Armand
Anneler mi, çocuklar mı suçlu?
Okuldaki sessiz ve boş koridorlar, kapalı kapılar, hemşirenin sürekli kanayan burnu, okul müdürünün sıkıntılı hali ve aslında bu suçlamaya inanmayan ama kuralları uygulamak durumunda kalan genç öğretmenin sıkıntılı hali sonunda seyirci dahil herkesi sıkıntıdan boğuyor.
Norveç’in Oscar adayı da olan ve Cannes Film Festivali’nde “En İyi İlk Film” ödülünü kazanan Armand’ın yönetmeni 34 yaşındaki Halfdan Ullmann Tondel. Genç yönetmenin asıl özelliği İngmar Bergman ile Liv Ullmann’ın torunu olması! Böyle bir ailede büyüyünce hayatını senarist, yazar ve yönetmen olarak sürdürmesi de şaşırtıcı değil. Ullmann Tondel’in filmi, Bergmann’ın filmlerini de andırıyor : Mekan çekimleri, kasvet, kameranın hareketleri, Bergmann filmlerine öykünürken ölçü kaçmış sanki, gerekli olup olmadığını düşündüğüm sahneler de yok değil, 6 yaşındaki oğlunun sınıf arkadaşına cinsel bir şiddet uygulamakla suçlandığı bir toplantı arasında, boş okul koridorlarında dans ederek duygularını yansıtan bir anne, mesleği artistlik de olsa ne yapıyor acaba diye şaşırtmaz mı seyirciyi? Hele bu dansa, okul koridorlarını temizlemekte olan görevli ve süpürgesi de eşlik ederse? Filmdeki kamera hareketliliği ve sahnelerin karanlığı da beni düşündürmenin ötesinde rahatsız etti, yönetmenin amacı da belki buydu, muhtemelen!
Anneler çatışması
Çünkü ortada rahatsız olunacak pek çok şey var: Ailelerinin birbirini tanıdığı, hatta akraba olduğu iki çocuktan birinin diğerine okul tuvaletinde cinsellik içeren bir şiddet uyguladığı iddiası, okul yönetimini hayli zoru sokmuş bulunuyor. Çünkü şiddet uyguladığı iddia edilen çocuğun annesi tanınmış bir artist ve eşi de yakınlarda intihar etmiş! Konunun duyulması halinde dallanıp budaklanıp okulun itibarının sarsılacağını düşünen müdür, öğretmen ve hemşire, ailelerin şikayetlerinin dinlenip bir biçimde anlaşma ve barış ortamı uygulanması için ellerinden geleni yapmak derdinde. Ancak Renate Reinsve tarafından canlandırılan suçlanan çocuğun annesi önce, çocuğun yaşını da öne sürerek olayı ciddiye almaz, hatta uzun bir gülme krizi geçirir, sonra diğer çocuğun ailesiyle olan ilişkileri de şaşırtır. Okuldaki sessiz ve boş koridorlar, kapalı kapılar, hemşirenin sürekli kanayan burnu, okul müdürünün sıkıntılı hali ve aslında bu suçlamaya inanmayan ama kuralları uygulamak durumunda kalan genç öğretmenin sıkıntılı hali sonunda seyirci dahil herkesi sıkıntıdan boğuyor.
Coğrafya fark eder mi?
Filmi, önce Norveç değil mi, İskandinav ülkesi, ne kadar medeni insanlar bunlar, bizde olsa anneler saç saça baş başa birbirlerine girerdi diye düşünerek izlerken giderek karmaşıklaşan ilişkiler ağı ve herkesin birbirine düşmesi, geçirilen sinir krizleri, kıskançlıklar, komplolar, insan denen yaratığın her yerde benzer davranış ve tepkileri verdiğini mi gösterir?
Filme doğa da katılmış. Şakır şakır yağan yağmur sahneleri hayli etkileyiciydi. Filme hakim olan iç sıkıntısı ve kasvet, baş rol oyuncusunun izleyiciyi alıp götürmesiyle sonunda bir oh çektiriyor ama ilginç bir film olmadığı söylenemez. Cinsel şiddet, kaç yaşında başlar? Cinsel eğilimin cinse göre farklılaşmasının yaşı da merak konusu. Çocukları cinsiyetine göre ayrı tutmanın onları korumaya yaramadığı, tam tersine farklı arayışlara ittiği de düşünülmeli. Çocuklar cinselliği oyun oynayarak mı öğrenir, bu soruların hepsi havada asılı duruyor, filmi izlerken. Genç yönetmenin Bergmann etkisinden zamanla sıyrılacağı ve kendi stilini bulacağını düşünmek istiyorum.
Yönetmen / Senaryo : Halfdan Ullmann Tøndel
Görüntü Yönetmeni : Pål Ulvik Rokseth
Kurgu : Robert Krantz
Müzik : Ella Van der Woude
Oyuncular : Renate Reinsve, Ellen Dorrit Petersen, Endre Hellestveit, Thea Lambrechts Vaulen, Øystein Røger, Vera Veljović, Patrice Demoniere
Almanya-Hollanda-Norveç-İsveç / Psikolojik Dram / 117 Dk.