Flaşbellek
Hayatları Cehenneme Dönenler…
Savaşın tarihi nerede ise insanlık ile yaşıt. Ve insanlar bu kör oyunu bıkmadan usanmadan sürdürmeye de kararlı. Dünya gündeminde her zamanki gibi yine bir savaş var ve üstelik aktörleri Rusya ve Ukrayna coğrafyamıza çok yakınlar. Yine bir başka yakın ülke Suriye’de, binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca insanın yertsiz yurtsuz kalmasına neden olan savaşın yaraları henüz kapanmazken filmlere konu edilmeye de başlandı. Fakat Derviş Zaim savaşın politik nedenleriyle ya da onun sinemaya çokça konu edildiği haliyle birer casus/militer yapısıyla çok ilgilenmiyor. Coğrafyada hayatı cehenneme dönen insanlara kamerasını çeviriyor…
Her Gün Ölümü Solumak…
Flaşbellek, öncesinde Kıbrıs sorunu gibi siyasi konulara mercek tutan Zaim‘in, aslında daha uhrevi baktığı ve kimileyin tezhip, ebru gibi sanatlardan da beslenen sinemasında ustalık işi denilecek yeni bir yapım. Dili de bazı yerlerdeki İngilizce dışında tamamen Arapça. Suriye’de savaş tüm yakıcılığıyla devam etmekte. Bunun etkileri rejim askeri olan Ahmet Rıfkı (Saleh Bakri) ve gayrimüslüm öğretmen eşi Leyla’nın (Sara El Debuch) bulunduğu kentte de devam etmektedir. Üstelik sokaklara taşan protestolar ve ona karşı rejimin kanlı bastırma yöntemleri sürekli ölümle dansı yaşatmaktadır.
Filmde geriye dönüşler görmüyoruz. Ancak savaş nedeni ile Ahmet Rıfkı ile eşinin, çocukları ile birçok yakınları da kaybedilmiştir. Ahmet Rıfkı rejime bağlı teğmendir ve bir baskın sırasında boğazından ateşli silahla yaralanarak sesini kaybeder. Artık geri bir iş olarak cepheden alınır ve depoda fotoğrafçı olarak görevlendirilir. Burası rejim muhaliflerinin cesetlerinin fotoğraflandığı ve her türlü kaydın dosyalandığı bir merkezdir. İşte tam da bu kalabalık ceset görüntüleri savaşın tüm kirini en net şekilde gösterir.
Bir süre işinin bu korkutucu boyutunu eşinden saklayan Ahmet, sonrasında Leyla’ya durumu anlatır ve ona ülkeden ayrılarak Türkiye’ye kaçmayı teklif eder. Üstelik görevi gereği flaşbellekte muhafaza ettiği katliam görüntülerini dünyaya duyurmak da ister. Leyla, daha önce kaçmak isteyen ancak başaramayarak canından olan akrabalarını bildiği için ilk başta karşı çıksa da sonrasında artık iyice kıskaca alındıkları Hama kentinden kaçmaya ikna olur. Şimdi onları çok zorlu bir yolculuk beklemektedir…
Leyla’nın Binbir Gece Masalları…
Marathon Film ile TRT ortak yapımı olan “Flaşbellek“, Derviş Zaim‘in beş yıllık aradan sonra çektiği son filmi ve bu hafta itibariyle gösterime girdi. Her ne kadar yapım ülkemiz festivallerinde ilgi görmemiş ise de, Fransa’da Montpellier Film Festivali’nden ödülle döndü. Yapım ismini ölülerin görüntülerinin içine konulmasından alıyor. İlk başta da belirttiğim gibi burada savaşın nedenleri kaba hatlarıyla sorgulanmıyor. Özellikle Türkiye sınırında birçok örgütün cirit attığı yerlerin oradaki insanların hayatlarını nasıl mahvettiğini ve bir süre sonra da aslında savaşın herkesi nasıl kirlettini çok güzel anlatıyor.
Ahmet’in mesai arkadaşı rüşvetçi teğmen Abdullah’tan, taksicilere, sınır görevlilerinden, doktorlara hatta örgüt elemanlarına kadar herkes işini parayla yapmaktadır. Tam bir para egemenliği sarmalamıştır her yeri. Para, yaşamın anahtarı haline gelmiştir. Ve çocuklar, kadınlar ve de Yezidi gibi farklı dini/kültürel yapıdaki insanların üstüne savaşın daha da tesirde bulunması… Savaş, onlar için daha da yıpratıcıdır. Bunlar filmde kendilerine çarpıcı bir şekilde yer buluyor.
Filmin bu derece tesirinde gerek Ahmet Rıfkı’yı canlandıran Saleh Bekri‘nin gerekse eşi Leyla rolündeki diğer Arap oyuncu Sara El Debuch‘un etkileri o kadar büyük ki. Saleh Bekri, film boyunca rolü gereği suskun olmasına karşın gerek beden dili gerekse de gözleri ile her şeyi o kadar iyi ifade ediyor ki. Eşi rolündeki El Debuch ise çocuk beklentisi olan, çocuk sevgisi ile dolu, insanlara Binbir Gece Masalları ile umut aşılayan, eşini hep destekleyen vefakâr eş rolü ile çok iyi.
Filmin karakterleri tekdüze bir şekilde ele almayıp, onları hep değişen boyutları ile ele alması da çok önemli. Kaba bir kötü/iyi insan ayırımı tuzağına da düşmemiş. Ve görüntüler… Savaşın yıktığı evler, bombaların etkileri, sınırdaki o tekinsiz haller hepsi görüntü yönetmeni Andreas Sinanos’un mahareti. Ve yine bir başka yabancı Maios Takoushis de yıkımın müziğini yapmış bir bakıma.
İtirazlarım…
Ancak filme ilişkin bazı itirazlarım da yok değil. Öncelikle sınıra kaçış sahneleri o kadar süper kahraman şekliyle ele alınmış ki. Bir bakıma final kısmına yakın uzatılan bu sahnelerde tipik bir aksiyon filmi izliyor havasına giriyoruz. Ve bazı kısımlar inandırıcılıktan da yoksun. Halbuki filmin uzun bir sürecindeki o savaş atmosferinin gerçekçi halinin korunmasını dilerdim.
Bir diğer itirazım ise, Ahmet Rıfkı’nın eşi ile translation yolu ile sesli iletişime geçtiği sekanslarda “Obama” isimli ücretsiz uygulamayla bunun sağlanması. Arapça versiyonunun ise paralı olduğunun vurgulanması ve iletişimin İngilizce yapıldığı sahneler emperyalizmin günahlarını hafifletme gibi yanlış bir algıya sebep olabilir. En azından bende rahatsızlık yarattı. Yönetmenin böyle bir muradı olmasa da bu iki durum için senaryo daha bütüncül ve titizlilikle ele alınabilirdi…
Mültecilere İnsani Bakış…
Derviş Zaim‘in son yapıtı “Flaşbellek“; Tabutta Rövaşata, Gölgeler ve Suretler, Cenneti Beklerken, Filler ve Çimen, Çamur, Devir, Rüya gibi her biri önemli yapımları bulunan, benim ilgiyle takip ettiğim yönetmenin atmosferi hissetiren çekimleri, taraflara mesafeli ama gerçekçi bakışı itibari ile ustalık işi yeni bir yapımı olmuş.
Savaşın kuzeyimizde de devam ettiği bugünlerde, özellikle nefret söylemlerine maruz kalan mültecilerin ne gibi zorluklarla mücadele ederek ülkemize geldiklerini aklımızdan çıkartmamalı… İşte Zaim’in son filmi, hem göçmen sorununu hem de barış gereksinimini tüm berraklığıyla göstermesi bakımından tam da gerekli bir zamanda sinemalarda… Kaçırmayın…
Yönetmen / Senaryo / Yapımcı : Derviş Zaim
Görüntü Yönetmeni : Andreas Sinanos
Kurgu : Aylin Zoi Tinel
Müzik : Marios Takoushis
Oyuncular : Saleh Bakri, Ali Süleyman, Andreas Sinanos, Husam Chadat, Hanin Abaji, Hedi Ömer, Favaz Ömer, Nadi Güler, Muhammed Rıfkı
Türkiye / Dram-Savaş / 100 Dk.