Barda

Başarısız bir yeni sürüm

İlk filmi “Barda” nın bayrağını ileri götürme niyeti ile yollara düşen “Barda 2”, yanlış kast seçimi (rolünü hakkıyla teslim eden iki ismin oyunculuğu haricinde), yetersiz ve gereksiz diyalogları, bütünlüğe aykırı düşen kopuk senaryosu, bol tekrarlı sahneleri ve daha derinlikli ele almayı gerektiren konuları geçiştiriciliği ile “Barda” filminin hoş bir anımsatıcı olmaktan öte varamıyor.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Hande Türkel’in yönetmenliğini, Cem Özduru ile Ozan Ağaç’ın senaristliğini üstlendiği “Barda” filminin galası Çarşamba akşamı Kanyon’da gerçekleştirildi. Çoğu galaya ev sahipliği yapan Kanyon’daki gala misafirlerini ağırlama performansı, konukları salona geç alma ve filmi geç başlatma gibi gerekçelerle bu kez sınıfta kalsa da, gala için oluşan kalabalık görülmeye değerdi. Dijital platformlar için yaptığı işlerden tanıdığımız ve yeni nesil bir yönetmen olarak adlandırabileceğimiz Hande Türkel ve çoğunlukla televizyon dünyasındaki işleriyle aşinalık uyandıran Cem Özduru ile Ozan Ağaç’ın sinema ürünü bu film, merakların odağındaydı.

Bildiğimiz üzere, Serdar Akar’ın yazıp yönettiği, gerçek bir olaydan uyarlanan, kadrosunda Nejat İşler, Hakan Boyav, Serdar Orçin ve Erdal Beşikçioğlu gibi oyuncuların bulunduğu ve 26. İstanbul Uluslar arası Film Festivali’nde, yapılmış en sert yerli film olarak lanse edilen “Barda” filminin ilki 2007 yılında sinemadaki yerini almıştı ve izleyicide büyük yankı uyandırmıştı. “Barda” filminin 2024 yapımı ikincisinin, aynı tadı verip vermeyeceği ve başarılı işçiliğe sahip olup olmayacağı izleyicinin aklını meşgul eden sorulardı. “Barda 2” filmi, izleyiciyi tetikleyecek unsurları saptamış olmalı ki, filmin başında ve sonunda “Barda (2007)” filminin emekçilerini sunarak ilk filmin selamını iletmeye çalıştı.

Kadrosuna, büyük ölçüde genç, çok tanınmayan ve yıldızını parlatmayı hedeflediği bazı isimler yerleştiren (İdris Nebi Taşkan, Cem Söküt ve Melisa Berberoğlu vb.) Barda 2 filmi, bir barda kendilerini korkunç bir kabusun içinde bulan bir grubun hikayesini konu ediyor ve geçmişe kıyasla daha tehlikeli, daha karanlık, daha acımasız ve daha kutuplaşmalı bir dünya içerisinde kaldığımızı bu barda yaşanan olaylar aracılığıyla vurgulamaya çalışıyor.

Şiddete Maruz Kalma ve Çaresizlik

Neredeyse bütününe yayılacak şekilde, henüz gençlik yıllarının başlangıcında olan ve yaşamla ilgili çeşitli gayeler taşıyan (futbolcu olma, kendini idame ettirebilme, oyunculuk kariyerini ilerletme, ebeveyninin sağlık sorunu ile ilgilenme, dinin getirdiklerine göre bir yaşam sürme gibi) kadınlı erkekli bir arkadaş grubunun hiç ummadığı ve beklemediği bir gecede başına gelen fiziksel, sözel ve cinsel şiddet temalı konular filmde başı çekiyor. Film, gücü elinde bulunduran ve güce sahip bir kesimin, söz konusu arkadaş grubuna sırf öyle olsun istedikleri için neler yapabileceğinin altını çiziyor. Kadın cinayetlerinin ve kadına olan şiddetin arttığı ülkemiz gündeminde, kadın bedeni üzerinde mülkiyet ilan eden ve söz sahibi olduğunu düşünen hegemonyayı dile getirmeye çalışan bir film yapmak, hassas terazide dengede kalmayı gerektiriyor. Bu filmin derdinin bu olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü, hem kadın hem erkek karakterler üzerinde uygulanan şiddet sahnelerini ön plana çıkartıyor ve arkadaş grubu içerisinde birbiri ile partner olan çiftlerin çaresizlik duygularından beslenmeye uğraşıyor.

Arkadaş grubu içerisindeki tüm karakterlerin yeterince acı çektiğinden emin olmak isteyen ve izleyicisini de bu hususta ikna etmeye yeltenen film bir misyonu yerine getirmek için ant içmiş vaziyette. İzleyicide güçlü bir etki bırakmak içinse güçlü-zayıf, kadın-erkek, duyarlı-vurdumduymaz ve empatik-acımasız gibi zıt kutupların oluşumuna önem veriyor. Beraberinde, filmin bar gibi tek mekanda çekilmesi ve geniş bir çekim alanına yayılmaması, hem filmdeki karakterlerin hem de sinema salonu gibi tek bir mekanda film tamamlanana değin zorlu sahneleri izlemek durumunda kalan biz izleyicilerin sıkışmışlık ve çaresizlik hissinin artmasına neden oluyor.

Adalet Kıskacında Adalet Arayanlar

Politik bir mesaj vermekten ve politik bir film yapmaktan ziyade, “güçlü” bir kesim yaratma amacını güden ve politik konulara ucundan dokunan bir film mevcut karşımızda. Bu gücün kaynağına varmaktan imtina eden ve duyarsızlaştığı / yardımlaşmadığı için toplumu suçlayan.. Filmin ele aldığı konular, toplumsal bir çürüme sorunuymuş gibi aktarılıyor. Halbuki, şiddet ve cinayetin toplumsal bir sorun şeklinde meydana gelme sebebinin ne olduğu üzerinde durulmuyor ve tabiri caizse geçiştiriliyor. Bu sebeple, filmi gönül rahatlığıyla bir kefeye koymakta ve tanımlamakta zorluk yaşıyoruz.

Bir yanda adalet arayanlar, diğer yanda ise adaleti yontarak ve yolundan saptırarak kendi lehine yönlendirmeye çalışanlar var filmde. Adaletin saptırılması için yapılan kurmacalar, aracı seçilen kurbanlar, göstermelik pozlar, hafifletici unsurlar, pahalı giysiler ve ortadan kaldırılanlar var. Ustalıkla işleyen bir mekanizma bu. Gücü havzasında taşıyan kesim için kendinden eminlilik ve özgüven aşılayan. Sağduyulu ve adaletli adaleti bulma umudu ile hakkını arayanları ise cezalandıran.

Yokluğun Getirdiği Var Oluş

Adaletsizliğin hüküm sürdüğü filmin toprakları, toplumun bir ve bütün olması ve kendi adaletini yaratması ile sorunların aşılabileceği iyimser mesajı ile sonlanırken, yaklaşık 1.5 saat rahatsız edici bir sürü sahneye tanıklık etmiş izleyicinin içine su serpmiyor. İyimser mesajlı sona giden senaryo, zengin bir hikaye örgüsü ve diyalog akışı ile izleyicisini bu sona hazırlamıyor. Şiddet, istismar ve madde kullanımı gibi olumsuz ögelere haddinden fazla zaman ayıran film, gerçekçi bir sona bağlanmıyor ve servis edilen son tatmin etmiyor. Üstüne üstlük, iyimser mesajlı sonu için kullandığı yapı malzemesi, eleştirilen malzeme ile aynıysa, filmin sonu ister istemez eğreti kalıyor. Şiddetin şiddet ile çözümlenmesi veya çözümlenmemesi gerektiği bu yazıda tartışılamayacak kadar geniş boyutlu bir konu.

Filme Dair

İlk filmi “Barda” nın bayrağını ileri götürme niyeti ile yollara düşen “Barda 2”, yanlış kast seçimi (rolünü hakkıyla teslim eden iki ismin oyunculuğu haricinde), yetersiz ve gereksiz diyalogları, bütünlüğe aykırı düşen kopuk senaryosu, bol tekrarlı sahneleri ve daha derinlikli ele almayı gerektiren konuları geçiştiriciliği ile “Barda” filminin hoş bir anımsatıcı olmaktan öte varamıyor. Yine de gerilim dolu bir hafta sonu yaşamak istiyorum diyenler için bugünden itibaren vizyonda.Şimdiden herkese iyi seyirler!

Yönetmen : Hande Türkel

Senaryo : Cem Özüduru, Ozan Ağaç

Görüntü Yönetmeni : Melik Uslu

Kurgu : Sercan Güdücü

Müzik : Cem Öget

Oyuncular : İdris Nebi Taşkan, Melisa Berberoğlu, Cem Söküt, Burak Can Doğan, Alperen Aldanmaz, Melissa Değer, Yalım Danışman, Alperen Çavdar, Doğa Yiğit, Ender Hacımustafaoğlu, Hilmi Ahıska, Kıvanç Baran Arslan, Berkan Şal, Ertan Saban, Fatih Al, İlker Kızmaz, Ejder Özkarslıgil

Türkiye / Gerilim / 98 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz