TAYLAN BİRADERLER ‘AZİZLİK’ YAPIYORLAR…
Netflix kanalında daha dün yayınlanmaya başlayan ‘Azizler’ filmi, kuşkusuz yeni yılın en çok merak edilen ve seyircilerin beklentilerini oldukça yükseğe çıkaran yapımlarından biri oldu. Filmin dümeninde yaklaşık 10 sene sonra (nihayet!) bir sinema filmi formatına dönmüş Taylan kardeşler var. Filmin senaryosunda Taylan’larla beraber, yarattığı son dizisiyle (‘Bir Başkadır’) nerdeyse uluslararası düzeyde ses getiren Berkun Oya’nın imzası bulunuyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise birbirinden başarılı ve kariyerli isimler yer alıyor.
Üstelik ağzımızda hala Ezel Akay’ın yönettiği ‘9 kere Leyla’nın yarattığı biraz ‘ekşi’ tat dururken, Taylan Kardeşlerin de (tekrar) kara mizah türüne el atması bile sadece filmi merak etmemiz için bir neden oluyor.
Peki ‘Azizler’ filmi gerçekten beklentileri karşılıyor ve seyircilere ‘hoş’ bir sinema deneyimi yaşatıyor mu? Bizce cevap büyük ölçüde evet!
Çünkü öncelikle Taylan Biraderler ‘kara mizah’ türüne hakimler ve bu türün gerektirdiği seyirciyi ‘ters köşeye’ yatırma olayını beceriyorlar. Ancak bunu yaparken sade, yalın ve oturaklı sinema dillerinden vaz geçmiyorlar. Bunun yanında yarattıkları yan karakterleri sadece hikayeyi zenginleştirmek için değil başkarakterlerine sağlam bir ‘dayanak’ noktası oluşturmak için kullanıyorlar. Sundukları senaryo ve olay örgüsü ise ‘absürt’ uçlara kaysa da yine de kendi içinde tutarlı olmayı beceriyor. Bütün bunlara kapasitesi gerçekten üst düzey oyuncuların performansları da eklenince sonuç başarılı oluyor.
Aziz (Engin Günaydın), yaptığı işten memnun olmayan (bir reklam ajansında çalışıyor), evinde huzursuz, beraber olduğu sevgilisinden ayrılmayı düşünen, arkadaş çevresi oldukça sınırlı, biraz bezgin orta yaşlı bir adamdır. Bütün bu ‘bıkkın’ görüntüsünün altında ‘iyi niyetli’ olduğu için çevresindekileri kırmamak amacıyla sürekli ‘beyaz yalanlar’ uydurmaktadır. Ancak bu ‘yalanlar’ bir süre sonra onu öyle bir olay yumağına sokar ki, zaten ‘rahatsız’ olan hayatı daha da karışık bir hale gelir.
GÜLDÜRMEK DEĞİL GÜLÜMSETMEK!
Bir film, ‘kara mizah’ gibi başarılı olarak yapılması oldukça zor bir türe kayınca bizce hem seyirci beklentisi hem de hedeflenen şey oldukça yanlış yerlere kayabiliyor. Çünkü genelde bir ‘komedi’ filmine giden seyirci doğal olarak filmdeki olaylara ve karakterlere gülmek ve eğlenceli vakit geçirmek istiyor. Hele bir de oyuncu kadrosunda ‘komik’ olmayı daha önce başarmış ve yetenekli isimler varsa bu ‘gülme sabırsızlığı’ daha baskın oluyor, filmin senaryo düzeyi bile ikinci planda kalabiliyor.
Bu beklentinin sert geri tepkilerinden birini yine Taylan kardeşlerin (bizce çok başarılı) ‘Vavien’ (2009) filminde görmüştük. Filme giden sinemaseverler, özellikle afişte Engin Günaydın ve Binnur Kaya gibi ‘komedide’ kanıtlanmış iki ismi görünce muhtemelen kendilerini bir kahkaha tufanı içinde bulacaklarını ve adeta gülmekten ‘kırılacaklarını’ düşündüler… Ancak sonuç hiç de öyle olmadı çünkü Taylan Biraderler ‘saf güldürü’den çok daha ince, daha karmaşık ve ‘kara mizah’a daha uygun bir yapım çıkarmışlardı. Filmde komik olduğu kadar dramatik sahneler de vardı, olaylar sadece karakterleri gülünç durumlara düşürmeye yaramıyor ve hikayede ‘hınzır’, ‘sarkastik’ ve biraz karamsar bir mizah yer alıyordu. Doğal olarak aradığını bulamayan seyirci filme sırtını çevirdi ve sonuç gişe açısından başarısız oldu.
ORTADAKİ DENGELEYİCİ KARAKTER…
‘Azizler’ de seyirciyi güldürerek başlamıyor. Filmde tabii ki ciddi bir hava da yok ama girişte ‘naif’ romantik komedileri andıran bir sekansla başlıyoruz. Ancak bu ‘aldatıcı’ girişten sonra film gerçek yüzünü göstermeye başlıyor : tartışmaya varan iki sevgilinin konuşması bir ‘zaman takılması’ yaşıyor. Ardından Aziz’in patronu Alp’in lüks evinde verdiği şatafatlı partinin ‘sahte’ olduğu, davetlilerle değil oyuncularla organize edildiği ortaya çıkıyor. Sonrasında ise Aziz’in evine biraz emrivaki olarak taşınmış olan ablası ve ailesindeki çocuk (Aziz’in yeğeni) evde adeta terör estirmeye koyuluyor!
Bütün bu ‘göründüğü gibi olmayan’ veya ‘beklenildiği gibi davranmayan’ karakterler arasında salınan Aziz, iyice ‘saçma’ ve ‘uçuk’ noktalara (en azından henüz) savrulmamak için olayların akışını yavaşlatacak, hikayeyi daha gerçekçi ‘raylara oturtacak’ bir ‘çapa’ karaktere ihtiyaç duyuyor ve bu kişi de hikayenin hem merkezinde hem de dışında kalan Erbil Abi (Haluk Bilginer) oluyor. Oldukça durgun ve suskun, sık sık bulunduğu mekanda değilmiş gibi duran, arada ‘donup kalan’ Erbil karakteri, Aziz’in yaşadığı şaşırtıcı olaylar arasında ‘nefes almasını’ sağlayacak bir durak ve daha önemlisi olayların ‘absürtlüğünün’ altını çizecek adeta bir işaret fişeği görevi üstleniyor.
Göreceli olarak Aziz’le en ‘normal’ ve en ‘sıcak’ ilişkiye sahip olan ancak bir ‘ayağı çukurda’, (nispeten) yaşlı ve yalnız bir karakter… Aziz’in sürekli yalan söylemek zorunda kaldığı dengesiz ve baskıcı dünyasında belki de en ‘insani’ davranan kişi. Ama onun da son kertede mücadele etmek zorunda olduğu travmaları var.
OYUNCULAR PARILDIYOR!
‘Azizler’in adeta ‘rüya takımı’ gibi bir oyuncu kadrosu var. ‘Vavien’ den sonra Taylan Biraderlerle (arada ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi de var) çalışan Engin Günaydın bu ‘kara mizah’ filmde karakterinin gerektirdiği bütün sancıları, dengesizlikleri, saflığı ustaca sergiliyor. Bu kadar ‘abartılı’ bir hikayede bile karakterine ciddi bir ‘insani’ yan katabiliyor. Seyircinin filmdeki ‘rehberi’ görevini layığıyla yerine getiriyor. Erbil Abi rolünde Haluk Bilginer bir kez daha ‘az konuşarak çok şey anlatan’ bir karakteri ustaca oynuyor. Onların etrafında artık Taylan Biraderler ‘ailesinden’ olan Okan Yalabık, Halit Ergenç (özellikle onun Bergüzar Korel’le sahnesi çok eğlenceli!), Binnur Kaya ve onlara yeni katılan Fatih Artman ve Öner Erkan, üst düzey, hikayenin havasıyla tamamen uyumlu performanslar çıkarıyorlar. Sadece gayet iyi oynamasına rağmen arızalı, kabadayı, terbiyesiz ve saldırgan yeğeni canlandıran çocuk karakterine ayrılan yeri biraz ‘aşırı’ buldum.
Sonuç olarak ‘Azizler’, arada hissedilen tempo eksikliğine rağmen, Ümit Ünal’ın ‘Sofra Sırları’ (2017), Onur Ünlü’nün ‘İtirazım Var’ (2014) ve yine Taylan Kardeşlerin ‘Vavien’ filmlerinden oluşan, çok kısıtlı, ‘başarılı kara mizah filmleri’ listesine ekleyebileceğimiz bir yapım. Bu oldukça nadir ve değerli bir şey… Özellikle bizim sinemamızda…
Yönetmen : Yağmur Taylan, Durul Taylan, Sourav Kumar
Senaryo : Berkun Oya, Yağmur Taylan, Durul Taylan
Görüntü Yönetmeni : Burak Kanbir
Oyuncular : Engin Günaydın, Haluk Bilginer, Fatih Artman, Binnur Kaya, İrem Sak, Öner Erkan, İlker Aksum, Okan Yalabık, Gülçin Santırcıoğlu, Hülya Duyar, Göktuğ Yıldırım, Helin Kandemir
Türkiye / Komedi-Dram / 96 Dk.
Gerçekten merak ettim hemen izleyeceğim ????
Tşkler fazla spoiler vermediğiniz için
verilecek bir spoi yok bomboş bir 1,5 saat geçti ve sonunda noldu biz ne izledik biz kimiz burya niye geldik kafasına büründük
Beğendim..
Berbat filmi övmeye çalışmak da ayrı bir yetenek doğrusu. Kötü bir film.
Bu kadar anlamsız ve de sacma sapan bir film yapma ihtiyacı neden duydunuz anlamış değilim. sizin emeğinize bizim de vaktimize yazık ettiniz. Nitekim ancak 45 dakika izleyip katlanabildim.
Keyifle ve bol kahkaha ile seyrettim. Teşekkürler.
ne keyif aldım ne de beğendim bol kahkaha atanlar nerede attıysa burada yazsın çok merak ettim
emek harcanmış kara mizah deniyor ama maalesef 10 üzerinden 2
Filmi izledim ve çok kahkaha attım desem? Absürd severim! Ve oyunculuklar harikaydı, gerçek hayat da bu kadar absürd aslında
Fenerbahce gibi,dünyanin en ünlü futbolcularini parayla toplayip,90 dakika boyunca gol atamayan…vakit kaybi,yazik.!
Ne biçim film yapmışsınız ya boşu boşuna vaktimi çaldıniz. İzleyenler için geçmiş olsun… İzleyecekler de sakın böyle bir hataya düşmesin …
Bir film ancak bu kadar kötü olur, resmen seyirciyle dalga geçmek gibi birşey; -“ben saçma bir filmde yapsam böyle meraktan izlenir…” der gibi…
Yani filmlerde neden anlamlar yahudilere hizmet eder yada böyle anlamsız filmler yapılır birazda Allahın emir ve yasaklarına odaklı film yapsanızda ahirete biraz yatırım yapsanız ne hayırlı olurdu…