Hızlı ve Öfkeli 8 (The Fate and Furious)
Aile dağılıyor
Hızlı ve Öfkeli serisinin yeni filmi, yılın en fazla beklediğim aksiyon filmlerinden biriydi.
İlk filmden bu yana aksiyonda hız kesmeyen ve kendi tarzını oluşturan seri her yıl gişeden başarı ile ayrılıyor. Haliyle yeni filmler birbiri ardına ekleniyor.
Serinin yeni filminde ekibin başı Dominic Toretto (kısaca Dom), ekibine yani ailesine ihanet eder ve uluslararası bir siber suçlu olan Cipher’in (Charlize Theron) yanında yer alır. Dom ekibe, bir EMP bombası kaçırma görevinin ardından tuzak kurar ve bombayı alarak oradan uzaklaşır. Ekip Dom’un ne yaptığının mantıklı bir cevabını bulamazken sevgilisi Letty (Michaelle Rodriguez) ona ön yargı ile yaklaşmaz ve bir tehdit altında olduğunu düşünür. Haksızda sayılmaz. Dom içinde bulunduğu tehdit nedeniyle Cipher’in kaos yaratmak üzere planladığı tüm suçlarda bizzat kendisi için çalışır. Bu arada eski polis olan ajan Hobbs (Dwayne Johanson)’a Bay Hiçkimse adında gizemli bir federal ajan ekibi toplaması ve Cipher’in peşine düşmesi için kendisine teklif götürür. Bu arada ekipten eksilen Dom’un yerini dolduracak bir yardımcı da hazırlamıştır. Bir önceki filmin Villian (baş kötü adam) karakteri olan Deckard (Jason Statham).
Ekip, özellikle Hobbs, Deckard’la çalışmayı kabul etmez fakat Dom’un peşine düşmek ve Cipher’ı yenebilmek için buna mecburdur. Bu durum filmin senaryosunda iyi hazırlanmış dramatik açıdan bol malzeme veren kilit bir çatışma olmuş. Hobbs ve Deckard film boyunca atışmalarına devam ederken, düşmanımın düşmanı arkadaşımdır mantığı ile düşmana dolayısıyla insana güvenme noktasında güzel mesajlar taşıyor.
Jason Statham, Hızlı ve Öfkeli serisine bir önceki filmle dahil olmuş ve aksiyon filmlerinin yıldız oyuncularından biri olarak seriye tek filmde kullanılamayacak kadar yakışmıştı. Bu filmde kendisini saf değiştirmiş olarak görmek ve özellikle Dom’un her filmde özellikle tekrarlanan ‘aileye verdiği önem’ mesajlarına karşın ailesine ihanet edebilmesi dramatik çatışmayı daha da güçlendirmiş.
Genellikle Bond, Görevimiz Tehlike vb. ajan filmlerinde gördüğümüz taraf değiştirme üzerine ilerleyen senaryo yapısı, 8 filmlik bir seriyi klişeden kurtartmış diyebiliriz. Zaten Hızlı ve Öfkeli 8 de en beğendiğim unsur kesinlikle filmin senaryosu.
Charlize Theron içinse filmin en iyi ikinci olayı diyebiliriz. Kötü kadın karakterlerini başarıyla canlandıran oyuncu filmin en akılda kalıcı yanlarından biri. Sinsice hazırladığı tuzaklar, akıllıca köşeye sıkıştırmalarıyla Dom’un filmin son sahnesine kadar elinde tutmayı başarabiliyor ve ayrıca Letty’e karşı kadın kadına bir çekişmeninde yer aldığı sahnelerle, iyi bir ‘Femme Fatale’ örneği sergiliyor seyirciye. Özellikle yaşına rağmen gösterdiği başarılı performans, yüz kusurlarını gizleyen başarılı dijital makyajı ile birleştiğinde 10 yıl öncesinden hiçbir şey kaybetmemiş bir Charlize Theron izliyoruz.
Mekansal olarak özellikle filmin ilk büyük aksiyon sahnesi olarak görebileceğimiz ‘hapishaneden kaçış’ sekansı, aksiyon filmi izlediğinizi sonuna kadar hissettiriyor ve serinin şanına yakışır derecede hareket barındırıyor. Onun dışında şehir çatışmalarının yanısıra finale karlı buzlu arazilerde Rusya’da geçen son çatışma ile girilmesi doğru bir seçim olmuş.
Yine filmin, serinin diğer filmlerine göre daha başarılı bulduğum başka bir konusu ise araç,araba kullanımı. Bildiğimiz gibi Hızlı ve Öfkeli deyince akla araba, motor sesinden başka bir şey gelmiyor fakat bu filmde arabalar neredeyse her sahnede hikayenin içine çok doğru yerleştirilmiş ve diğer filmlere göre daha fazla kullanılmış. Motor sesi, egsoz, lastik yanığına doyuyorsunuz. Özellikle fragmanda da gördüğümüz, ekibin Dom’un arabasını halatla kendi arabalarına bağlayıp onu sıkıştırmaya çalıştıkları sahne bu açıdan mükemmel.
Serinin en fazla izlenen, gişe rekoru kıran filmi, bir önceki yani 7. film. Bu da yeni filmin omuzlarına daha yüklü bir sorumluluk yüklüyor. Burada 7. filmin başarısında özellikle Hollywood korku sinemasının yeni duayenlerinden olan ve yönetmenliği ile adından her projesinde söz ettiren James Wan’ın rolü büyük. 8. filmde ise karşımıza genelde akılda kalıcı olmayan aksiyon filmleri çekmiş olan F. Gary Gray çıkıyor. Burada filmin yönetim bakımından bir önceki filmin bir adım gerisinde kaldığını söylemek mümkün. J.Wan, 7. filmde daha akılda kalıcı ve inandırıcı sahneler kurarken, Furious8 de F. Gray, aksiyon dozunu artırmak adına yer yer fantastik diyebileceğimiz sahnelere yer vermiş. Genel olarak Hollywood aksiyonlarında son yıllarda gördüğümüz aksiyonun dozunu artırma mecburiyetinden zaten haberdarız. Çünkü gişe sineması denilen blockbuster sektöründe seyirci her yıl onlarca filmde birbirinden daha ileriye gitmeyi başaran aksiyon sahneleri izleyip tüketiyor ve doyuyor. Aynı yerde saymamak aynı sahneleri izletmemek adına yapımlar gittikçe aksiyon dozunu artırsa da, yerinde olmayan seçimler yer yer saçmalamaya doğru götürebiliyor filmleri.
-SÜRPRİZBOZAN- Örneğin, Görevimiz Tehlike’nin son filminde Tom Cruise’un havalanmış bir uçağın kapısına tutunarak hava akımına karşı koyabilmesi, Hızlı ve Öfkeli 8’de Dwayne Johanson’ın eliyle denizaltından fırlatılmış bir rokete yön verebilmesi ya da günümüzde tüm araçların elektronik sistemi ve otomatik pilotu hayata geçmemişken bir 10-15 yıl sonra görebileceğimiz şekilde tüm araçların otomatik pilot teknolojili olduğunu varsaymak gibi… -SÜRPRİZBOZAN SONU-
Aksiyon bakımından inandırıcılığı imkansızlaştıran ve yine fantastik diyebileceğimiz bir diğer kısımda özellikle Dwayne Johanson’ın bazı dövüş sahneleri. Mutlaka bu filmde göreceğimiz ve görmeyi isteyeceğimiz durum, Dwayne Johanson’ın ekibin ”Tank” karakteri olarak, düşmanlara karşı kolayca karşı koyması, fiziksel gücünü avantaja çevirip iki- üç adamla aynı anda kolayca dövüşebilmesi, bunda hiçbir sorun yok. Fakat bir tekme ile üç adam devirdiği bazı planlar eğreti durmuş ve aklıma Cüneyt Arkın’ı getirmedi değil.
Burada yöntem olarak biraz daha uzakdoğu sinemasında gördüğümüz mizanseni bol, inandırıcılıktan uzak dövüş sahneleri görmek mümkün. Filmin eleştirebileceğim noktaları bunlarla sınırlı ve bu da filmin gayet tatmin edici başarılı bir aksiyon filmi olmasını engellemiyor.
Finalde söylemek istediğim, Hızlı ve Öfkeli’nin 8. filmi bir önceki filmin başarısına bir adım geri duran bir yapım olsa da, aksiyon seven özellikle Hızlı ve Öfkeli serisini seven herkesin mutlaka izlemesi gereken kaliteli bir aksiyon filmi. İyi seyirler.