Son Düello

Ben, Ridley Scott’u ilk kez 1977 yılında kariyerinin ilk filmi “The Duelists”i takdim etmek için geldiği Cannes Film Festivalinde gördüm. İngiliz usta 44 yıl sonra “Son Düello / The Last Duel” ile yine düellolu bir filme dönüş yapıyor. Ridley Scott’un 84 yaşında üretkenliğini sürdürdüğünü ve formunu koruduğunu görmek sevindirici.

1386’da yaşanmış gerçek bir olayı anlatan Eric Jager’in 2004 tarihli romanından alınmış filmin senaryosunda Nicole Holofcener, Ben Affleck ve Matt Damon’un imzası var. Affleck ile Damon kendilerine Orijinal Senaryo dalında Oscar getiren “Can Dostum / Good Will Hunting”den sonra (1998) ilk kez senarist olarak bir araya geliyorlar.

Son Düello”daki bir tecavüz ve cinayet olayı, aynen Akira Kurosawa’nın 1950 tarihli başyapıtı “Rashomon”da olduğu gibi, 3 kahramanının ağzından anlatılıyor. Film döneminin aristokrasisindeki ahlak anlayışını, Ortaçağ zihniyetini ve dönemin ruhunu yansıtmada başarılı. Kilisenin peşin hükümle ve kadın düşmanlığı ile, erkeğin yanında yer alması da filmde eleştiriliyor. Senaryo insani duyguları öne çıkarmaya, davranış kodlarını etüd etmeye özen gösteriyor. 150 dakikalık süresine rağmen bu tarihsel epik film baştan sona eksilmeyen bir ilgiyle izleniyor.

Norman şövalye Jean de Carrouges (Matt Damon) ile Norman bey Jacques Le Gris’nin (Adam Driver) olaylı düellosuna ışık tutan filmde, eski ve yakın dost olan bu ikilinin düelloya tutuşmasının sebebi, Jean’ın karısı Marguerite’in (Harriet Walter) Jacques’ın kendisine tecavüz ettiğini iddia etmesine dayanıyor. Savaştan dönen Jean, kimsenin karısına inanmadığı bir ortamda, adaletin sağlanması için Fransa kıralı 6. Charles’a (Alex Lawther) çağrıda bulunur ve çıkan karara göre bu iki arkadaş, ölümüne bir düelloda hayatta kalma mücadelesi verir. Bu tarihin son yasal düellosudur.

Soğuk, öfkeli, prensip sahibi, kompleksli, kontrol manyağı Jean, 1. sınıf bir savaşçı olmasına rağmen kadınlara nasıl davranılması gerektiğini bilmez. Jean eşinin tecavüze uğramasından çok, olayı kendisine yapılan bir haksızlık olarak kabul eder. Alt sınıftan gelen ama eğitimli, çok zeki ve bencil olan Jacques, derebeyi Pierre D’Allençon’un (Ben Affleck) gözdesi ve himayesindedir. Bu narsist iki erkeğin gözünde kadınlar cinsel arzularına cevap veren, erkeğin malı objelerdir.

Kadın düşmanlığının had safhada olduğu bir dönemde geçen öyküdeki 3 anlatıcıdan tabi ki Marguerite’in versiyonu izleyiciye inandırıcı gelir. Empati kurmayı aklından geçirmeyen, kan görmekten hoşlanan, çocuksu Fransa Kıralı filmde karikatrize edilmiş hatlarla sunuluyor. Tecavüze uğramışken müfteri durumuna sokulmak istenen Marguerite, tek başına kaldığı bu savaşta kendini savunurken inandırıcı oluyor. Esasen zengin oyuncu kadrosunda bu rolde izlediğimiz İngiliz oyuncu Jodie Comer mükemmel performansıyla öne çıkıyor.

Yönetmen : Ridley Scott

Senaryo : Ben Affleck, Matt Damon, Nicole Holofcener

Görüntü Yönetmeni : Dariusz Wolski

Kurgu : Dariusz Wolski

Müzik : Harry Gregson-Williams

Oyuncular : Matt Damon, Adam Driver, Ben Affleck, Jodie Comer, Harriet Walter, Nathaniel Parker, Sam Hazeldine, Ian Pirie, Michael McElhatton, Zoé Bruneau, Caoimhe O’Malley

ABD / Tarihi-Gerilim-Dram / 152 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz