Manevi Değer / Affekssjonsverdi / Sentimental Value

FİLMEKİMİ 2025 GÜNLÜKLERİ 2

Cannes’da Büyük Ödül, Münih’te İzleyici Ödülü, Brüksel’de Jüri Ödülü kazanmış olan Manevi Değer, Tüm söylenemeyenleri hissettirmesiyle hem düşündürücü hem müthiş keyif verici bir seyirlik. Mutlaka İzlenmeli.

OrtaKoltuk Puanı:

 

1974 Kopenhag doğumlu Norveçli yönetmen Joachim Trier’i, sıkça birlikte çalıştığı senarist Eskil Vogt’u ve “Dünyanın En Kötü İnsanı” filminin yıldızı Renate Reinsve’yi yeniden bir araya getiren “Manevi Değer / Affekssjonsverdi / Sentimental Value”, Cannes’da Büyük Ödül, Münih’te İzleyici Ödülü, Brüksel’de Jüri Ödülü kazanmış.

Trier‘in muhteşem yeni filmi “Manevi Değer / Affeksjonsverdi” kız kardeşler, daha da önemlisi babalar ve kızlar arasındaki ilişkilere, zaman zaman uyumlu, zaman zaman da kızgınlık ve öfkeyle lekelenmiş bir bakış açısı sunarken, etkileyici öyküsünü, melankoli yüklü ama aynı zamanda şaşırtıcı mizah nüanslarıyla zenginleştirerek anlatıyor.

Filmlerinde her zaman, derin bir duygu yoğunluğunun, kendini belli etmeden sinsice seyirciye ulaştığı Trier, “Manevi Değer”de de belirgin Bergman esinlerinin yanı sıra, Çehov ve hatta Ibsen‘i çağdaş dünyaya uyarlayarak, sanatın değişken gücünü ve son derece kişisel eserler üretmenin sanatçılar ve incittikleri insanlar için bedelini zarafet ve empatiyle yansıtıyor. Bu bakış açısı, bahçesinin huzur veren yeşillikleri arasından şehrin uçsuz bucaksız manzarasına bakan, ailenin nesillerce yaşamış olduğu Oslo’daki evinin canlı, nefes alan, duvarlarında mutluluklar kadar acıların ve kederlerin de izlerini taşıyan varlığıyla daha da belirginleşiyor.

Hikâyeyi kısaca özetlersek ünlü tiyatro oyuncusu Nora (Renate Reinsve) ve akademisyen tarihçi kız kardeşi Agnes (Inga Ibsdotter Lilleaas) terapist anneleri vefat ettiğinde, ondan yıllarca önce boşanarak ülkesi İsveç’e dönen ve kızlarıyla hiç ilgilenmemiş olan karizmatik babaları Gustav Borg (Stellan Skarsgård) katılmadığı cenaze törenini ardından eve gelince üçü için de bir yüzleşme ve hesaplaşma süreci başlıyor.

15 yıl boyunca film çekmemiş olan bir zamanların ünlü film yönetmeni Gustav, Nora’ya yazdığı en iyi şey olabileceğini ve bir yönetmen olarak kendisi için harika bir geri dönüş olanağı sağlayacağını söylediği bir senaryo gösteriyor. Nora’ya otobiyografik metnin annesinin trajik hikâyesine dayandığını, ama filmi sadece onun için yazmış olduğunu söyleyerek başrolü teklif ediyor.

Nora aileye acıdan başka bir şey getirmeyen bir sarhoş olarak gördüğü babasının ne filminde rol oynamak ne de kendisini sahnede neredeyse hiç seyretmemiş olan bu adamla yeniden iletişim kurmak istemediğini söyleyerek teklifi reddediyor. Adamın tiyatrodan değil ama izlemekten nefret ettiğini söylemesi Nora’nın ona düşman olarak bakmasını doğrular gibi görünüyor.

Filmini çekmeye kararlı olan Gustav, rolü bir film festivalinde tanıştığı, Hollywood’dan ve orada üstlendiği projelerden bıkmış Amerikalı yıldız Rachel Kemp’e (Elle Fanning) vermeye karar veriyor. Üstelik artık İngilizce olacak Netflix yapımını olayların geçtiği eski evlerinde çekmeye niyetlidir.

Gustav, kızlarına gösterdiğinden daha fazla şefkat gösterdiği Rachel Kemp’e adeta bir evlat gibi davranmaya başlıyor ve karakteri hayal ettiği gibi yaratırken ona rehberlik ediyor. Ancak, giderek hikâyeyle yabancılaştığını fark eden Rachel, filmde rol almaktan rahatsızlık duymaya başlayarak “Manevi Değer”in en güzel sahnelerinden birinde, Gustav’a projeden ayrılacağını söylüyor.

Film bir tür çözüme doğru ilerlerken, karakterler giderek daha fazla çıplak kalıyor, bu da onları savunmasız ve ilişkilerinin derinliklerine daha açık hale getiriyor. İçselleştirilmiş öfke ve depresyon mücadeleleri içindeki bu kişilerin birbirlerine derinden ihtiyaç duydukları açık olsa da, bağ kurmalarının önündeki engeller çok büyük görünüyor. Bu engellerin yıkılmaya başlaması ancak her karakter kendi hesaplaşma noktasına ulaştıktan sonra geliyor.

Daha az yetenekli ellerde sıradan bir aile melodramına dönüşebilecek olan “Manevi Değer” Trier’in elinde hem yaşadığımız yerlerin anılarımız için kalıcı bir depo haline gelmesi ve biz hayattan ayrıldıktan sonra bile orada muhafaza edilmesi üzerine düşündürücü, hem de duygusal açıdan alışılmadık derecede zengin bir seyirliğe dönüşüyor. Özellikle geçmiş nesillerin varlığı somutlaştıkça filmin dokunaklılığı giderek artıyor.

Joachim Trier, oyuncularının en iyi yönlerini ortaya çıkaran onları karakterlerine bağlayan gerçekleri, adeta deri altından ortaya çıkaran bir yönetmen. Her zaman büyük bir oyuncu olan Stellan Skarsgård için, sadece kızlarının muaf olduğu, çapkın bir çekiciliğe sahip egoist ve zor sanatçı Gustav harika bir rol. Film ilerledikçe Skarsgård kişiliğin kendini beğenmişliğini ve hesap vermemezliğini, cilveli cazibesiyle birleştiriyor; dünyaya karşı taş yüzlü ve kayıtsız bir tavır takınmaya çalışırken bile, her yüz ifadesinde dolu dolu bir yaşam deneyimi ve pişmanlık duygusu hissettiriyor.

İtiraf etmek isteyeceğinden çok daha fazla babasına benzeyen, bazen çocuksu davranışları kendi kafasının içinde yaşayamamasından kaynaklanan bir kadını canlandıran Renate Reinsve de aynı derecede inanılmaz. İçindeki tüm ham duyguları ortaya çıkaran, aynı zamanda bu karanlık ve ağırlıklı olarak dramatik bağlamda bile komedide ne kadar iyi olabileceğini düşündüren yorumu heyecan verici.

Ülkesi dışına pek tanınmayan Inga Ibsdotter Lilleaas ise filmin büyük keşfi; Agnes’i, daha istikrarlı görünen hayatına rağmen ailesindeki herkesle aynı yaraları taşıyan bir kadın olarak canlandırıyor. Filmin sonlarına doğru Agnes’in en kötü anında Nora’yı teselli ettiği sahnede tüm ailenin birbirleriyle olan ilişkilerinde nihai dönüm noktası olacak bir gerçeklik yakalıyor.

Tüm söylenemeyenleri hissettirmesiyle hem düşündürücü hem müthiş keyif verici bir seyirlik. Mutlaka İzlenmeli.

Yönetmen : Joachim Trier

Senaryo : Joachim Trier, Eskil Wogt

Görüntü Yönetmeni : Kasper Tuxen Andersen

Müzik : Hania Rani

Oyuncular : Inga Ibsdotter Lilleaas, Renate Reinsve, Stellan Skarsgård, Elle Fanning, Anders Danielsen Lie, Jesper Christensen, Lena Endre, Cory Michael Smith

Fransa-Norveç, Almanya, İsveç-Danimarka / Dram, Dramatik Komedi / 133 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz