On Saniye
On saniye, saniyeler sürüyor!
Ben annelerin filmi ilgiyle, babaların oflayıp puflayarak seyredeceğini var sayarken gençlerin ne düşüneceğini merak ediyorum?
Senaryosu “Mukadderat” filminin senaristi Erdi Işık tarafından yazılmış, dolayısıyla gündelik yaşamımızdan sağlam bir öyküye dayanıyor 10 Saniye. Erdi Işık, kadınları iyi tanıyor : film iki kadın, hatta iki buçuk kadın arasında geçiyor. Yönetmen de kadın. Üç prodüktörden ikisi de kadın! Hadi isimlerini de tanıyalım : Bergüzar Korel, filmde iki ana karakterden birini canlandırırken filme çok inanmış ki prodüksiyona da ortak olmuş. Filmin yönetmeni Ceylan Özgün Özçelik, aynı zamanda ikinci prodüktör. Ziya Akbaş da ortak yapımcıların erkeği. Filmin ikinci ana karakteri Bige Önal. Hadi kadınlardan devam edelim: Görüntü yönetmeni Sıla Karaca, kurgu Şöhret Tandoğdu, müzikler Ekin Fil tarafından gerçekleştirilmiş. Yani baştan sona bir kadın ekibin çekip, oynayıp, toparladığı filmin erkekler tarafından ne kadar anlaşılıp sevileceğinden kuşkuluyum. Ama bana çok hitap etti!
Öğrenci okuldan atılırsa
Çekimleri Özel Fener Rum Lisesi’nde gerçekleştirilen filmin tamamı bu okulda geçiyor. Bergüzar Korel’in canlandırdığı öğrenci velisi, tipik benim evladım yapmazcı anne figürü, okuldan atılan çocuğu için okulun rehberlik öğretmeni ile görüşmeye geliyor. Rehberlik öğretmenini her türlü suçlar, tehdit eder ve iş birliği yapmaya ikna etmek için uğraşırken aralarında sözlü ve fiziki ciddi tartışmalar geçiyor. Bu kadarının bir erkek için çok da keyifle izlenecek bir durum olduğunu sanmıyorum!
Erkek veliler genelde okuldaki veli toplantılarına bile gelmez. Veli toplantıları sanki sadece anneler için düzenlenir. Babalar hep çok meşguldür, hep çok işleri vardır. Filmde de olan bitenden babanın haberinin bile olmadığını öğreniyoruz. Zaten öğrenirse de iyi olmaz, hem anne, hem öğrenci hem de okul için?
Öğrencinin suçu
Özgür isimli öğrenci, bırakın okulu, normal hayat akışını bile tehdit edecek bir davranışta bulunmuş, bunun video kaydını arkadaşlarıyla paylaşmış hatta suç unsurunu okula bile getirmiş, dolayısıyla Okul Yönetim Kurulu kararıyla okuldan atılmıştır. Rehberlik öğretmeni bu konuda kendisini önce eleştiren, sonra suçlayan, ardından tehdit eden ve her türlü maddi manevi teklif seçeneğiyle çocuğunun okula geri dönmesini sağlamaya çalışan tavrıyla görünüşte rehberlik öğretmeninin değilse bile seyircinin sabrını tüketir! Ben şahsen şu kadın benim karşımda olsa da gününü göstersem diye epey kıvrandım. Bergüzar Korel, seyirciyi sinirlendirmekte ve antipatik olmakta çok başarılı! Tersi daha kolaydır çünkü.
Öğrenciyi sadece birkaç sahnede görüyoruz, hayal gibi gelip geçiyor. Rehber öğretmen uzun bir süre gösterdiği sabrı sonunda kaybediyor ama yine de başına bela açmamak için direniyor. Bu konuda da seyirciyi ikna etmenin dışında sinir etme konusunda o da çok başarılı. Bige Önal da alkışı hak ediyor. Görüntüler güzel. Kamera hareketleri ilginç: yatay gidiş gelişler yerine dikey gidiş gelişler farklı bir efekt yaratıyor. Okul, görsel olarak, zengin çocukları için düzenlenmiş sıkıcı ama disiplinli, iyi eğitim veren bir okul için çok iyi dekor.
Sonuç olarak ben annelerin filmi ilgiyle, babaların oflayıp puflayarak seyredeceğini var sayarken gençlerin ne düşüneceğini merak ediyorum. Başka önemli ayrıntı ve suçlamalar da var ama izleyene sürpriz bırakmak için bahsetmiyorum. Bakalım katılacağı Tokyo Film Festivali’nde nasıl karşılanacak?
Yönetmen : Ceylan Özgün Özçelik
Senaryo : Erdi Işık
Görüntü Yönetmeni : Zeynep Seçil
Kurgu : Şöhret Tandoğdu
Müzik : Ekin Fil
Oyuncular : Bergüzar Korel, Bige Önal, Defne Burnaz
Türkiye / Dram / 71 Dk.