Bu hafta sinemalarda gösterilmeye başlanan 2012 Fransa yapımı AŞK, 126 dakika süreli,dram türündeki filmin yönetmen koltuğuna senaristliğini de üstlenen Avusturya’lı Oscar ödüllü Michael Haneke oturmuş.Başrolleri ise Jean-Louis Trintignant,Emmanuelle Riva,İsabelle Huppert ve Alexandre Tharaud paylaşmış.Film,1) 2012 Boston Society of Film Critics Awards’da En İyi Kadın Oyuncu,Yabancı Dildeki En İyi Film ödüllerini, 2) 2012 Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye-En İyi Film, 3) En iyi film Avrupa Ödüllerinde en iyi film, en iyi yönetmen,en iyi kadın oyuncu ve en iyi erkek oyuncu ödülleri 4) 2012 Las Vegas Film Critics Society Awards yabancı dildeki en iyi film ve en iyi kadın oyuncu, 5) 2012 National Board of Review,USA yabancı dildeki en iyi film,6) New York film Critics Circle Awards yabancı dildeki en iyi film ve pek çok eleştirmen birliği ödülleri aldı.Ayrıca yabancı dildeki en iyi film kategorisinde 2013 Altın Küre Adaylığı ve 2013 Akademi Ödülleri yabancı dildeki en iyi film ödüllerinde de ilk sıralarda.
Yönetmen Haneke,genelde filmlerinde hep bunu yapıyor ve insanların gönül teline dokunmayı gayet iyi başarıyor.Bu filmdede yine insanların yüreklerine dokunmayı tercih etmiş.İnsan hep gençmi kalır,hiç yaşlanmazmı?Peki gençlikte hoplayıp zıplayanlar,dünyayı umursamayanlar yaş 80’lere gelince ne yapar?Yaşlılıkla nasıl mücadele edilir?Bir ömür boyu hep aynı çizgide,yolda yürünürmü? Çocuklar yuvadan uçup gidince iki yaşlı kalp birbirine destek olurmu yada olabilirmi?En önemli soru ise,insanlar 80’ninde bile sımsıkı bir aşk ile birbirlerine bağlı kalabilirmi? sorularını seyircilerin yanıtlamasını istemiş Haneke.
Film,gerçekten çok duygusal ve seyircilere vicdanlarını sorgulatıyor.Açıkça söylemem gerekirse, herkesin bu iç burkan aşk hikayesini rahatlıkla izleyebileceğini sanmıyorum.Filmin iki başrol oyuncusunun ise performansları hayli etkileyici.Bizlere mükemmel bir oyunculuk ziyafeti çekiyorlar.Filmde beni en etkileyen sahne, hemşirenin Anne’nın saçını tararken hoyrat davranması ve bu nedenle Anne’nın acı çekmesi ve onu izleyen Gorges’un hemen ardından hemşirenin işine son vermesi oldu.
FİLMİN KONUSU : Gençliklerinde müzik öğretmeni olan yaşlı çift,öğrencileri Alexandre’nın konserine giderler.Eve döndüklerinde kapının zorlandığını görürler ama fazla üzerinde durmazlar.Ertesi sabah kahvaltı yaparlarken Anne,sabit bir noktaya bakıp kalır ve Georges’un hiçbir hareketine tepki vermez.Bir müddet sonra kendine gelir ve hiç birşey olmamış gibi kahvaltısına devam eder.Doktor,beyin hücrelerinin yok olduğunu ve durumun dahada kötü olacağını söyler.Hastalığın tedavisi yoktur.Anne,zaman ilerledikçe kötüleşir ve sağ tarafına felç iner.Bir müddet sonra konuşamamaya ve yatağa mahkum yaşamaya başlar.İyice çocuklaşır ve Vücudunun her yeri acımaya başlar.Georges,Anne’ya bakması için hemşire tutar.Ancak,hemşirenin bakımını beğenmeyen Georges hemşireyi kovar.Anne’nın bakımını kendi üstlenir.Bir müddet sonra kendisine bile bakmakta zorlanan yaşlı Georges için Anne’nın bakımı zorlaşmaya başlar.Anne’nın acılarını sonlandırmak için tek çare vardır artık o’da…BU MUHTEŞEM FİLMİ MUTLAKA İZLEYİNİZ!!
İYİ SEYİRLER
