyunculuk şölenini kaçırmamanızı tavsiye ediyorum. Filmin müzikleri de gerilim dozuna göre çok iyi ayarlanmış. Fırat Tanış, müzisyen kimliğini de göstererek iki esere de sesi ile can vermiş. Filmin sonunda seslendirdiği eser çok güzel olmuş, eline yüreğine sağlık..
Yazımı, filmde iki kez üstüne basa basa vurgulanan bir deyimle bitirmek istiyorum;
”AYAKKABI YAPAN, YÜRÜYÜŞÜ DE BELİRLER”… Sizce belirler mi??
İYİ SEYİRLER