Çocuklar Sana Emanet

ÇAĞAN IRMAK’TAN TAM BİR FANTASTİK DENEME.. 
Yönetim ve senaryo: Çağan Irmak / Görüntü: Gökhan Tiryaki / Müzik: Aria / Oyuncular: Engin Akyürek, Hilal Altınbilek, Şerif Sezer, Osman Alkas, Alper Düzen, Ogün Kaptanoğlu, Birsen Dürülü, Parla Şenol, Ümmü Putgül, Eren Devrim, Çağdaş Yılancı / Avşar Film yapımı.
  Hep duygusal filmlerin kıral yönetmeni olarak hatırlanan Çağan Irmak, bu kez şaşırtıyor. Ve bizlere apaçık fantastik bir hikayenin kıvrımlarında gezmeye çağırıyor.
  Ama aslında o fantastiği bir ölçüde hep sevdi. Ve de kimi temalara hep sadık kaldı. İlk filmlerinden Mustafa Hakkında Herşey de karısı bir yabancıyla trafik kazasında ölen bir adamın sonrasındaki bunalımını verirken, biraz fantastiğe yanaşıyor değil miydi? Ulak’ta köye gelen ulak Zekeriya’nın öyküleri hayli gizem içermiyor muydu?
  Prensesin Uykusu’nda kendi halindeki Aziz’in hayatı komşusunun kızı Gizem’in aniden daldığı derin uykuyla başka yollara sapmıyor muydu?
  Daha yakın zamanlarda çıkagelen Tamam Mıyız?, Nadide Hayat, Benim Adım Feridun filmlerinde de benzer ögeler vardı. TV dizisi Çemberimde Gül Oya’nın içinde de…
  Ayrıca onda çok temel bir tema da şu: birden çok sevdiği bir insanı (karısı, annesi, bir çocuk) yitiren bir insanın yaşadığı büyük bunalım. Ki burada da, iç mimar Kerem’in Ege’ye tatile inerken (yine gözde bir Irmak tema’sı!) yaptığı kazada sevgili eşini yitirmesi, üstelik bir çocuğu da öldürmesi, yine Irmak’tan beklenebilecek bir öykü.
  Ama bu kez işler daha daha koyulaşıyor. Kerem o büyük bunalımın içinde hayaller ve karabasanlar görmeye başlıyor. Gördüğü, çoğu zaman ölen çocuğun hayaletidir. Ama giderek geçmişe, çocukluğuna kadar inen bir başka suçun da işin içine girmesiyle birlikte, herşey daha korkunçlaşır.
  Ve film neredeyse günümüzün ‘hayaletler ustası;’ Guillermo del  Toro’nun filmlerine, özellikle de Oscar’ı kapan Suyun Rengi’ne benzemeye başlar!…
  Elbette artık Oscar’lara bile tırmanan hayalet öyküleri ve genelde fantastik bir bir sinemanın Irmak’ı da etkilediğini söyleyecek değilim. Çünkü, görüldüğü gibi o zaten çoktan bu karanlık sularda geziniyordu.
  Ama bu kez film basbayağı fantastik!…İyileşmeyen bir yara, vicdan azabıyla da birleşerek, kahramanımızı olmadık düşlere, ürkünç hayallere ve cisimleşen iç canavarlara teslim ediyor. Ve Asos’taki evden bir küçük kasabaya her yer, bir korku oyununun sahnesi oluyor.
  Giderek işin içine Şerif Sezer de giriyor. Pardon, yani filmin hikayesine göre, bir köydeki gizemli şifacı ve kahin kadın… Gözleri görmeyen, ama iç gözleriyle en ırak alemlerde bile dolaşan biri. Ve onun yardımıyla, en sonda daha da büyümüş o hayaletten kurtulma çabası gelişiyor.
   Film son dönemin tüm o Ege’ye ya da Akdeniz’e inme öyküleri, fantastik filmler modası, ölen bir sevgili ya da annenin ardından (tıpkı yine bu haftanın Onur Ünlü filmi gibi) yas tutma motifleri arasında yeni bir sentez arar gibi duruyor. Ama giderek artan ürkünçlüğüyle de şaşırtıyor.
    Gerçi teknolojik olarak iyi çözümlenmiş hayalet sanki yaşayan bir varlığa dönüşebiliyor. Yani kusur görsellikte değil!…
  Yine de sevgili Çağan’dan beklenen, bu türe bu denli teslim olması değildi. Onu sonuç olarak hep o keskin duygusallığı, yüreğimize oturan ve birdaha çıkmayan sevgi öyküleriyle tanımadık mı? Ve hemen tüm filmleri, finalde gözlerimizden yaşlar getiren bir duyarlılığa erişmediler mi?
  Ki hemen hepsi ayni zamanda, sağlam birer siyasal ve toplumsal fona sahip olarak, ülkemizin tarihine önemli tanıklıklar getirmediler mi?
  Parlak bir dönüş yapan (bu kez mavi gözlerle!) sevgili Şerif Sezer’e, yeni bir starı haberleyen Engin Akyürek’e, tüm oyuncuların ustaca takım oyununa karşın, filmin büyüsü tam olarak tutmuyor. Gökhan Tiryaki ustanın görüntüleri sanki bu kez biraz soluk. Aria’nın müziğiyse hemen hep varolma merakıyla kimi en önemli konuşmaları duyulmaz kılıyor!….
  Yine de bir Çağan Irmak filmi bu. Az şey değil yani. Gidip kendi kararınızı kendiniz verin derim.
OrtaKoltuk Puanı:

7 YORUMLAR

  1. Başarılı bir mimar ve eşi trafik kazası sonucunda bir çocuğun hayatına son verirler vicdan azabı çeken Kerem öncesinde başka birini öldürdüğünden vicdan azabı geçmişi sorgulama ve gördüğü kabuslarla savaşır..fantastik temalı filmi izlerken tahmin edebileceğiniz bir sonla bitiyor..korku sahneleri fazlasıyla abartılı değildi..

  2. Beklentimin çok üzerinde bir filmdi. Tüm ekibin yüreğine, emeğine sağlık. Ben etkilendim. Gerilim unsurlarında kullanılan bilgisayar animasyonları, çok başarılı ve etkileyiciydi. Oyunculuklar çok tadında ve keyif vericiydi. Türk sinemasının geldiği noktayı gösteren izlenmesi gereken bir film.

  3. Çocuklar sana emanet filmi tam bir fiyasko çok büyük beklentiyle filmi izledim ama hayal kırıklığına uğradım çağan ırmak ve engin akyürek için izledim o bile yeterli gelmedi saçma sapan bir konu film çok kötüydü boşuna izlemeyin

  4. Kişilik olarak agresif, insanları hor gören, kendini birşey sanan bir insan. Ne izlerim ne de izlettiririm. İzlemeyin derim. Önemli olan insanlık!

  5. Çok iyi diye bilmem.bir korku fimi olarak o kadarda heyecanlı değildi.ama engin o kadar derin oynamıştı ki sırf onun oyunculuğunu izlemek için iki kere izledim.ve ikinci kez gerçekten sadece engini izliyordum,filmi değil.

  6. Duygusal fiziksel yaralara.. Oğlumuz için annemiz için ve bütün anneler için hissettiğim ve diğer çocuklar için hissettiklerimizi içinizde yaşamanıza, onlara yarayan tüm hayırlara. Hıdırrellez ve yeniden doğumlara… Ölümle yaşam arasindaki o çizgiye, yere göğe. Türkiye’deki işkencelere, yazarlara, yazarlarin çocuklarinin başina gelenlere. Sigaranın dumanına sarılanlara, dervişlere, pirlere. Dünyada her şeye sahip olabilirsiniz, bir başkasinin acisini kendi aciniz gibi hissetmiyorsaniz.. Başkbakan olabilirsiniz, bir ülkeyi ikiye üçe beşe bölebilirsiniz yalan haberlerinizle. Emek verenlere, tarla sürenlere analara , çocuklara yapilanlara göz yumduktan sonra kral olsan ne yazar. Çocuklara yapilanlardanbir şekilde öcümüzü aldik. Türkiye halâ kurtulamadi kendisinden..Delirtenler ülkesi, her kafadan bir başka ses çikan, paradan savaştan beslenen sözde inananlar. Birbirini dinlenemeyenlerin ülkesi. Acımızi bu kadar derinden hissedenlere bin şükranla.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz