Zaferin Rengi

Kuvayı Milliye Ruhu…

Zaferin Rengi sinemamızın Kuvayı Milliye Ruhu içeren en iyi destansı (epik) filmleri arasına giren bir eser olmuş. Elbette maç sahnelerine uzun emek verilmiş, kürek sahnesi için özel çalışılmış çok iyi bir futbol filmi, spor filmi de.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Fenerbahçe Sevgisi

Uygarlık tarihinde değer bulup değer olmuş ne varsa, insanlığın üretip uygarlığa sunduğu, şiir, edebiyat, tiyatro, sinema, müzik, resim, dans, gezi, gastronomi, mimari, bilim, astronomi gibi nice alanla birlikte spor da kendimizi, dünyayı, evreni görmenin biçimlerindendir. Hele de insanın kendi yalnızlığına sığdırılıp tektipleştirilmeye, daha güdülenebilir, böylece daha güdülebilir hale gelmesine zemin sağlayan şu çağda, bir araya gelmenin, bütüncül yaklaşımın varsıllığını bize iyice gösterir. Yasakmeyve Şiir dergisi Eylül 2011’de Türk şiir tarihine damga vurmuş, şimdiki yetişkin şair kuşağın oluşumuna büyük katkı koyan (çok değerli, rahmetli Enver Ercan’ın) Yasakmeyve dergisi, ömrünün dokuzuncu yılında ilk kez, kapağını iki renk basmıştı, sarı-lacivert.

Olağanüstü günler yaşayan Türkiye gibi olağanüstü günler geçiren Fenerbahçe’yi, taraftarı olan şairlerin hazırladığı bir dosyayla selamlamak istemişti dergi. İşte o şiir-futbol ilmeğiyle bütüncül varsıllığa biz de böyle imzamızı atmıştık. Fenerbahçe, Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kalelerinden biriydi, biridir çünkü. Çalkantılı dönemlerde direnişiyle, sıradan görünen herhangi bir günde gündeme getirdiği meseleyle bu kale yaşantımızda kararlılıkla kendini hissettirir. Fenerbahçe Sevgisi Bu satırların yazarı (Nurduran Duman) olarak o zaman dergide şunları söylemiştim : “Sporun her dalı kıymetlidir, sanatın her dalının kıymetliliği gibi. Hep ileri, hep… ileri. İnsanın kendini ve yeryüzünü tanıması, anlaması, anladıkça ikisini de affetmesi için olanaktır hepsi. (…) Olmayanın olabileceğine “inancın”, oldurulabileceğine inançlı “hayal gücünün” daha iyi insan’a ve daha iyi bir dünyaya ulaşmak için “umudu” parlatması için olanaktır sporun tüm dalları. İnsanın kendini aşması, g yerçekimi ivmesine meydan okurken yeryüzüyle barışık sürekli gelişen bir ilişki kurması için birer fırsattır her biri. Spor sevgisiyle insan sevgisi aynı potada, aynı filede, kalede, kürekte, yelkende, kayakta, patende, çimde, rüzgârda, suda, buzda… eriyen iki nimet değil de nedir?

Fenerbahçe sevgimi öğrenip de “futbolu neden bu kadar çok sevdiğimi” sormayanı yoktur; bir kez de buradan -taraftar olarak duygulanım hakkımı kullandığım, belki bir daha başka hiçbir düzyazımda bu kadar birinci tekil şahıs tümceler kurmayacak olduğum bu yazıdan- söyleyeyim: Futbolu değil Fenerbahçe’yi seviyorum. Taraftar sayısı ne kadarsa o kadar çeşittir Fenerbahçe Sevgisi. Ben Fenerbahçe’yi, yurdun her köşesinde açtığı spor okullarıyla çocuk ve gençlere sağladığı olanak ve fırsatlar için, birçok branşla spora verdiği önem ve kattığı değerler için, dolayısıyla insanlığa sunduğu hizmetten ötürü seviyorum en çok.”

Sporla ateşlenen direniş ruhu

“Fenerbahçe Sevgisi” başlıklı o yazımdan on üç yıl sonra birinci tekil şahıs duygusuyla yazdığım ilk yazı yine Fenerbahçe’ye ilişkin olacak sanırım. İlk sahneden başlayarak gözlerim yaşararak, çoğu sahneyi de gözyaşlarıyla izlediğim “Zaferin Rengi” filmine ilişkin, şu okuduğunuz. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün desteği ile, yönetmenliğini Abdullah Oğuz’un üstlendiği dönem filmi Zaferin Rengi sinemamızın Kuvayı Milliye Ruhu içeren en iyi destansı (epik) filmleri arasına giren bir eser olmuş. Elbette maç sahnelerine uzun emek verilmiş, kürek sahnesi için özel çalışılmış çok iyi bir futbol filmi, spor filmi de.

1918-1923 yılları arasındaki gerçek olaylara dayanan film, Anadolu’ya silah ve cephane kaçıran, 1911 yılı Fenerbahçe SK başkanlığını yapmış Amir Emirzade gibi oyuncularından şehit vermiş Fenerbahçe’nin, topraklarımızı terk ederken giderayak İngiliz karma takımına karşı kazandığı Harington Kupası’nı öykülüyor. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Anadolu’da ateşlenen milli mücadele ruhunun, işgal altındaki İstanbul’da, işgal kuvvetlerinin takımlarına karşı verilen futbol mücadelesiyle yayılışına, alınan zaferlerle kenetlenip umut bulan Türk halkının direnişine odaklanarak. Ana karakter olarak ise Kubilay Aka’nın hayat verdiği, Fenerbahçe’nin kurucu üyesi efsane kaptan Galip Bey’i alıyor.

