Jerry Lewis’in Ardından..

Ağustos ayında 91 yaşında kaybettiğimiz Jarry Lewis(Jerome Joseph Lewitch), sinema tarihinin Charles Chaplin ile birlikte en ünlü iki komedyeninden biriydi.

Ben, Jerry Lewis’i ilk kez 1983 yılında Cannes’da gördüm. Festivalin açılış galasında gösterilen ”Komediler Kralı/The King Of Comedy” nin projeksiyonuna, filmin yönetmeni Martin Scorsese ve başrolü paylaştığı Robert de Niro ile gelmişti.

”Komediler Kralı, Jerry Lewis’in zengin kariyerinde ciddi bir rolde görüldüğü tek filmdi. Lewis’i alışık olduğumuzun çok dışında bir rolde izlerken, şaklabanlık yapan Robert de Niro idi. Kendisi, bir yetişkin olmasına rağmen hala ailesiyle yaşayan, yeteneği olmamasına rağmen, bir gün komedyen olacağına inanan Rupert Pupkin rolünü canlandırıyordu.

 

Ertesi sabah yapılan basın toplantısına, Scorsese ve filmin diğer oyuncularından önce gelen Jerry Lewis mimikleri ve türlü şaklabanlıklarıyla konferans saatini bekleyenleri kırıp geçirmişti.

Filmin tek bir sahnesinde bile gülerken görmediğim Jerry Lewis, aynı ciddiyet içerisinde, cebinden minik bir fotoğraf makinesi çıkarıp, kendisini görüntülemeye çalışan foto muhabirlerinin fotoğraflarını çekiyordu.

Sonra, önündeki mikrofonu elektrikli traş makinesi gibi kullanarak traş olur gibi yaptı ve türlü atraksiyonlar yaparak basın konferansına gelen gazetecileri eğlendirdi.

 

Kimi eleştirmenlere göre ”kayıp bir baş yapıt” olan ”Komediler Kralı”nın basın toplantısı, benim 50 yıllık Cannes serüvenimin en renkli basın konferansıydı. Gazetecilerin sorularının çoğu, sinemanın en ünlü 2-3 yönetmeninden biri olan Martin Scorsese’ye ve sinemanın en büyük karakter oyuncusu Robert de Niro’ya değil, karizmasıyla salonu aydınlatan Jerrt Lewis’e idi.

O yıl 57 yaşında olan dahi komedyeni ikinci kez görebilmek için 30 yıl bekledim. Jerry Lewis, 2013 Cannes Film Festivali’nin onur konukları arasındaydı.

O yıl festivalde yarışma dışı gösterilen ”Max Rose’‘ filminin başrolündeki Jerry Lewis galaya, yönetmen Daniel Noah, Claire Bloom ve Dean Stockwell gibi diğer oyuncular ile gelmişti.

87 Yaşında olmasına rağmen, hayatiyetinden, muzipliğinden, hiperaktivitesinden, şaklabanlığından, yaşama sevincinden hiçbir şey kaybetmediğini ispat edercesine, filmin gösterilmesinden sonra yapılan basın konferansında bilinen şirinliklerini tekrarladı.

Jerry Lewis, ilgi odağı olduğu basın konferansının sonunda adeti olduğu üzere, oturduğu kürsüden cebinden çıkardığı fotoğraf makinesi ile foto muhabirlerinin resmini çekti.

Bu filmden sonra, ölümünden bir yıl önce oynadığı ”The Turıst (2016” ünlü komedyenin veda filmiydi.

Yönettiği filmlerle 20 Oscar 10 Altın Küre ödülü kazanmış senarist-yapımcı-yönetmen Martin Scorsese, dahi komedyen Jerry Lewis’i ciddi rolde oynatan tek sinema adamıdır.

Jerry Lewis ve Martin Scorsese

Aynı Marin Scosese, 1998 Cannes Film Festivali’nin ana yarışmasının jürisine başkanlık ediyordu. Ödüllerin dağıtıldığı kapanış galasında yaşanan bir olay, Cannes film festivali tarihinin en renkli ve en komik atraksiyonu olmuştu.

Martin Scorsese, yarışmanın ikincilik ödülü olan ”Jüri Büyük Ödülü’nün sahibinin ”Hayat Güzeldir/La Vita e Bella” olduğunu ilan edince, salonun ortalarında oturan birinin sıraların üzerinden atlayarak, abartılı ve aşırı sevinç gösterileriyle sahneye fırladığını gördü.

Bu kişi, filmin yönetmeni, senaryo yazarı ve baş aktörü olan Roberto Benigni, Scorsese’nin önünde diz çöküp jüriye teşekkürlerini alışılmadık bir şekilde gösteriyordu.

Roberto Benigni-Hayat Güzeldir

Olup biteni şaşkınlık içinde izleyen, ayaklarını öpmeye çalışan İtalyan sanatçıyı ayağa kaldırmak için hamle yapan Martin Scorsese’nin çabaları boşa çıkıyordu. Nihayet doğrulan ve mikrofonu kapan Roberto Benigni, çılgın gösterisini heyecanlı bir sesle yaptığı teşekkür konuşmasında da sürdürmüştü.

Salonda bulunanlar Holokost filmleri zincirinin tek komedisini yapan Benigni’ye hoşgörü ile yaklaşıp kendisini ayakta alkışlıyordu.

Zira ”Hayat Güzeldir”, 2. Dünya Savaşının siviller üzerindeki yıkıcılığını mizah yoluyla anlatan en etkileyici filmdi. Filmin, tüm olumsuzluklara rağmen ailesiyle temerküz kampına düştüğünde bile bir umut ışığı arama teması, insanın içini ısıtıyordu. Dünya Prömiyerini Cannes’da yapan film, sonrasında 3 Oscar ödülü kazanmıştı. Roberto Benigni, En İyi Aktör ve En İyi Yabancı Film Oscar ödüllerini almak üzere iki kez sahneye çıkmıştı.

 

 

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz