BABAANNEM
Babaannem filminin yönetmen koltuğuna, senaryosu da kendisine ait olan ”Kendinol (2014)” filminden tanıdığımız Serkan Özarslan oturmuş. Filmin çekimleri İstanbul ve İzmir’de 16 günde gerçekleşmiş. Yönetmen, Babaannem filminde yaşlı bir kadının hikayesine odaklanırken, önemli yaşam dersleri vermeye çalışmış ve ”hayat, yaşanmışlık” tecrübe gerektirir tezini seyircilerin beynine kazımaya soyunmuş. Ayrıca, ”biz canlılar kaderin yazdığı ve kurguladığı hayatı doğaçlama yaşar ve en tepeden en dibe düşebilir yada tam tersi en dipten en tepeye çıkabiliriz” fikrine de sıkı sıkıya sarılırken, her ne pahasına olursa olsun hayat mücadele gerektirir vurgusunu yapmayı da ihmal etmemiş.
Hikayede, İstanbul’un kağıt toplayıcıları üzerinden kağıtların geri dönüşümüne de değinilirken, kaderin tokadını yemiş insanların geri dönüşümü mümkün müdür? Geçmişte yaşadıklarını unutabilirler mi? sorularına da cevap aranıyor. Komedi çekmek zor, dram çekmek kolaydır. Herkesi kolay kolay güldüremezsiniz ama hüzünlendirip ağlatabilirsiniz. Çünkü; İnsanların % 90’nının kalbinin derinliklerinde mutlaka bir acı vardır. Hele ki ülkemizde, yaşamın sürprizlerine ve acılarına maruz kalmış o kadar çok kader mahkumu var ki! O mahkumlardan birisinin hikayesini ele alan sevgili Serkan, dram ağırlıklı hikayesine filmin küçük oyuncusu Duru OK ve Sayım Çınar üzerinden komediyi monte etmeyi başarmış. Metro girişinde keman çalarak ailesinin ekonomisine katkıda bulunan küçük kızımız ve Bilgisayar oyunu salonu sahibi filmin komedi yükünü omuzlamış. İki karakter de, izleyiciyi gülümsetmeyi başarıyor.
Esas sürpriz ise filmin sonunda. Her şey yoluna girdi, hikaye mutlu sonla bitiyor derken beklemediğiniz bir sonla karşılaşınca öylece kalıyor yerinizden kıpırdayamıyorsunuz. Filmde, ünlü yazar Tuna Kiremitçi’de rol almış. Mahallenin sözü geçen, hatırı sayılan antikacısı olarak hikayeye renk katmış. Usta oyuncu Meral Çetinkaya, sade ve tertemiz oyunculuğu ile gözlerinizin pasını silerken Mehmetcan Mincinozlu ve Sertaç Ekici ustaya ayak uydurmaya çalışmışlar. Filmin müziklerini, kamerasını ve kurgusunu da beğendim.
Sözün özü: Babaannem, Hayatın gerçeklerini sert bir tokat gibi yüzünüze çarparken, ”ne oldum dememeli ne olacağım demeli” ata sözünü hatırlatan, hatırlatırken ”sıcak kumlardan serin sulara atlar gibi” serinleten, iyi oyunculuklarla bezeli naif bir film. Kaçırmamanızı diliyor, iyi seyirler diliyorum.