The Empress
AĞAÇLARIN TEPESİNDE ŞİİR YAZAN KRALİÇE
İran’da saçı göründü diye öldürülen Mahsa Amini vahşetini Protesto amacıyla saçların bayrak gibi dalgalandığı bugünlerde en güzel saç bayrağı 19.yüzyılda yaşamış olan Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth’in saçları olurdu herhalde. Topuklarına kadar inen sütle yıkanmış bakımlı siyah saçlar göndere çok yakışırdı doğrusu. Bana göre 21.yüzyılın sembolü olacak bu bayrak ortaçağ zihniyetine 19. yüzyıldan esaslı bir protesto olurdu.
Tahminim odur ki Kraliçe Elisabeth bugünü görseydi hiç düşünmeden o kıymetli saçlarını keser, sarayının önündeki Avusturya bayrağının yanına dikerdi; zira kendisi özgürlüğüne son derece düşkün bir kadındı; öyle ki Avusturya imparatoru Franz Joseph ile evlendiği zaman daha o anda özgürlüğünün kısıtlanacağını anladığı için “bari imparator olmasaydı” diyen bir şahsiyettir kendisi…
Özgür ruhlu bir kadının sanatla, edebiyatla ilgisi kaçınılmaz olacaktı. Geceleri saatlerce kitap okuyup şiir yazarmış. 600 tane şiiri olduğu söyleniyor, şiirlerini bulamadım, sadece bir dörtlüğe rastladım. Bu dörtlük kendisini çok iyi anlatıyor.
“O’er thee, senin deniz kuşların gibi
Dinlenmeden daire çizeceğim
Benim için dünyanın köşesi yok
Kalıcı bir yuva inşa etmek için”
Çok ince bedenli olmasına rağmen bir yere, hele saraya hiç sığmayan Elisabeth (takma adı Sissi) durmadan seyahatler yaparak ruhunu özgürleştirmeye çalıştı lakin dünya denilen gezegen de ruhuna dar geldi.
Avrupa’nın en güzel kraliçesi olan Sissi güzelliğini korumak için çağımızda yapılan her şeyi o günlerde yapıyormuş; 1.72 boyunda 48 kilo ağırlığında olan kraliçe kilosunu korumak için haddinden fazla hem rejim hem spor yapıyormuş. Güzelliğini cilt bakımı, maskelerle besliyormuş, saçlarına kendi geliştirdiği özel bakım uyguluyor, günlük üç saat saç bakımı sırasında da yabancı dil öğreniyormuş. Fransızca, İngilizce, Macarca dillerinin yanında Yunanca’yı da öğrenmiş; sırf Homeros’u Yunancadan okumak için…
En etkilendiği şair çağının Alman şairi olan Heinrich Heine’dir. Dönemin siyasal şiirin öncüsü sayılan şairi okuyan bir insan nasıl sarayın tabularını kabul edebilir ki…
“….
dokuruz senin kefenini ey Almanya
….
Yuf o krala, zenginlerin adamına,
halkın yoksulluğuna hiç aldırmayan o krala
bir de soyar bizi varana dek son kuruşumuza
kurşunlatır köpekler gibi sokak ortasında bizi
dokuruz ha dokuruz ha, dokuruz ha!
…..
Heinrich Heine (çev:A. Kadir ve Selahattin Yıldırım)
DİZİ, ALMAN YAPIMI
Sevgili Ortakoltuk okuyucuları bütün bu önbilgileri anlamlı bir izleme yapmanız için yazıyorum; zira ben, film- dizi izleme sırasında ya da sonrasında eğer bir biyografi ise epeyce; hatta saatlerce araştırma, okuma yapıyorum ve önceden bildiklerim varsa da derleyip toparlayıp kısaca okuyuculara sunuyorum…
“The Empress”dizisi 29 Eylül, perşembe günü Netflix’te gösterime girdi.
Alman yapımı dizinin Elisabeth’i canlandıran başrol oyuncusu da Almanya’da büyümüş bir Türk kızı Devrim Lingnau! Gurur verdi, kendisini alkışlıyorum. Fiziken pek benzemese de ruhen Sissi‘yi iyi yansıttığını söyleyebilirim.
Avusturya İmparatoru Franz Joseph’i Philip Froissant, ana kraliçe Sophie’yi ise Melika Foroutan canlandırdı. Melika da yine bir göçmen; İran asıllı Alman, rolünü son derece iyi yapmış.
Kostümler göz dolduruyordu, müzik de etkileyiciydi. Ünlü Avusturyalı besteci Strauss’un meşhur düğün valsi özel olarak Elisabeth ve Franz Joseph’in düğünü için bestelenmiş. Benim gibi dönem film ve dizilerine meraklı olanlar hayal kırıklığına uğramayacaklardır.
ASİ RUHLU, ROMANTİK, DUYGUSAL ELİSABETH
Dönem 19. yüzyılın ikinci yarısı; yani emperyalist güçlerin Osmanlı topraklarını bölüp parçalamaya hazırlandığı dönem.
Böyle bir dönemde ana kraliçe Avusturya tahtını sağlamlaştırmak için 23 yaşındaki oğlu Franz’ı evlendirmeye karar verir ve Bavyera’da yaşayan kız kardeşinin kızlarından olan yumuşak başlı, uyumlu, elinin altında tutacağını düşündüğü 18 yaşındaki Bavyera prensesi Helene (Elisa Schlott) ile evlendirmeye karar verir. Görücüye çıkarmak üzere Bavyera’dan yola çıkan anne 16 yaşındaki başına buyruk kızı Elisabet’hi evde tek başına bırakmak istemez ve onu da yanında viyana’ya götürür. Aile İmparator’un karşısına çıktığında Franz Helene’i değil, Elisabeth’i beğenir, ona aşık olur ve onunla ile evlenmeye karar verir. Annesi Sophie yeğeni Elisabeth’in asi karakterini bildiğinden karşı çıkar. Helene ısrarı devam eder, ne ki aşık olan bir insanı yolundan döndüremez. Görkemli bir düğünle dünya evine girerler…
Bavyera’nın müthiş doğasında özgürce büyüyen, at koşturan, bir ağaca baktığında bile gözleri dolacak şekilde sanatçı ruha sahip Elisabet’hi zor günler beklemektedir… Sanayi devriminin yükseldiği ve dünyanın yeniden şekillenmeye başlandığı siyasi ortam da cabasıdır…
Dizi her biri 1 saat süren 6 bölümden oluşmaktadır. Muhtemelen yakında dizinin devamı da gelecektir, bekleyen grupta olacağım.
Özet : kadının saçları açık olsa da rüzgara doğru özgürce savuramıyor. Zorla kapattırılan saçlar ise bırakın özgürlüğü rüzgara hasret…
Yönetmen : Florian Cossen, Katrin Gebbe
Senaryo : Katharina Eyssen
Görüntü Yönetmeni : Christian Almesberger, Christopher Aoun
Kurgu : Boris Gromatzki, Robert Rzesacz
Müzik : Sebastian Damerius, Johannes Lehniger, Lisa Morgenstern
Oyuncular : Devrim Lingnau, Hanna Hilsdorf, Philip Froissant, Melika Foroutan, Alice Dwyer, Mercedes Müller, Sammy Scheuritzel, Lieselotte Voss, Jördis Triebel
Almanya / Komedi-Dram / 6 Bölüm 45 Dk.