Kimler Geldi Kimler Geçti

Katları, yatları, otelleri olan insanların  sorunları…

Dizinin oyuncu kadrosuna diyecek bir şey yok ancak dizi boyunca kafama takılan şuydu : Ülke çoğunluğunu son derece yoksul olduğu bir zamanda, ekmek bile alamayacak durumda insanlar varken biz neden katları, yatları, otelleri olan insanların  sorunlarını seyrediyoruz hep. Modern çağın sancılarını onlar mı çekiyor sadece. yoksulların ilişki durumu nedir? Onlar sadece karınlarını doyurma derdinde oldukları için bu tür ilişkilere zamanları ve paraları yetmiyor mu! Bu aşk ilişkileri onlar için lüks mü?

OrtaKoltuk Puanı:

 

Ece Yörenç ve Serenay Sarıkaya’nın on yıl sonra tekrar buluşması gerçekten de bu on yılın içinde neler oldu neler bitti;  kimler geldi kimler geçti  dedirtiyor insana. On yıl önce Med-Cezir diye bir dizi çevriliyor, herkes bundan söz ediyor, inatla diziyi izlemiyordum. Popüler olana hafiften alerjim var. Tuzla’da oturuyoruz, bir gün annemi ve kızımı alarak Tuzla Mercan’a gezmeye gittik, bahara doğruydu sanırım, hava güzeldi yürüyüş yapıyorduk,  bir baktık  önümüzde  araba gidiyor, içinde genç parlak bir kız kameralar da arkasında… Çekim yapılıyor, yalan söylemeyeyim diziyi izlemediğim için ne Serenay’ı ne de Çağatay’ı tanıyorum. (İkisi de zaten o diziden sonra ünlü oldular.) O zaman on üç yaşında olan kızım arabadaki parlak kızın Serenay Sarıkaya olduğunu ve çekimlerin de “Med-Cezir” dizisi olduğunu söyledi. Böyle söyleyince annem heyecanlandı, adımlarını hızlandırarak kamerayı takip etti. Kızımla ben de annemin bu haline güldük, yıllarca da anlatıp güldük…

Bu rastlantıdan sonra Med-Cezir’i izlemeye başladım, daha ziyade Tuzla’da mekanlar  diziyi evimiz gibi hissettirdi.  Hatırladığım kadarıyla senaryo da fena değildi… Aradan 10 yıl geçti, kızım Serenay’ın o zamanki yaşına geldi, Ben Tuzla’da değilim, annem de artık bu dünyada değil..

Bir şeyi itiraf etmeliyim ki son güne kadar bu dizinin de Türk dizisi olduğundan haberim yoktu. Sadece Kimler Geldi Kimler Geçtibaşlığı ilgimi çekmişti ve çok da incelemeden 9 Mayıs’ta hatırlamam için  uyarı işareti koymuştum. Tıpkı Med-Cezir gibi tamamen tesadüfen izlediğim bir dizi oldu…

Anlaşılacağı üzere dizi senaryosu Ece Yörenç, Ayşe Özyılmazel ve Özgür Taylan’da  ait. Yönetmen de Serenay’ın yabancısı değil, Bertan Başaran. Şahmaran dizisinin yönetmenlerinden biriydi. Erkek oyuncuların hemen hepsi daha önce beğendiğim oyunculardı; Metin Akdülger (Ömer), Boran Kuzum (Feyyaz), Ahmet Rıfat Sungar (Sarp), Hakan Kurtaş (Cem)

ÇAĞIMIZIN İLİŞKİ DURUMU KARIŞIK 

Dönemin kadın erkek ilişkilerine odaklanan dizi avukat Leyla Tayland’ın (Serenay Sarıkaya) yaşadığı ilişkiler üzerinden bu durumu sorguluyor.  Sonuç ise iç acıları ve kocaman boşluk!

iç acıların toplamıdır suskunluk 

köşelerde derecesi büyüyen yalnızlık 

genişledi açısı yüreğinde seslilerin 

senfonisi başladı sahnede sessizlerin 

orkestra şefi üçgenin en tepesinde 

kenarda gözyaşları öksüz harflerin” 

                                  Nurbanu KABLAN (Bu Aşk Sayılmaz Şiirinden 1 kıta) 

Dayısının hukuk bürosunda avukatlık yapan Leyla (isim tesadüf olmasa gerek) mimar Ömer ile içine pandemi dönemini de alan uzun bir ilişkiden yeni çıkmıştır. Ayrılık acısı ile kendisine yara bandı olacak yeni  ilişkilere sarılır ancak her şeyin değiştiği gibi aşk anlayışı da değişmiş, çok çabuk tüketilen meta halini almıştır…

Avukatlık bürosunda çalışan diğer avukatlar Sarp, Esra (Esra Ruşen), Funda (Meriç Aral) ile sıkı arkadaştırlar. Bu aşk konularının her durumunu onlarla rahatlıkla an be an, en önemli toplantılarda bile kurdukları whatsapp grubundan konuşmaktadırlar. Aşk durumları  gençlerin diline ingilizce terimlerle girmiştir. Bir bakıma aşk zaten çoktan yabancılamıştır. Bu terimlerden bazılarına baktığımız zaman ilişkilerin tek kelimelik olduğunu görürüz.   Ghosting (hayaletleşme, bir görünme bir kaybolma hali ), benching (yedekte tutma) submarining (eski sevgilinin derilerde durup durup bazı anlarda yüzeye çıkması). Zaman karşılaştırması yaptığımızda, biz X kuşağının uzun uzun yazdıkları mektupların yerini artık tek kelime karşılıyor…

Leyla, şef Feyyaz ile Ghosting bir ilişki yaşarken o sırada büroya bir boşanma davası gelir ve bu davayı Leyla’nın takip etmesi istenir. Cem Murathan adlı zengin narsist üçüncü eşi Tuba ile de boşanacaktır… Bu çapraşık ilişkiler sürüp giderken araya sürprizle de giriyor. Örneğin X kuşağının görünmeyen yüzü!…

BU MODERN ZAMAN SANCILARINI HEP ZENGİNLER Mİ ÇEKİYOR!

Buraya kadar tamam, aynı evde üç kuşak yaşayan biri olarak Y ve Z kuşağını gözlemledim. Şu an Z kuşağına dahil kızımın çevresine baktığım zaman arkadaşlarının çok kısa ilişkiler yaşadığına tanık oluyorum, kızım istisna, biraz terbiyesinden biraz da genetiğinden olsa gerek tek yere takıldı kaldı. Ancak neredeyse arkadaşlarının hepsi aşkı yukarıda anlatıldığı gibi yaşıyorlar…

Oyuncular rollerinin hakkını vermiş, Serenay daha iyi bir oyunculuk göstermiş; Metin, Boran, Ahmet Rıfat beğendiğim oyuncular zaten. Kadroya diyecek bir şey yok ancak dizi boyunca kafama takılan şuydu : Ülke çoğunluğunu son derece yoksul olduğu bir zamanda, ekmek bile alamayacak durumda insanlar varken biz neden katları, yatları, otelleri olan insanların  sorunlarını seyrediyoruz hep. Modern çağın sancılarını onlar mı çekiyor sadece. yoksulların ilişki durumu nedir? Onlar sadece karınlarını doyurma derdinde oldukları için bu tür ilişkilere zamanları ve paraları yetmiyor mu! Bu aşk ilişkileri onlar için lüks mü?

Bundan yaklaşık yüz yıl önce Charlie Chaplin  dünyanın en güzel filmini çekti. Modern Zamanlar”. O, modern zamanları iş-üretim- doğa açısından ele aldığı için modern zamanın en ağır sancılarını çeken işçileri anlattı, insanın yabancılaşmasını anlattı, makineleşmeyi anlattı, hem de çok çarpıcı anlattı. Elbette bu seviyede bir filmi ve diziyi beklemiyoruz, karşılaştırmak bile abest; en azından ortalama insanlar seçerek bu öykülerin anlatılmasını beklerdim. Yeşilçamdan beri yalıda yaşayanların aşkları, yalı olmazsa konaklardaki aşklar, otellerde, yatlarda geçen aşklar….

Biz bu masallardan usandık artık, gerçek hikayeler istiyoruz. Atanamayan bir öğretmenin ilişki durumunu örneğin ya da haksızlığa maruz kalmış avukatların aşkları neden biter? Bir de gazeteciler var mesela kalemini satmayan gazeteciler onlar aşkı nasıl yaşarlar?…

Özetle modern çağın sancıları çoğunluğu öldürürken azınlığın yaşadığı ilişkiler elbette hastalanacaktı!…

Yönetmen : Bertan Başaran

Senaryo : Ece Yönenç

Görüntü Yönetmeni : Yon Thomas

Müzik : Dağhan Kök, Ulaş Özbiçer, Batur Yurtsever

Oyuncular : Serenay Sarıkaya, Metin Akdülger, Hakan Kurtaş, Boran Kuzum, Esra Ruşan, Gülcan Arslan, Meriç Aral, Efe Tunçer, Nil Sude Albayrak, Kamil Güler, Laçin Ceylan, Ege Aydan

Türkiye / Komedi-Romantik-Dram / 6 Bölüm 45 Dk.

 

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz