Bir Cumhuriyet Şarkısı
Devrim, imkansızı başarmaktır! Bir Cumhuriyet Şarkısı
Şimdiye kadar çok da üzerinde konuşulmamış bu çılgın mücadelenin bir sinema filmiyle cumhuriyetin 101. Yılına bir armağan gibi hazırlanıp sunulması çok güzel bir girişim. İŞ Bankası’nın 100. Yılını kutladığı bir yılda böyle bir projeye destek olması da aynı biçimde bir armağan.
Bir Cumhuriyet Şarkısı, BKM’nin İş Bankası desteğiyle çektiği ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na yetişen son filmi. Filmin tanıtımında kullanılan “Gerçek bir hikaye, gerçeküstü bir mücadele…” çok doğru bir tanımlama. Filmi çok büyük ilgiyle izleme nedenlerimden biri de buydu: hikaye gerçek. Gerçek üstü bir mücadele yaşanıyor, ve neredeyse inanılmaz. Üstelik, cumhuriyetin ilk yıllarında ve şimdiye kadar hiç anlatılmamış, hiç üzerinde konuşulmamış, hiç kuşkusuz ilgili sanatçılar biliyorlardır ama kamuoyunun çok da haberi olmayan bir hikaye: Türkiye’de ilk yerli operanın yazımı, bestelenmesi, bir orkestra ve koronun, sanatçıların bulunup hazırlanması, dekorlar, kostümler, hepsi hepsi, bir aydan kısa bir süre içinde yetiştiriliyor. Şimdiye kadar çok da üzerinde konuşulmamış bu çılgın mücadelenin bir sinema filmiyle cumhuriyetin 101. Yılına bir armağan gibi hazırlanıp sunulması çok güzel bir girişim. İŞ Bankası’nın 100. Yılını kutladığı bir yılda böyle bir projeye destek olması da aynı biçimde bir armağan.
Ekip önemliydi
Filmin en önemli kararları hiç kuşkusuz yönetmeni kim olacak, başta Atatürk, kimi kim oynayacak, cast konusundaydı. Yönetmen Yağız Alp Akaydın, bu zor işin altından büyük başarıyla kalkmış. Filmi nefes nefese izledim ve olmamış dediğim hemen hiçbir şey yoktu. İş Bankası Ankara Merkez Şube’de çekilmiş bir sahne, elbette ürün yerleştirme gibi biraz sırıtıyordu ama konuya da çok ters değildi. Tabii ikinci en önemli konu Atatürk’ü kimin canlandıracağıydı herhalde. Hemşerim dediği Mustafa Kemal’i, Makedonyalı bir Türk, Ertan Saban canlandırıyor: mavi gözleri, etkili oyunculuğu, yaşlandırmak için biraz abartılmış makyajı ile iyi bir Atatürk olmuş. Atatürk’ü oynayan her oyuncuyu eleştirmek milli sporumuzdur, aslına olan büyük sevgimizden elbette, ama sonuç olarak birileri de onu canlandıracak!
Salih Bademci, filmin ana karakteri, Atatürk’ün liberettosunu yazdığı Özsoy operasını bestelemekle görevlendirilen Adnan’ı, Ahmet Adnan Saygun’u canlandırıyor. Oyununa her zaman hayran olduğum Salih Bademci burada da amiyane tabiriyle döktürüyor! Ona sahip olduğumuz için ne kadar şanslıyız, ne kadar övünsek az. Filmde onunla birlikte çırpındık, üzüldük, yorulduk, kızdık, bütün duyguları yaşattı bize. Filmin kadınları da çok başarılı. Birce Akalay,(solist Nimet Vahid) Melis Sezen, (Saygun’un eşi Mediha Hanım) Şifanur Gül (Nükhet) ve Bensu Soral,(Bulgar soprano)yu canlandırırken hem çok güzeller, hem de çok etkileyici. Filmin ana karakterlerinden yazar, sinemacı, sanatçı Münir Hayri Egeli’yi canlandıran Ahmet Rıfat Şungar da rolünün hakkını verenlerden. Okan Yalabık, İstiklal Marşının bestecisi ama kıskandığı için Adnan Saygun’u engelleyip duran (Osman Zeki Üngör) Mehmet Özgür ise komik rollerden biri olan (Süleyman) a hayat veriyor.
Filmin konusu tarihi gerçeklerden
Cumhuriyetin ilk yılları; Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı olarak yabancı devlet adamlarının ziyaretlerini kabul ediyor. İran Şahı da bir ay sonra Ankara’ya gelecek. Atatürk, onun şerefine değişik bir ağırlama yapmak istiyor. Çalışma odasında Sofya’da ataşe militerlik yaptığı dönemden kalma anıları arasında güzel sopranonun hayali, Tosca operasını dinleyip dururken Türkiye Cumhuriyeti’nin bir operası olmamasına sıkılıyor. Ve Münir Beye görev veriyor: İran Şahının şerefine verilecek davette bir opera gösterisi sergilenecek! ÖZSOY operası. Kendisi de oturup librettosunu yazmış bile!
Ne var ki henüz ortada ne beste var, ne opera sanatçısı, ne orkestra! Ve süre olarak sadece bir ay!
İşte bu, ahval ve şeraitte görev Ahmet Adnan’a veriliyor. Ve ne vakit yok, ne imkan yok, şikayetleri dinlenmiyor, her imkan yaratılmaya çalışılıyor. Çünkü deniliyor bu ulus koskoca bir savaşı çok daha az zamanda ve büyük yokluklarla kazandı! Eğer yoklara takılsaydık, ne savaş kazanılırdı, ne de devrimler gerçekleşirdi. Bu da bir kültür devrimidir.
İşte filmde bu imkansızlığın nasıl aşıldığı anlatılıyor ve takvim her an saat gibi tıkır tıkır ilerliyor. Sonuç muhteşem. Gözlerimiz yaşarıyor, içimizden keşke kahrolduğumuz günümüzde değil de cumhuriyetin bu ilk yıllarında yaşasaydık diyoruz!
Konunun heyecanına ve akışın temposuna kapıldığımdan mıdır nedir, filme eleştirel gözle bakamadığımı itiraf etmeliyim. Bu müthiş hikayeyi BKM’nin ekibi yazmış, senaryoda isim yok. Ama filmde İnönü’nün hiç adının geçmeyişi de kimilerinin dikkatinden kaçmıyor. Siyasi bir tercih mi? Tarihi bir gerçek mi?
Galada şıklık yarışı
Filmin galası Zorlu PSM’nin Turkcell salonunda kalabalık bir davetli grubuyla yapıldı, film ekibinin tam kadro hazır bulunduğu galada ünlüler de şık kıyafetleriyle gelmişlerdi ancak Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandıran ve daha önce verdiği bir röportajda 1977 yılından beri Atatürk’ü canlandırmak için beklediğini söyleyen Ertan Saban’ın kıyafeti dikkat çekiciydi. Saban, smokin ceketi ve yeleğinin altında bol bulamaç ve ütüsüz bir jean pantolon ve onun altına da siyah rugan ayakkabılar giyerek ortaya karışık bir stil yapmıştı ki kıyafetlerine takıntılı denecek kadar önem veren Atatürk’ü canlandıran biri için çok yadırgandı. Oysa kadın oyuncular dönemin kıyafetlerini anımsatan kostümleriyle çok şık ve zarifti.
Bir Cumhuriyet Şarkısı Cumhuriyet’in 101. Yılında Cumhuriyet bayramına birkaç gün kala vizyona giriyor ve umuyor ve diliyorum ki büyük bir ilgiyle izlenecek. Çünkü bunu hak ediyor. Hatırlatmalıyım; İstanbul Devlet Opera ve Balesi de Cumhuriyet Bayramı’nda Özsoy Operası’nı sahnelemeye hazırlanıyor.
Yönetmen : Yağız Alp Akaydın
Oyuncular : Salih Bademci, Ahmet Rıfat Sungar, Ertan Saban, Birce Akalay, Okan Yalabık, Şifanur Gül, Melis Sezen, Mehmet Özgür, Bensu Soral
Türkiye / Tarihi-Biyografi / 127 Dk.
Yorumunu okuyunca filmi merak ettim, Atatürk ve cumhuriyet ile ilgili yapılan filmlerde neredeyse tam puan almış yoruma rastlayınca merak edilmez mi? Yapılan ilgili filmlerde genellikle hayal kırıklığı yaşıyorduk. Keşke yurt dışına da gecikmeden gelse…
Film Atatürk olması dışında hiçbir etkileyici yönü yok, heyecan yok, aksiyon yok vs.vs. Yani bir opera diye diye filmi yapmışlar ve bitirmişler… Büyük beklentilerle girdik hüsranla çıktık.
Çok çok beğendim filmi, senaryo ve oyuncular harika. Kah ağladım, kah güldüm. Bu kadar etkileneceğimi sanmıyordum, filmin sonunda işte yarışmalara gönderilecek film dedim. Yapanların ve oynayanların eline sağlık, harika gerçekçi ve samimi bir film çıkmış ortaya. 👏👏👏👏👏