Blade Runner 2049 : Bıçak Sırtı
Blade Runner 2049 : Bıçak Sırtı filminin yönetmen koltuğuna 1967 Kanada doğumlu ”Düşman(2013), Sicario(2015), Geliş(2016)” filmleri ile tanıdığımız Denis Villeneuve oturmuş. Basın gösteriminde Warner Bros yetkilileri yönetmenin, filmi yazacak olan eleştirmenlerden konusu ve olayların gelişimi hakkında yazılmaması ricasını okuyarak bizi bilgilendirdiler. 1982 Yılında çekilen ilk filmden 35 yıl sonra vizyona giren filmin Konusunu anlatmadan nasıl yazacağımı bilmiyorum ama yönetmeni kırmadan yazacağız bir şeyler tabi ki..
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki film hatırı sayılır bir bütçeye sahip. Zaman içerisine külte dönüşen ilk filmden ayrı bir yapıya sahip. İlk filme yaslanmadan kendi ayakları üzerinde başarı ile duran ikinci filmin her karesi büyük bir emek ve çalışma ürünü. Anlatmak istedikleri gelecek çok güzel yansıtılmış perdeye. Ancak, uzun süresi ve kurgudaki temposuzluk sıkıyor izleyiciyi. Filmden aksiyon beklentisi olanlar hayal kırıklığına uğrayacaktır. Gerilim ise vasata yakın. Bilim kurgu mu? Evet, bilim kurgu. Gelecekte yaşanmış ve yaşanacak olan hikayeyi kafa karışıklığı olmadan anlıyorsunuz.
Alamadığım şey ise, herşeyin yok olduğu gelecekte hayatta kalanlar yapay zekaya sahip insanlar ve hayvanlar yaratabiliyorken neden bitki yetiştiremiyorlar? Neden her yer organik şekilde rengarenk değilde iç karartıcı şekilde mekanik ve karanlık? Neden her yer harabe ve insanların çoğunun kıyafeti dilenci gibi? Demek ki insanları birebir kopyalayıp, üstün yetenekler yaratabilen zekalar toprağı yaratamıyor. Bu nedenle de bitkilerin yetişebildiği yeşil bir ortam sağlayamıyorlar. Tanrılığa soyunanlar yüce yaratan gibi her istediğini yapamıyor demek ki..
Bu tür filmlerde yaratıcılar, kopya olarak üretilen insanların beynine koymamak ellerinde olmasına rağmen neden sevgi kırıntılarını mutlaka yerleştirirler. Kalplerine merhamet duygusunu koyarlar? Niye mi bu soruları soruyorum! Çünkü, bu yaratıcılığa soyunanlar sonunda hep bu aşk, sevgi, acıma ve merhamet gibi insani duygular yüzünden mağlubiyete uğruyorlar.
Filmin oyunculukları fena değildi. Ryan Gosling, canlandırdığı karakterin soğukluğunu ve derinliğini çok güzel yansıtmış. Harrison Ford ise ilerlemiş yaşına rağmen fit duran vücudu ve oyunculuğundan fazla birşey kaybetmemiş. Görüntü yönetmenini çok beğendim. Bilgisayar efektleri ve görsel şovlar harikaydı. 1982 yapımı ilk filmi seven izleyicilerin, bilim kurgu ve görsellik olarak bu filmden daha büyük keyf alacağını düşünüyorum.
Sözün özü: Son yıllarda çektiği bilim kurgu filmleri ile göz dolduran ve bileğinin hakkı ile aranan bir yönetmene dönüşen Denis Villeneuve, yeni projeleri ile yakında hayranları ile buluşacak. Ben, bu usta yönetmenin Cuma günü vizyona girecek olan Blade Runner 2049 filmini kaçırmamanızı tavsiye ediyorum. Blade Runner 2049’un vizyona girecek olan 06 Ekim 2017 tarihinin, filmde şifre olarak kullanıldığını ve 06.10.49 olarak birkaç sahnede yer aldığını belirterek küçük bir tüyo verelim ve yazımızı noktalayalım. Yönetmenin ricasını kırmadan bir şeyler yazmaya çalıştık. Umarım kendisi yazdıklarımızdan mutlu olur. İyi seyirler.
Siyah beyaz film gibi sürekli kaRanlık etkileyici değil izlemeye değmez konu iyi ama konu akışı çok yavaş