Benedetta
Amsterdam 1938 doğumlu yönetmen- senaryo yazarı- yapımcı Paul Verhoeven üretkenliğini “Benedetta” ile sürdürüyor. 48 yıl önce Oscar adayı “Turkish Delices” ile başlayan parlak kariyerinde Hollandalı yönetmen, “Total Recall” (1990), “Robocop” (1987), “Starship Toopers” (1997), “Showgirls” (1995) gibi popüler Hollywood filmleri çevirdi. 1992’de Cannes Film Festivalinin Açılış Galasında gösterilen “Temel İçgüdü / Basic İnstinct” yönetmenin kariyerinde en başarılı ve en çok ses getiren filmi oldu.
Bu son film ve “Showgirls” gibi sinemanın farklı alanlarında tartışmalı filmler yapan Verhoeven “Benedetta”da kıştırtıcı hüviyetini sürdürüyor. Bu film, “Elle” den (2016) sonra Verhoeven’in Fransızca yaptığı 2. film. Tarihçi Judith C. Brown’un 1986’da yazdığı “İmmodest Acts: The Life Of A Lesbian Nun İn Renaissance İtaly” adlı romanını, Verhoeven David Birke ile müştereken senaryolaştırmış.
Roman 17. yüzyılda yaşamış Benedetta Carlini adlı rahibenin gerçek hayat hikayesinden esinlenmiş. Verhoeven skandal dozu yüksek olsa da, “Benedetta”da her zaman olduğu gibi felsefi, siyasi ve dini tartışmalara yol açan, gayet akıcı ve bütünlüklü bir Ortaçağ dönem filmine imza atıyor. Kendisi kariyeri boyunca toplumların ahlak limitlerini sorgulama ve zorlama konusunda meslektaşlarını geride bırakan bir sinema duayeni.
Bu Ortaçağ öyküsünde, sanatçının yaşanmış olaylara, akademik araştırmacı ciddiyetiyle eğilen bir romandan yola çıkarak yazdığı senaryo çok başarılı. Hollandalı sanatçıyı 83’ünde üretkenliğini yüksek enerji ile sürdürdüğünü germek sevindirici. Yoğun, derinlikli, cesur, bir film olan “Benedetta”da Verhoeven bilinen öykü anlatmadaki becerisini ve oyuncu yönetmedeki hünerini sürdürüyor.
Biyografik tarihi dram filmi “Benedetta” doğaüstü güçlere sahip, inatçı, alaycı ve seksi bir rahibenin çocuk yaşta girdiği manastırda başrahibeliğe yükseliş yolunu anlatıyor. Filmde din, cinsellik, hırs, erotizm, inanç, dini kısıtlamalar, histeri, isyan ve cinsel özgürlük gibi temalar işleniyor.
17. yüzyıl İtalya’sında Toscana’daki bir manastırda geçen konusuyla film, asil bir ailenin kızlarını buraya hayatını adaması için getirmesiyle başlıyor. Başrahibe Felcita (Charlotte Rampling) varlıklı olduğunu bildiği Carlini ailesinden kızlarını manastıra kabul etmek için sıkı bir pazarlığa girip istediğini elde ederken, Vatikan’a layık tüccar kafalı bir din insanı olduğunu kanıtlar.
Kızlarının hasletlerinden bahseden Carlini’lere Felicita, ironik bir dille “Fazla zeki olmak tehlikeli olabilir” der. Yaşanacak olağanüstüsü olaylar başrahibenin bu tespitini haklı çıkaracaktır. Benedetta manastırdaki ilk günlerinde önünde dua ettiği Meryem Ana heykeli üstüne devrilir. Küçük kız bu kazayı mucizevi bir şekilde kaza yara almadan atlatınca, rahibeler kendisinin üstün güçleri olduğuna kanaat getirir.
Küçük yaştan itibaren mucizelere vesile olan Benedetta kısa sürede çevresinde muazzam bir etki bırakır. İsa ile iletişime geçtiğine inanan Benedetta (Virginie Efira), zaman zaman çarmıha gerilmenin doğurduğu derin yara izlerini bedeninde taşır. Katolik hiyerarşi içinde hızla yükselirken, babasının ve ağabeylerinin tecavüzünden kaçıp manastıra sığına genç Bartolomea’nın (Daphne Patakia) manastıra kabul edilmesini sağlar.
Benedetta rahatsız edici dini ve erotik vizyonlardan mustariptir. Bunu sezen Bartolomea kendisine erotik yaklaşımlarda bulunur. İki rahibe arasındaki ilişki romantik ve tutkulu bir aşk ilişkisine dönüşür. Benedetta’nın halk tarafından sevilmesini, popülaritesini kıskanan Felicita’nın güzel kızı rahibe Christina (Louise Chevillotte) kendisine savaş açar. Annesinin arkasında durmamasına içerleyip intihar etmeyi seçer.
Yıldızı hızla yükselen Benedetta Felicita’yı alt ederek manastırın yeni baş rahibesi seçilir. İki rahibeyi lezbiyen ilişki içindeyken röntgenleyen Felicita soluğu Floransa’da, Vatikan temsilcisi olan Alfonso Giglioli’nin yanında alır. Tutucu, bağnaz bu din adamını Toscana’ya gelmesi konusunda ikna eder. Vebadan kırılan kasabaya gelen Alfonso Bartolomea’ya itirafta bulunması için işkenceden geçirir. Pes eden genç rahibe, Benedetta’ya mastürbasyon yapması için verdiği bir ucu cinsel uzuv şeklindeki yontulmuş tahtadan Meryem Ana heykelciği, Benedetta’nın sakladığı yeri gösterir.
Bartolomea’nın hayatını kurtarmak için Benedetta ile lezbiyen ilişki yaşadığını itiraf etmesiyle, Katolik Kilisesinde günah sayılan bu durum Benedetta’nın afaroz edilmesini sağlar. İşkenceden geçirilen genç rahibe kasaba meydanında yakılmaya mahkum edilir. Ancak kendisine inanan ve seven halkın ayaklanmasıyla alevlerden kurtulur. Engizisyon zihniyetinin temsilcisi Floransa Kardinali Alfonso Giglioli ve yakınları linç edilir.
Benedetta kasaba halkını dönem pandemisinden koruduğu inancı yayılır. Benedetta ile Bartolemea serbest bırakılır. Ancak Benedetta sevgilisinden ayrılıp yaşamının sonuna kadar kalacağı manastıra döner. İfa ettiği mucizelerle Tanrının seçtiği kul olarak görülen rahibe Benedetta rolünde, son Cannes Festivali jürisinde yer alan Fransız oyuncu Virginie Efira (44) rolünün hakkını veren inandırıcı bir performans çıkarıyor. Genç oyuncuyu Verhoeven’in bir önceki filmi “Elle”de de izlemiştik.
Efira gibi Belçika doğumlu Yunanlı Daphne Patakia ilk kez yakaladığı önemli rol fırsatını iyi değerlendiriyor. Her filmde karşımıza çıkmasına şaşırmadığımız (133 filmde yer alan) Charlotte Rampling her zaman olduğu gibi başarılı. Sırıtan tek oyuncu, karikatürize bir Kardinal kompozisyonu çizen Fransız aktör Lambert Wilson.
Yönetmen : Paul Verhoeven
Senaryo : Paul Verhoeven, David Birke
Görüntü Yönetmeni : Jeanne Lapoire
Kurgu : Job ter Burg
Müzik : Anne Dudley
Oynayanlar : Virginie Efira, Daphne Patakia, Charlotte Rampling, Lambert Wilson, Alfonso Giglioli, Olivier Rabourdin, Hervéé Pierre, Louise Cheviotte
Fransa-Hollanda / Tarihi-Romantik-Dram / 130 Dk.