Acı Tatlı Ekşi
Yeniden Merhaba… Dün akşam BKM yapımı, 22 Aralık’ta vizyona girecek olan “Acı Tatlı Ekşi” filminin gala-ön gösterimi için Kanyon’daydık. 1970 Ankara doğumlu Andaç Haznedaroğlu’nun yönetmenliğinde çekilmiş olan film, 2013 Çin/Tayvan yapımı “A Wedding invitation – Düğün Davetiyesi” filminden sinemamıza uyarlanmış bir yapım. Uyarlama senaryosunun yazarı da, aynı zamanda filmin başrol oyuncusu olan Buğra Gülsoy!
Popüler olmayan diğer iki filmini saymazsak yönetmen Andaç Haznedaroğlu, ”Her Şey Aşktan(2016)” filmi ile popüler anlamda seyirci ile buluştu. Acı Tatlı Ekşi için ise ”sansasyonel ve popüler” film demek abartı olmaz sanırım. Sizde, izlediğinizde bana hak vereceğinizi umduğum ”Acı Tatlı Ekşi” ile büyük bir sıçrama gerçekleştirmiş kadın yönetmenimiz.. Kendisi, kariyerinin başlarında ABD ve Rusya’da dil ve oyuncu yönetmenliği eğitimi alıp yurda döndükten sonra İstanbul film akademisinde 2 dönem senaryo yazarlığı eğitimi almıştır. 6 Yıl boyunca usta yönetmen Osman Sınav’ın yardımcılığını yapan Andaç, bu arada 6 film senaryosuna imza attıktan sonra en nihayet 2013 yılında kendisini sinema yönetmenliği koltuğunda bulur. Ancak; bundan çok önce, 2001 yılında ilk yerli sitcom dizilerimizden Dadı ile başlayan ve aralarında Dudaktan Kalbe, Samanyolu, Hayat Bağları gibi dönemin çok izlenen dizilerinin olduğu tam 11 dizinin yönetmenliğini yapmıştır bile!
Yönetmenin dün izlediğim Acı Tatlı Ekşi isimli filmi, tıpkı bir orta öğretim öğrencisinin Türkçe dersi sınavında; giriş, gelişme ve sonuç odaklı yazıp 10 üzerinden 10 aldığı kompozisyon gibi! Bu filmde giriş, gelişme ve sonuç mükemmele yakın şekilde işlenmiş. Başka bir deyişle filmin hem başı, hem ortası hemde finali harika bir takip ile sıralanmış. Filme gelenler özellikle, başrol oyuncuları Buğra Gülsoy(Murat) ve Özge Özpirinçci(Duygu)’nin baştan sona harika oyunculuk performanslarına şahit olacaklar.. Çocukluk arkadaşı da olan ve birbirine deliler gibi aşık iki genç ve çiçeği burnunda üniversite öğrencisinin gençlik ateşi dolu, son derece eğlenceli çılgınlık sahnelerinin startı ile başlıyor film. Ve hiç hız kesmeden günümüz sahneleri ile seyir temposunu aynen sürdürerek seyirciyi avucunun içine alıyor.
Aslında filmi, çok fazla detay vererek daha görücüye çıkmadan deşifre etmek istemiyorum ama fragmanında bütün tüyolar verilmiş maalesef.. Eğer fragmanı izlerseniz (filme izlemeye gidecekseniz izlemenizi tavsiye etmiyorum), bütün heyecanlı gelişmelerin/sahnelerin fragmanda mevcut olduğunu ve hiç giz bırakmadığını daha iyi anlayacaksınız! Bu arada yardımcı erkek oyuncu rolünde Alper karakteri ile yer alan Yusuf Akgün’ün performansını da çok başarılı ve sevimli bulduğumu söylemeliyim. Usta oyuncu Osman Alkaş’ta, babacan ve sırdaş kafe sahibi Hakan abi karakteri ile filme lezzet katmış..
Aynı zamanda filmde dikkatimi çeken bir başka husus’da; sahnelerde ki tüm yerlerin, caddelerin, mekanların, seçilen geri plan’da ki tüm figürasyonların/kastların son derece modern seçimler ve Avrupai kişiler olduğu! İzlerken dikkat edin, gerek İstanbul olsun gerek Alaçatı olsun her yer tıpkı bir Avrupa/Akdeniz ülkesi gibi resmedilmeye çalışılmış… Kanaatimce bu özenin sebebi, filmin İngilizce altyazılı olmasından da anlaşılacağı üzere dış ülkelere pazarlama planı. Başta filmin orjini olduğu Çin/Tayvan olmakla beraber tüm uzakdoğu ve sipariş alması muhtemel tüm diğer ülkelere satışının planlanmasından kaynaklı yani tamamen ticari sebepler göz önüne alınarak yapılmış olmasıdır.
Uzun lafın kısası sevgili sinemasever dostlarım, ben şahsen filmi baştan sona çok beğendim ve 7’den 77’ye herkese tavsiye ediyorum. Orta koltuğunuza oturup harika bir 2 saat geçirmek isterseniz eğer gidin görün derim. Haa.. bu arada! ikinci yarısının içerisinde duygu yüklü bolca sahne olmasından ötürü, özellikle hanım izleyicilerin yanlarında mendillerini getirmelerini de belirtmeden geçemeyeceğim… Tekrar buluşmak üzere hepiniz şen kalın. Misafir yazar : Berkant Cengiz
OrtaKoltuk Puanı: