Coda
Oscar’da 3’te 3 : CODA
Aday olduğu 3 dalda da Oscar Ödülü kazanan “CODA” 94. Akademi Ödüllerine damgasını vuran film oldu.
Aday olduğu 3 dalda da Oscar Ödülü kazanan “CODA” filmi 94. Akademi Ödüllerine damgasını vuran film oldu. Ama ne yazık ki maganda ruhlu sevimsiz aktör Will Smith, karısı Jada Pinkett Smith hakkında uygunsuz bir espri yapan takdimci Chris Rock’a tokat atınca, olay magazin basının gündemine oturdu. Ödül törenlerinde az rastlanan bu şiddet olayının, bağımsız bir filmin müthiş başarısının önüne geçmesi, bir sinemasever olarak beni üzdü. Elinde Oscar heykelciğiyle yaptığı salya-sümük özür konuşmasına rağmen, Akademi Will Smith’e Oscar galaları ve Akademi etkinliklerinden 10 yıl boyunca men cezası verdi.
Aylarca kesin favori olarak gösterilen, 12 dalda adaylığı olan “The Power Of The Dog” filminin teselli kabilinden 1 ödül alması unutuldu, henüz 2. uzun metrajlı filmini gerçekleştiren genç bir kadın sanatçının, Sian Heder’in hem En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar Ödülü alıp, yönettiği “CODA”nın En İyi Film seçilmesi konuşulmaz oldu. “CODA” Oscar’dan önce Sundance Bağımsız Film Festivalinde 4 ödül almıştı: Jüri Büyük Ödülü, Halk Ödülü, Mizansen Ödülü ve En İyi Oyuncu Kadrosu Ödülü. Hollywood Eleştirmenler Birliği yılın En İyi Filmi seçtikleri “CODA”ya En İyi Uyarlama Senaryo (Sian Heder) ve En İyi Erkek Oyuncu (Troy Kotsur) ödüllerini verdi.
Sian Heder filmin Fransız taşrasında bir mandrada geçen orijinal filmi senaryosunda, doğum yeri olan Massachsetts’in bir balıkçı kasabasına taşır. 3 engelli oyuncusuna büyük bir sevgi ve yardımlaşma duygusuyla yaklaşıp, kendilerinden azami verim almayı başarır. Sian Heder senaryoyu yazmadan önce Amerikan işaret dilini öğrendi. Orijinal film “La Famille Bélier”de bu rolleri üstlenen Karin Villard – François Damiens’in fiziksel engeli olmayan oyuncular olmasına rağmen, “CODA”nın sağır-dilsiz 3 oyuncuya yer vermesi filme sahicilik katıyor. Zira Fransız filminin 2 başrol oyuncusunun mübalağalı performansları filmin lehine işlememişti.
APPLE’IN PROMOSYON ZAFERİ
Sian Heder bu “remake”i (yeniden çevrim) Amerikan kültürüne mükemmel bir şekilde adapte etmeyi başararak, sevimli karakterlere yer verdiği senaryosunda yazarlık hünerini sergiliyor. Matematiği iyi hesaplanmış senaryosunda, Sian Heder karakter tahlillerini de beceriyle yapmış. Final bölümünde, yarışmadaki şarkısını seslendiren Ruby’nin şarkı sözlerini salonda bulunan engelli ailesi için işaret diliyle anlatmasıyla, şarkısının müziğine kendilerini dahil etmiş oluyor. Yarışma şarkısının bir bölümünün, salonda bulunan 3 sağır tarafından dinlendiği şekilde, yani sessiz verilmesi çok etkileyici.
2014 tarihli, bol ödüllü Fransız filmi “La Famille Bélier”, adı senaryo doktoruna çıkan Thomas Bidegian’ın projesine dayanıyordu. Apple rekor bir ücrete filmin hakkını 25 milyon dolara aldı. Müthiş bir tanıtım hamlesiyle filmin “Power Of The Dog”un rakibi olarak gösterilmesini başardı. Apple ne yapmıştı ? Akademinin aile birliğini yücelten filmlere olan zaafını iyi değerlendirmiş, engelli karakterli filmlere prim tanındığını, o tür filmlerin ödül şansının yüksek olduğu bilindiğinden, senaryonun bu iki kozu ustalıkla kullanması sağlanmıştı.
Ben “CODA” ile “Hayatımın Şarkısı”nı ikinci kez izlediğimde, “CODA”nın “remake filmler orijinallerinin gölgesinde kalır” peşin hükmünde yanıldığımı gördüm. Orijinalinde süt ürünleri üreten taşralı Fransız ailenin, Amerikan versiyonunda balıkçılıkla geçinen bir aileye dönüştürülmesi, ailenin 3 engelli karakterinin gerçek hayatta sağır-dilsiz oyuncular tarafından canlandırılması, “CODA”nın lehine çalışan isabetli faktörler olmuş. Akademinin iyi anlatılmış “başarı hikayeli” filmleri ödüllendirme alışkanlığı, bir yeniyetmenin sancılı büyüme hikayesini anlatan “CODA”da iyi netice vermiş. Bu “kendini iyi hisset” filmi, izleyicinin yüreğine hitap eden duygusal, dokunaklı, alçakgönüllü ve komik içeriğiyle, etkileyici bir aile filmi. Bu bürokrasi eleştirisinde, engellilerin yaşam hakkı ve proleterlerin (burada balıkçıların) emeğinin sömürülmesi gibi güçlü temaların hakkı veriliyor.
SANCILI BÜYÜME ÖYKÜSÜ
1977 yılında Massachusets doğumlu, yönetmen – senaryo yazarı – oyuncu – yapımcı Sian Heder Macar asıllı bir ailenin kızı. İlk uzun metrajlı filmi “Tallulah” (2016), sorumsuz bir annenin bebeğini alarak çocuğu kendi çocuğuymuş gibi davranan sorunlu bir genç kadını merkezine alan bir drama idi. 2. filmi “CODA”, adını Ingilizcede “İşitme Engelli Ebeveylerin Çocukları” (Children Of Deaf Adults) kelimelerinin baş harflerinden oluşan kısaltmadan alıyor. “CODA”nın sonu kolay tahmin edilebilen bir konusu var. Sian Heder senaryosunda karakterlere ve olay örgüsüne o kadar derin bir duygu aşılıyor ki, bu handikapı aşmayı beceriyor. “CODA”, izleyiciye klişelerin bazen işe yaradığını ve zekice kotarıldığını hatırlatan bir film.
17 yaşındaki Ruby Rossi (Emilia Jones) işitme engelli bir ailenin işiten tek üyesidir. Genç kız ebeveynlerinin ve ağabeyinin balıkçılık işinin ayakta kalması için, okuluna gitmeden sabahın köründe onlara yardımcı olur. Şarkı söylemeye karşı büyük tutkusu olan Ruby’nin yeteneği, koro şefi Bernando’nun (Eugenio Derbez) dikkatini çeker. Şef Ruby’yi balık tutmanın ötesinde bir geleceği düşünmeye teşvik eder. Bir koro resitali yarışmasını kazanması halinde, müzik ağırlıklı bir üniversiteye ücretsiz olarak gitmesine olanak sağlıyacaktır. Bunun üzerine genç kız, ailesine olan yükümlülüğü ile hayallerinin peşinden gitme arasında kalır.
Rossi ailesinin reisi Frank (Troy Kotsur), eşi Jackie (Marlee Matlin) ve oğlu Leo (Daniel Durant), sendika idarecilerinin gelirlerinden yüksek oranda pay almaları üzerine, avladıkları balıkları aracıyı ortadan kaldırarak bizzat satmanın yolunu araştırır. Ancak müşterilere muhatap olabilmenin tek şartı, kızlarının liseden üniversite tahsilini düşünmeyip kendilerine destek olmayı sürdürmesidir. Annesi-babası cinsel yolla bulaşan bir hastalık yüzünden doktor gittiklerinde, ebeveynlerinin seks hayatı hakkında Ruby’nin cevap ve bilgi vermek zorunda kaldığı sahne filmin en komik sahnesiydi. Ruby koroda düet yaptığı partneri Miles’a (Ferdia Walsh-Paelo) aşık olmasıyla, bu ilk aşk öyküye romantik bir boyut katar. Sorumluluklarının ağırlığı altında ezilen genç kız, kendini bir müzik okulunda üniversite tahsili yapma ve akrabalarına karşı olan yükümlülükleri arasında parçalanmış bulur.
