Marvel Evreninin Yeni Süper Kahramanları

“ETERNALS”

Jack Kirby’nin 1970’lerdeki çizgi romanlarından uyarlanan, 2014’de pek kendinden söz ettirmeyen bir TV mini dizine de konu olan “Eternals”, Marvel Sinematik Evrenini yeni bir süper kahraman takımı ile tanıştırıyor.

Dünyamız antik çağlarda insanların huzurla yaşadığı bir gezegenken, uzaydan gelen güçlü ve yırtıcı etobur canavarlardan oluşan “Deviants / Sapkınlar”ın saldırısına uğrar. Devasa bir taş tanrı olarak görünen, David Kaye’in seslendirdiği “İlk göksel varlık” Arishem, Olimpia gezegeninde yaşayan, Türkçede “Ebedi Varlıklar” olarak adlandırabileceğimiz bu 10 Eternal’a, dünyalıları Deviants’lardan koruma görevi verir.

Ölümsüz, süper güçleri olan Eternal’lar

Eternal’ların ölümsüzlükleri dışında her birinin kendine has süper gücü vardır. Liderleri Ajak (Salma Hayek), her türlü yarayı iyileştirebilir; hümanist bilim insanı Sersi’nin (Gemma Chan) maddeleri dönüştürme yeteneği vardır; Ikaris (Richard Madden) uçabilir ve gözlerinden ölümcül ışınlar ateşleyebilir; hüzünlü savaşçı Thena (Angelina Jolie) tılsımlı silahlar kıllanan bir dövüş ustasıdır; Kingo (Kumail Nanjiani) ellerinde öldürücü ışık topları var edebilir; düşünceleri kontrol altına alabilen Druig (Barry Keoghan) insanları istediği gibi yönlendirebilir.

11 yaşında bir kız çocuğunun bedeninde mahsur kalmış Sprite (Lia McHugh) hologramlar oluşturabilir ve başka bedenleri taklit edebilir; Marvel Evreninin ilk saklısız gizlisiz eşcinsel karakteri Phastos (Brian Tyree Henry) dahiyane makinalar yaratan bir mucittir; dilsiz, ama sağır olmayan Makkari (Lauren Ridloff) olağanüstü hız yapabilir; benzersiz derecede güçlü Gilgamesh’in (Don Lee) her yumruğu rakibini havalara uçurabilir.

Marvel Evrenine aşina iseniz, görevleri sadece insanları Deviants’lardan korumak olan, bunun dışında, insanlığın evrimine ve gelişimine katkı sağlamaları kesinlikle yasaklanmış olan kahramanların bu kadar süper gücü ne yapacaklarını sorgulamamanız gerektiğini bilirsiniz.

Masalsı öykü

İngiltere’den Avustralya’ya nasıl şipşak gidip geldiklerini de ancak Tanrı, daha doğrusu Arishem bilir. Bizlerin, bu masalsı öyküde aşırı bir inandırıcılık ve radikal bir mantık peşinde koşmadan, efsanelerimizin ve mitlerimizin nerdeyse tamamının MÖ. 5000’den beri, 7000 yıldır kimliklerini gizleyerek aramızda yaşayan bu ölümsüzlerin maceralarından esinlendiğini kabul etmemiz yeterli olur.

İşaret dili dahil çok sayıda lisanın konuşulduğu, antik çağların Mezopotamya’sından medeniyetlerin doğup geliştiği Babil, Aztek ve Gupta’ya, oradan günümüzün Güney Dakota, Irak, Avustralya ve Londra’sına, gezegenimizin tüm zaman ve mekânlarında geçen öykü, ilk bölümünde geçmişle günümüz arasında gidip gelerek, Eternals / Deviants savaşının ilk safhasını anlatır.

Güç, sorumluluk, sadakat ve birlik

Bütün Deviants’lar öldürüldükten sonra, Arishem’den kendi dünyalarına dönme izni bekleyen Eternal’lar yaşamlarını dünyanın her bir tarafına dağılarak sürdürürler. Uzun süre önce tarihe karıştığı düşünülen yaratıklar günümüzde gizemli bir şekilde geri dönerek, önce Londra’da bir kanalda, sonra da dünyanın birçok yerinde ortaya çıkmaya başlarlar. İnsanları bir kez daha savunmak için yeniden bir araya gelmek zorunda kalan Eternal’lar, ikinci savaş sürerken, hiç beklemedikleri bir durumla karşılaşırlar.

İstisnai hâller dışında insanlarla çok az temas etmiş olan Eternal’lar artık insanlığı kurtarmak için kendi kaderlerini sorgulamak, o zamana kadar soyut olarak algıladıkları güç, sorumluluk, sadakat ve birlik gibi kavramları fiilen tartışmak zorunda kalırlar. Spoiler vermemek için öykünün aldığı bu yeni ve çok önemli virajdan sonra sürdürmeyerek, izleyiciyi “Varoluş”, “Mahd Wy’ry” ve “Uni-Mind”ı keşfetmenin keyfine bırakmayı tercih ediyorum.

Mantık hataları

Sinemanın eğlendirici yönünü her zaman önemsemiş biri olarak, Marvel Sinematik Evreninin keyifli birer eğlencelik olarak gördüğüm filmlerini küçümsemek bir yana, hemen hepsini önemsemişimdir. Ancak, anlatmamayı yeğlediklerimi de katarsam “Eternals”da bir Marvel üçlemesi yapacak kadar malzeme olduğunu, ve senaryonun en büyük kusurunun bütün bunları iki buçuk saate sığdırılması olduğunu düşünüyorum.

Böylesine yoğun ve dağılmaya yatkınbir öykünün kimi ayrıntılar atlanarak aktarılmasının, tutarsızlıkların ve mantık hatalarının daha da fazla göze batmasına sebep olduğu kanısındayım. Üstelik anlatının mitik boyutu, izleyiciyi ister istemez tek tanrılı dinlerin mitlerinden yola çıkan “Dune”un müthiş derinlikli incelemesiyle “Eternals”ın Antik Yunan mitolojisine bakışını karşılaştırmaya zorluyor. Bu karşılaştırma “Eternals”ın epey aleyhinde sonuçlanıyor, Olimpia / Olimpos, Thena /Athena, Gilgamesh göndermeleri, final jeneriğinin ortasında devam filminin geleceğini “müjdeleyen” sekansta karşımıza çıkan yakışıklı Eternal’ın adının Eros olması epey çocuksu kalıyor.

Kusurlu senaryo

Beklentilerimin epey gerisinde kalmış olan “Eternals”a bu kadar odaklanmamın bir sebebi de, “The Rider” ve Oscar’lı “Nomadland”a getirdiği gerçekçi ve yalın bakış açısıyla hayran olduğum Chloé Zhao’nun, her yönüyle gerçekçilikten olabildiğince uzak bu görkemli Marvel masalını yönetmiş olması.

Senaryonun ciddi kusurlarına rağmen Zhao’nun, belgesele yakın bakış açısını, estetiğe ve mahremiyete önem veren kadın duyarlığını bir dereceye kadar “Eternals”a da getirebildiği söylenebilir. Zhao, Eternal’ların dünyadaki görevlerini tartıştıkları bölümlere hem düşündürücü hem de gerçekçi bir hava verebilmiş; Sersi ile Ikaris’in binyıllar süren aşk hikâyesini de son derece inandırıcı kılmış. İkaris, yakınlarda (sadece 2000 yıl kadar önce) çekip gidince hayatını sevgisiz sürdürürken müthiş sevimli bir sevgilide (Kit Harington) yeniden aşkı bulması gerçekten çok hoş.

Zhao, ikisi de çıplak bir kadınla bir erkeğin mahremiyetlerini koruyarak çekilmiş sevişme sahnesi, ya da uzun zamandır birbirine aşık olan iki erkeğin dudaktan öpüşmesi gibi günümüz sinemasında doğal karşılanan, ama bugüne kadar Marvel Evreninde tabu olarak görülmiş sekansları göstermekten de çekinmemiş.

Görkemli görsellik

Görüntü yönetmeni Ben Davis’in de desteğiyle 3D İMAX sistemin ustalıkla kullanan Zhao, görkemli bir görsellik oluştururken, üç boyutlu formatın derinliğini en iyi yansıtan sinemacılardan biri olduğunu da kanıtlar.

Sonuç olarak Chloé Zhao’nun görsel ve metaforik olarak hayranlık verici çalışması, mantık ve inandırıcılıktan yoksun senaryosu yüzünden, müthiş görselliğiyle çok etkileyici, ancak bir o kadar da kof bir seyirlik olarak kalıyor.

Yönetmen : Chloé Zhao

Senaryo : Chloé Zhao, Kaz Firpo, Ryan Firpo

Görüntü Yönetmeni : Ben Davis

Kurgu : Dylan Tichenor, Craig Wood

Müzik : Ramin Djawadi

Oyuncular : Angelina Jolie, Salma Hayek, Richard Madden, Ma Dong-seok, Gemma Chan, Kit Harington, Kumail Nanjiani, Barry Keoghan, Brian Tyree Henry, Lauren Ridloff, Lia McHugh

ABD / Aksiyon-Macera-Bilimkurgu-Fantastik / 157 Dk.

 

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz