FIRTINALI HAYATLAR
Fırtınalı Hayatlar filminin yönetmen koltuğuna 1962 Birleşik Krallık/Yorkshire doğumlu, tv dizilerinde yönetmenlik yapan ve bu film ile ilk uzun metraj sinema filmine imza atan Mıchael Grandege oturmuş. Filmin orijinal adı Genıus’un Türkçe karşılığı ”DAHİ” anlamında. Ne var ki, bizimkiler filme ”Fırtınalı Hayatlar” ismini uygun görmüşler. Uygun görmüşler ama fırtınalı hayatların en küçük esamesi okunmuyor filmde. Ne hız var, nede fırtına. Bu nedenle, oldukça yavaş ve durağan bir film Fırtınalı Hayatlar. 
Bu dönem filminde, 1929 yılında meşhur olan ünlü yazar Thomas Wolfe ile onu keşfeden ünlü editör Maxwell Perkins’in yaşamları yüzeysel olarak hikaye edilirken Filmin merkezine oturtulan iki karakterin ne geçmişlerine nede günümüzdeki yaşantılarına derinlemesine girilmemiş. Hoopp ben seni tanıdım, romanını beğenip yayınladım, seni meşhur ettim ve hoopp öldün bitti. Böyle film mi olur Allah aşkına! Bu yazar nereden nereye gelmiş, nasıl gelmiş, çocukluğu nasıl geçmiş, ne acılar çekmiş, o genç yaşına gelene kadar yazdığı romanlarını nerede ne şartlarda yazmış? hiç bir bilgi yok! Yine, onu keşfeden o ünlü editörün alt hikayesi de pas geçilmiş. Sadece evli ve 4 kızı olduğunu biliyoruz o kadar. 
Bu film, belki bir nebze edebiyat tutkunlarını ve yazarın romanlarına aşina olanları mutlu edebilir ama edebiyatla, romanla işi olmayan seyirciler için bir ızdıraba dönüşmesi muhtemel. Filmi kurtaran tek oyuncu Colin Firth. Sade, abartısız muhteşem oyunculuğu ile adeta döktürüyor. Jude Lawe ise bildiğimiz oyun stilini ve mimiklerini bir türlü değiştirmeyen yada değiştiremeyen stilde oynamaya devam ediyor ne yazık ki!
Filmin, dönem atmosferini yansıtan sahnelerini ve kıyafetlerini beğendim. 4 Kızı olmasına rağmen erkek evlat sahibi olamayan ünlü editör Maxwell Perkins’ın (Colin Firth), genç dahi yazar Thomes Wolfe’u (Jude Lawe) oğlu yerine koyup, koruyup kollaması, ona kol kanat germesi de filmin ilgi çeken bir başka yanı. Diğer ilgi çekici detay ise her iki karakterin kadınlarının tiyatroya meyilli olması. Editörün karısı kendi çapında tiyatro oyunları yazıyor, yazarın sevgilisi ise tiyatro oyuncusu.
Sözün özü: Fırtınalı Hayatlar, ünlü oyuncuların hayranlarını sinemaya çekebilir ama edebiyat ile ilgileri yoksa onları memnun edemez. O nedenle, edebiyatı ve roman okumayı sevmiyorsanız ve yazar Thomas Wolfe’un ismini hiç duymadı iseniz bu filmi pas geçin arkadaşlar. Sevgiyle kalın, sağlıklı kalın. İyi seyirler.