OSCAR’LI İLK SAĞIR-DİLSİZ AKTÖR
“La Famille Bélier” ile “CODA”nın oyuncu kadroları kıyaslandığında, aynı rolü oynayan “remake”teki 4 oyuncunun üçünün Fransız meslektaşlarından başarılı olduklarını söylemek mümkün. Tek istisna Ruby rolünü üstlenen oyuncularda. “Umut VaadedenOyuncu” César ve Lumiere Ödüllerini kazanan genç Fransız oyuncu Louana Emera’nın performansı, genç İngliz aktris Emilia Jones ile kıyaslandığında, sempatik Emera’nın burun farkıyla önde olduğunu söylemek mümkün. 20 yaşındaki, televizyon ve sinema oyuncusu Emilia Jones yetenekli bir şarkıcı ve söz yazarı. Tıpkı Louana Emera gibi, sağır toplulukların kullandığı işaret dili ASL’yi öğrenerek ve 9 ay boyunca şan dersleri alarak filmdeki rolüne hazırlanmış. Ingiliz aktris bu rolu için yüzlerce aday arasından seçilmiş. Marius de Vries’in bestelediği filmin müziklerinin yanında şarkılar canlı olarak kaydedildi. Emilia Jones’un seslendirdiği “Beyond The Shore”şarkısı filmin kapanış jeneriğinde kullanıldı.
Sian Heder senaryosunu yazarken anne Jackie rolünü ön plana çıkarmamaya özen göstermiş. Bu rol için, bebekliğinde geçirdiği bir hastalıktan sonra işitme yeteneğini yitiren Marlee Matlin’den başkası düşünülemezdi. 23 yaşındayken oynadığı sinemadaki ilk rolü,“Başka Tanrının Çocukları / Children Of A Lesser World” (1986) ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar Ödülünü kazanan Marlee Matlin, Akademi tarihinde bu ödüle ulaşan ilk sağır- dilsiz oyuncu olmuştu. Aradan geçen 38 yılda, TV ve sinemada 70’e yakın filmde oynayan deneyimli oyuncu “CODA”da rol çalmaya yeltenmeden, oyuncu kadrosunun başarısına katkıda bulunuyor. Proje safhasında filmdeki 3 sağır- dilsiz rolünün engelli oyuncular tarafından oynamasındaki israrı ile, Marlee Matlin’in filmin başarısında payı var.
Aile reisi Frank performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar Ödülünü kazanan Troy Kotsur Akademi Ödülleri tarihinde bu ödüle ulaşan ilk sağır-dilsiz aktör oldu. Doğuştan işitme engelli olan Kotsur ödülünü “engelli yaşayan herkese” adadı. Washington’da dramatik sanatlar eğitimi alan oyuncu Ulusal Sağırlar Tiyatrosu ve Broadway’de çeşitli oyunlarda rol aldı. No Ordinary Hero’da kendisiyle aynı handikapı paylaşan bir gençle yardımlaşan dilsizi canlandırdı.
Yönetmen / Senaryo : Sian Heder
Görüntü Yönetmeni : Paula Huidobro
Kurgu : Geraud Brisson
Müzik : Marius De Vries
Oyuncular : Emilia Jones, Troy Kotsur, Daniel Durant, John Fiore, Lonnie Farmer, Kevin Chapman, Ami Forsyth, Courtland Jones, Molly Beth Thomas, Ferdia Walsh-Peelo, Ayana Brown
ABD-Fransa / Müzik-Dram / 111 Dk.