100. Yıl’dan zaman yolcusu

Tarihi gerçeklere dayanan senaryo, konvansiyonel sinema matematiğini, gerçek kahramanların yanına az da olsa kurgu karakterler ekleyerek sağlarken, tarihe de pek ters düşmüyor. Öyküyü toparlayıp zenginleştiren Peyker karakteri örneğin, Milli Mücadele’de etkin olan kahraman kadınlarımızı da simgesel değer olarak imliyor. İzmir’in işgalinden tetiklenerek düzenlenen Sultanahmet Mitingi’nde konuşan Halide Edip Adıvar gibi. Filmde Adıvar’ı Birce Akalay’ın canlandırdığı bu sahne çok başarılı, ruha işleyici; okullarda tarih dersinde okuduğumuz, genel kültür dağarcığımızdaki çizgisel bir bilgi, ayaklanıp ete kemiğe bürünüyor bu sahneyle.

“Attığınız her gol kurşun olacak! Tuttuğunuz her top vatan müdafaası!” diyerek halka umut aşılasın, direnip dirilişine güç kuvvet versin diye görevlendirmek üzere Fenerbahçe’yi ziyaret eden, kumandanlığı çarecilik bilen Mustafa Kemal Paşa ile Galip Bey’in gece vakti fındık kabuğu gibi bir kayıkla Fenerbahçe’den Moda Burnu’na doğru, devasa İngiliz savaş gemilerinin önünden geçtiği sahne ise estetik olduğu kadar, en anlam yüklü karelerden biri olarak sinema kültüründeki yerini aldı bile. Seyircilerin hem Cumhuriyetimizin 100. Yılı’ndan bir zaman yolcusu hem de dönemin yurttaşı olarak içine gireceği bu karede, “Ey Galip, sen o küçücük kayıkta kürek çekerek kimi taşıyorsun biliyor musun? Elbette biliyorsun” diyerek gözyaşı döken kim bilir kaç seyirci olacak…

16 Şubat’ta vizyona giren filme ayrıca bakalım, basın ön gösterimine gelen bizler gibi sarı lacivert formasını giyip atkısını takarak giden seyirciler olacak mı?.. Kırmızı beyaz giyinerek de gidecek seyirci çok olabilir elbette. Zaferin Rengi, Ali Sami Yen ve Galatasaray’a minik bir selam veriyor olsa da Fenerbahçe’nin Milli Mücadele yıllarındaki kendi öyküsüne odaklanıyor. Belki diğer kulüplerimiz de o yıllardaki kendi öykülerinin filmini çekerler ileride. Belki hepsinin birden öyküsünün harmanlandığı ortak bir yapım bile çekilir. Dilemek sanattır. Sanata evet.

Atatürk’ün Fenerbahçe Kulübünün ziyaret defterine yazdıkları : “Fenerbahçe Kulübünün her tarafta beğenilip değer verilen, ortaya çıkmış eser ve çalışmalarını duymuş ve bu kulübü ziyaret edip bu işte emeği, yardımı olanları tebrik etmeyi görev edinmiştim. Bu görev ancak bugün yerine getirilebilmiştir. Takdir ettiğimi ve kutladığımı buraya kaydetmekle övünüyorum.” 3.5.1918 Ordu Komutanı Mustafa Kemal

Yönetmen : Abdullah Oğuz

Senaryo : Abdullah Oğuz, Evren Oğuz, İsa Yıldız

Görüntü Yönetmeni : Ghasem Ebrahimian

Kurgu : Sercan Güdücü, Abdullah Oğuz

Müzik : Yıldıray Gürgen

Oyuncular : Kubilay Aka, Nejat İşler, Timuçin Esen, Yiğit Özşener, Gülper Özdemir, Birce Akalay, Gonca Vuslateri

Türkiye / Tarihi-Biyografi-Spor / 157 Dk.

4 YORUMLAR

  1. Spor sevgisiyle insan sevgisi aynı potada iki nimetmiş gerçekten. Gözyaşlarıyla okudum. “Attığınız her gol kurşun olacak. Tuttuğumuz her top vatan müdafaası”
    Elinize sağlık, mutlaka izleyeceğim filmi.

  2. Takım tutmuyorum, kritik zamanlarda hangi takım en iyi duruşu gösteriyorsa onun yanına geçiyorum; Sanat ve spor ilişkisi böyle olmalı, Enver Ercan’ın yaptığı gibi…
    Son zamanlarda Fenerbahçe’ye sempatim arttı, yorumun da filmi izle diyor. Bizim sinema sahibi Pauline’i ikna edersek ve buradaki Türkler’den epeyce seyirci garantisi sağlarsak filmi burada izlemek şahane olur…
    Kalemine sağlık…

  3. Ne güzel. Dilerim olur. Ben taraftar duygusuyla yaklaştım ama verdiğim 4 yıldız filmin sinema matematiğine, sinema sanatının gereksinimlerini bütüncül karşılayışına. Büyük, epik bir film olmuş, buna bir yurttaş olarak sevindim. Fenerbahçeli olmak şart değil izlemek için, tarihi olaylara dayanıyor diye belgesel beklentisine girmeden izlemek yeterli. Bir süre sonra vatan sevgisiyle dolup Fenerli olduğunuzu unutuyorsunuz. :). Film oralara, Fransa’ya gelirse haber ediniz, olur mu?

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz