İkinci Seans : AEEP
Gerçek Kesitin Günümüz Uyarlaması…
Yönetmenliğini Gökhan Murat Toktamışoğlu’nun yaptığı ve üç bölüm halinde yayınlanması düşünülen korku/gerilim serisi seansların ikincisi bu hafta gösterime girdi. Hann Yapım ürünü “İkinci Seans: AEEP” ismi ile vizyona giren film yine travmalardan, bilinçaltında gizlenen korkulardan beslenen bir yapım. Ancak serinin ilk filmi olup 11 Mart’ta yayınlanan “İlk Seans: NMSM”, belli bir tutarlılıkla, geçmiş ile gelecek arasında belli bir ölçüde bağ kurarak “niktofobi”, “mizofobi”, “skiofobi” ve “musofobi”yi Aslı karakterine hayat veren Eylül Ezgi Yılmaz’ın belli bir oyunculuk yeteneği sayesinde kısmen başarılı olarak seyircilere sunmuştu. Dolayısıyla serinin diğer filmleri için onların daha iyi olabileceğine dair bir ümit de taşıyordum… Ama ne yazık ki yanılmışım…
Çocuk yaşlarında sert mizaçlı annesinin kendisine zorla yemek yedirtip kusmasına da engel olduğu, sokaklarda çocuklarla oyun oynamaya zorladığı Demet (Güler Aşık) ileri yaşlarında bu anne korkusunun Lacancı ve Freudyen psikanaliz kuramlarının geliştirdiği bilinçaltından sıyrılıp gelmesi ile geleceğinde büyük korkulara sahip olur. Aslında bu fobinin ötesinde bir çıldırmaya da tekabül etmekte. Zira serinin ilkinde Aslı kendisine zarar vermişti. Ve metro içindeki fareyi takiben oldukça kirli bir nevi çöp ev olan bir eve giren farenin izini sürdüğümüzde klostrofobik bir ortam içinde sürekli aynalara saldıran, çocuk ve bebeklerin abartılı dijital oynamalarla önümüze serildiği ve bunlarla sürekli münakaşa halindeki bir karakter ile karşılaşıyoruz.
Psikiyatri tedavisi sonrasında Demet’in bu tuhaf hareketlerinin nedenini de verme kaygısı ile oldukça başarısız flashbackler ile geriye doğru yol alıyoruz. Ancak bu geriye dönüşler Demet’in şu an ki bu trajik durumunu anlatmada oldukça yetersiz kalıyor. Ve bir de üstelik geriye dönüşlerdeki Demet’in annesi, eşi, kendisinin küçüklüğü ve babasının oyunculukları o kadar kötü ki. Sanki Flash TV’de yıllar önce yayınlanmış “Gerçek Kesit” dizi filminin günümüze uyarlanmış hali ile karşılaşıyoruz. Ve izleyici belki 60 dakika boyunca bu durumu anlamamıştır zannıyla yani belli ölçüde biz izleyenleri iyice küçümseyerek tıpkı Gerçek Kesit’teki gibi Demet’in hayatındaki eşi, komşusu ve psikolog filmin sonunda konuşturularak iyice konunun anlaşılmasının pekiştirilmesine çalışılıyor.
Ve biz komşularından uzak yaşam süren, bebeğini öldüren Demet’in travmaları olan ablütofobi (yıkanma korkusu), emetofobi (kusma korkusu), eisoptrofobi (ayna korkusu) ve pedofobi’nin (çocuk korkusu) Demet’teki nedenlerini sözüm ona öğrenmiş oluyoruz. Böylelikle filmin isminin nereden geldiği de aktarılıyor. Ancak film uzun süre tek bir mekânda sürekli tekrarlanan sahneleri manalandırmak adına o kadar uğraşa giriyor ki. Ve bunu yaparken de o denli ilkel çekim ve ses tekniğine sığınıyor ki. Hele bir de deminde değindiğim gibi oyunculuklar… Başrol oyuncusu Güler Aşık başta olmak üzere tüm oyunculuklar amatör düzeyi aşamıyorlar…
Seans Sonlansın Lütfen…
90’ların “Gerçek Kesit” dizisini “sarı bıyık” Cahit Kaşıkçılar ile sanırım bir kuşak iyi hatırlar. Çokça da bunun parodisi yapıldı. Ve bazı kötü filmler için hep bu dizi bir ölçü sebebi oldu. Ben de bu ikinci seansı izlediğimde aklıma hep bu diziyi getirmekten kendimi alamadım. Yıllar sonra bir korku filmi olarak, bu dizi formatı ve estetiği ile üstelik de bayağı ciddi ciddi korkutma amaçlı olarak vizyona bir yapımın gireceğini kaç yıl düşünsem aklıma getiremezdim.
Film bence sadece 18 yaş üstü kategorisi itibariyle sınırlamaya tabi olmamalıydı. Bunu filmin korkuttuğunu söylemek için belirtmiyorum. Aksine film hiç korkutmuyor, bundan endişeniz olmasın! Sadece ve sadece ağzından fare çıkartan, kameraya kusan, böcekli, bol kanlı, estetikten yoksun görüntüleri ile bende tiksinti duygusu uyandırdı. Ve 60 dakika gibi kısa bir süresi olmasına da sevindim, yoksa artık tahammül sınırlarımı zorlayamazdım.
Filmin üçüncü seansına gider miyim? Seyirciyi bu denli küçümseyen, geçmiş ve gelecek bağı kuramayan, bunu sinema dili ile sunamayınca bu kez hayali karakterleri konuşturarak oldukça vulgar bir tonla verip üstelik sanırım yine “Hann Yapım”ın izleyiciye sunacağı “Yecüc-Mecüc” filminin reklamını hem filmi tam izlemeye hazırlanırken girişte hem de camdaki gazete kupürlerinde veren bir yapım olması nedeni ile “benden bu kadar” diyorum ve de seansı bitiriyorum…
Yönetmen / Senaryo : Gökhan Murat Toktamışoğlu
Oyuncular : Güler Aşık
Türkiye / Korku-Gerilim / 60 Dk.