Maske
SAHTE TEBESSÜM
‘Maskelerin düşmesini’ hedefleyen bu ‘Maske’, iyi niyetle yapılmış, sıkılmadan izlenen ama bir yandan da. ‘Ah, Nerde o eski entrika filmleri?’ dedirten bir yapım…
POLİSİYE-ENTRİKA
Türk sinemasında, ne yazık ki ‘takılıp kaldığı’ (cinli)korku filmleri ve komediler dışında türlerden yapımlarla buluşma şansımız oldukça kısıtlı. Daha bağımsız ve sanatsal filmler çeken yönetmenleri bir kenara koyarsak, daha genel kitleye hitap edecek filmler çoğunlukla belli şablonlardan şaşmıyor.
Neyse ki son yıllarda bu açıdan sinemamızda bir ‘kıpırdanma’ oldu ve değindiğimiz türler dışında öne çıkan örnekleri izleme şansı bulduk. Bunlar arasından en göze çarpanları kuşkusuz gerçekten yaşamış bir sanatçının hayatını anlatan (‘Müslüm’, ‘Dilberay’, ‘Bergen’ vb.) ‘Biopic’ olarak adlandırabileceğimiz veya belli bir tarihsel dönemi yansıtan filmler oluyor.
Dolayısıyla bu hafta sinema salonlarımıza uğrayan ‘Maske’ de genel akımların dışında hatta belki de ‘polisiye/entrika’ karışımı olarak sinemamızda çok ender gördüğümüz yapımlardan biri. Aslında bu filmler bizce nerdeyse diğer türdeki filmlerin risklerini de kapsayan ve ufak hatalar sonucunda fiyaskolar doğurabilecek hassas bir zemin üzerine kuruluyor.
Daha önce birçok önemli filmde yardımcı yönetmenlik yapmış Berker Berki’nin bu ilk yönetmenlik denemesi hedeflediği şey açısından takdire şayan ve yapım sürecinde ciddi emek verildiği belli ama unutmamız gerekir ki ‘entrika’ filmlerinin ‘şahdamarı’ her zaman hikaye olmuştur. Ve filmde birçok öğe ne kadar başarılı olursa olsun hikaye açıklar verirse sonuç belli bir seviyenin üstüne asla çıkamaz. Ne yazık ki bu filmde de sonuç bu açıdan hasarlı duruyor.
Hikayeye bakacak olursak: Barış, yatalak kardeşiyle bir dairede yaşayan, işsiz ama takıntılı bir şekilde değişik dükkanlara gidip sanki deneyimliymiş gibi insanların işleri üzerine ‘çöreklenen’ sonunda da tabii ki soluğu karakolda alan bir gençtir. Bir oyun gibi yaptığı bu eylemler sonrasındaki pişman duruşu ve polislerin anlayışlı tavrı, onun ciddi bir ceza almasını engeller ama son eylemi ünlü bir modacıya karşı olunca işler biraz karışır…
MESLEK OLARAK ‘BİNBİR SURATLIK’ …
‘Maske’ aslında hiç de fena olmayan bir şekilde başlıyor. Hakkında fazla bilgi sahibi olmadığımız ama bir şeylerin ters gittiğini anladığımız bir başkarakter. Sonrasında onun yaptığı matrak aldatmacalar ve dükkan sahiplerini çıldırtmak için çıkardığı olaylar. Buraya kadar pek gerçekçi ‘kokmasa’ da eğlenceli duran gidişat ünlü modacı Toprak karakteriyle tanışmaya kadar sürüyor. Sonrasında ise işler biraz ‘sarpa sarmaya’ başlıyor çünkü film kendini fazla ciddiye almaya kalkışıyor. Başka bir deyişle o zamana kadar filmin ‘gırgır’ tonuna uyan, uslanmadan ve durmadan ‘iş’ çalan’ genç, ‘havasından’ yanına yaklaşılmayan modacı veya normalden çok daha anlayışlı polisler gibi abartılı hatta ‘karikatüre’ kayan karakterler sanki giderek daha derin, daha ciddi ve daha gerçekçi bir işe girişiyorlar ve bu filmde ciddi bir ‘ton’ değişimine daha doğrusu ‘kaymasına’ yol açıyor.
Bu ton kaymasını kabul edip filmin entrika yönüne bakarsak: bu tür filmlerde senaryonun ‘omurgasını’ oluşturan ‘twistler’ önümüze getirilirken bunlardan önceden hazırlanan temelleri olması beklenir. Bu açıdan ‘Maske’ başarısız değil! Yani her ne kadar hikaye bazen biraz ‘kontrolsüz’ bir şekilde aksa da bazı olaylarda ters bir yön olduğunu, bazı karakterlerin göründüğü kadar sıradan çıkmayacağını ve bir takım ‘havada kalan’ eylemlerin daha önemli bir şeyi sakladığını hissediyoruz. Buraya kadar ‘hazırlanış’ açısından ciddi bir sorun gözükmüyor.
Ancak ‘çözümleme’ sekanslarında açıklamalar yetersiz ve yersiz duruyor. Birçok sürprizi filme çok sonradan katılan, ‘dışarıdan’ yan karakterler yaratıyor. Birçok ‘ters köşeye’ yatıran eylem eklenti gibi duruyor. Sanki başka filmlerdeki bazı karakterler buradaki hikayeye ‘el atmak’ için olaya müdahil oluyorlar. Dolayısıyla entrika bir türlü sağlam temellere oturamıyor.
İYİ NİYETİN GETİRMEDİĞİ SONUÇ…
Bir de senaryodaki sürprizler ortaya çıktıktan sonra daha da şaşırtmayı hedefleyen bir final sonrası ‘final’ var ki bizce bu son sekansın hiçbir ‘elle tutulur’ yanı ve gerekliliği yok!
Bütün bunlara rağmen film kendini bir şekilde izletebilir. Filmdeki sanat yönetimi başarılı ve çok emek verildiği belli. Oyuncular harikalar yaratmasa da dikkati ayakta tutan performanslar sunuyorlar. Hikayenin temposu sıkılmaya pek zaman bırakmıyor. Toprak karakteri biraz fazlaca kullansa da hikayedeki mizahi yön küfür dolu konuşmalarla açığa çıkmıyor.
Sonuçta ‘Maskelerin düşmesini’ hedefleyen bu ‘Maske’, iyi niyetle yapılmış, sıkılmadan izlenen ama bir yandan da. ‘Ah, Nerde o eski entrika filmleri?’ dedirten bir yapım…
Yönetmen : Berker Berki
Senaryo : Emrah Ertaş
Görüntü Yönetmeni : Jean-Paul Seresin
Müzik : Özgür Zoral
Oyuncular : Kaan Turgut, Nilay Deniz, Mert Turak, Erdinç Gülener, Burç Kümbetlioğlu, Altan Erkekli, Hakan Vanlı, Ulvi Alacakaptan
Türkiye / Gerilim / 104 Dk.