Gökdelen

Gökdelen

SÜPER KAHRAMAN KADROSUNDA BOŞ YER VAR MI?

Filmin yönetmen koltuğuna 1975 ABD doğumlu ”Yakar Top (2004), Adı Çıkmış (2010), Bu Nasıl Aile (2013), Central Intelligence (2016)” filmleri ile adını duyuran Rawson Marshall Thurber oturmuş. Yönetmen diğer filmlerine göre ”Gökdelen” ile çıtayı bir hayli yukarı koymuş. Gerilimi ve görselliği ön plana alan yönetmenin filmi, hiç sıkılmadan heyecan içinde izleniyor.

Filmi izlerken, süper kahraman filmi mi izliyorum acaba hissi uyanıyor içinizde elinizde olmadan. Çünkü; 240 kattan oluşan gökdelen de diğer söylemle 3500 Ft’de yani 1,0668 Km yükseklikte eski bir FBI görevlisi gökdelen’in dışarısında protez pacakla ve 120 kiloluk dev vücudu ile camdan cama hoplayıp zıplıyor. Benim, 3500 ft’de yaşanan macerayı izlerken gözlerim karardı, içim çekildi. O yükseklikte başkasını düşünemiyorum işin doğrusu. Bu normal bir insanın yapacağı cesaret gösterisi değil bence. Bu nedenle, parmak kasları oldukça kuvvetli olan bu cesur adamı ”Adalet Birliği” yada  ”Avengers” hemen takımlarına acilen transfer etmeli:)

Diğer taraftan, 1 km. aşağıda bulunan insanlar, çıplak gözle bu olan bitenleri nasıl görüp de tepki veriyorlar anlayabilmiş değilim. Hepsinin gözü dürbün gibi demek ki! Bir başka konu ise eski FBI rehine kurtarma liderinin, tüm gökdelenlerin girdisini çıktısını bilmesi de oldukça şaşırtıcı. Bütün bu mantık hatalarını bir kenara bırakıp önemsemezsek, ortaya gerilimi ve adrenali oldukça yüksek, keyifli, iyi vakit geçirten bir film çıkıyor ortaya. Keşke, senaryoda bu mantık hatalarına olumlu bir yorum getirilebilseydi.

İnsanların bu saçmalıkları, hayal ötesi yorumları hemen hemen bu tür filmlerde konu olarak ele alınıp işleniyor. Belkide beynimizi tokatlamamızı istedikleri için bu tür yapımlar özellikle yapılıyordur. Olabilir, bilemiyorum. İzleyiciyi, normal şartlarda oluşan gerçekçi bir kurtarma hikayesi tatmin etmiyordur ve en son teknoloji ile donatılmış, Güvenirliliği oldukça yüksek bir gökdelen’in zayıf yanlarının bulunup ele geçirilmesi daha cazip geliyordur. Oysa, binanın tüm girdisine çıktısına, elektronik aksamına hakim birisi gökdelene dışarıdan girmeye çalışacağına içeriden elektronik panalleri keserek rahatlıkla ulaşmak istediği kata ulaşabilirdi ama yukarıda da belirttiğimiz gibi seyirci bunu istemiyor.

Seyirci, kahramanımızın filmde yaptığı gibi gökdelene 30-40 metre uzaklıktaki vinçten atlayıp, protez bacakla, güçlü parmaklarını kullanarak kaslı vücudunu içeri itip gökdelene açık olan pencereden girmesini istiyor. İzleyene saçma gelen tüm handikaplara rağmen film kendini izlettirmeyi başararak yıllar önce çekilmiş Arnold Schwarzenegger, Sylvester Stallone ve Bruce Willis vb. oyuncuların oynadığı rehine kurtarma filmlerini hatırlamamıza olanak sağlıyor.

Kısaca filmin konusuna ve teknik detaylara değinerek yazımızı noktalayalım. FBI görevlisi Sawyer (Dwayne Johnson), rehineleri kurtarmak isterken suçlunun bombayı patlatması sonucu takım arkadaşlarını ve bir ayağını kaybeder. Kendisini, on sene sonra protez bacakla ve aile kurmuş olarak görürüz. Sawyer, kendisini tedavi eden Dr. Sarah ( Neve Campbell) ile evlenmiş ve iki kız çocuğu sahibi olmuştur. Sawyer, Honk Kong’da güvenlik uzmanı olarak gökdelenin tasarımcısı ve mimarı Zhao Long Ji (Chin Han) tarafından işe alınır. Kötü adamlar, gökdelen’in tepesindeki incinin ve Zhao Long Ji’nin kasasında kilitli olan flaş belleğin peşindedir. Amaçlarına ulaşmak için, Zhao Long Ji’nin yaşadığı dairenin alt katını ateşe verip tüm katı alevler içinde bırakırlar. Sawyer, yanan katın içinde kalan ailesini kurtarmak için tüm tehlikeleri göze alır..

Honk kong’da geçen hikayenin hemen hemen tüm yan karakterleri Asya’lı oyunculardan oluşturulurken ana karakterler ABD’li oyunculara teslim edilmiş. Dwayne Johnson ve filmde rol alan diğer oyuncular verilen görevleri başarı ile yerine getirmişler. Oyunculuk konusunda kayda değer bir aksaklı göremedim. Filmin kurgusu, görsel efektleri, kamerası ve müzikleri iyiydi. Tek sıkıntı, senaryoda bulunan mantık hatalarının minimum düzeye indirilememesi.

Sözün özü: Gerilim-Aksiyon-Macera türünden hoşlanıyorsanız, adrenalim tavan yapsın, heyecandan dilim damağım kurusun diyorsanız bu film tam size göre. Hafta sonu planınızda sinemaya gidip film izlemekte varsa bu filmi kaçırmayınız. İyi seyirler.