Metruk
Biz Bu Gezegende Ziyaretçi Değiliz… (Film afişinden)
Öyküsü, özellikle oyunculukları, diyalogları, kamera kullanımları, sesi, müziği yani her şeyi ile olumlu hiçbir taraf göremediğim “Metruk”, bilim kurgu evreni sinemasına hiçbir katkı sunmayan, oldukça kafa karışıklığı ile dolu bir mizanseni ile izleyenlere kesinlikle saç baş yolduracak türden bir film. Benim sinema izleyeni olarak kişisel tarihimde izlediğim en kötü filmler listesinde başlarda olan bir yapım Metruk.
Dünya dışı varlıklar
Geçtiğimiz günlerde Meksika Kongresindeki bir oturumda uzaylılara / dünya dışı varlıklara ait olduğu iddia edilen fosiller gündemin baş sıralarına yerleşti. Yeniden herkesin kafasında aynı soru belirdi? Yoksa evrende yalnız değil miyiz? Dünya dışı varlıklar ya da distopik felaket hikâyeleri başlangıçtan beridir sinemanın da gündeminde. Sanırım ufoya ilişkin en başarılı yapım örneği Steven Spielberg’in 1982 tarihli “E.T.” filmiydi.
Ülkemizde son dönemde bilim kurgu yapıtlarında da tıpkı edebiyatına yönelik ilginin benzeri bir artış söz konusu. Cem Yılmaz’ın devam filmleri olan “Gora”, “Arif V 216” gibi mizahla bezeli yapımları ile distopik yönü ile ön planda olan Netflix’te yayınlanan “Sıcak Kafa” konusu ile çok konuşuldu. İşte tam da dünya dışı varlıkların bu kadar gündemde olduğu, konunun sıcaklığını koruduğu bu hafta, geçenlerde ön gösterimi de yapılan Mehmet Ali Zaim’in yazıp yönettiği “Metruk” gösterime girdi. Mehmet Ali Zaim, öncesinde “Kapıdaki Sır” yapımı ile tanınıyordu. Metruk bilindiği üzere terk edilmiş, bırakılmış anlamına geliyor.
Uzaylı iblis
Film, isminden hareketle dünya dışı fenomenlerle uğraşan, yazar Ali Yücetürk’ün (Şiar Zaim) araştırma sonrasında aniden kaybolması ile açılışını yapıyor. Yani dünyayı terk eden Ali, bu merakının tehlikeli bir yol olacağını öngörmeden çıktığı yolculuk ile aslında büyük bir misyona sahip olduğunu öğrenecektir. Fotoğraf çekimi sırasında Ali ile tanışıp daha sonra kendisi ile evlenen Meryem (Serap Çetintürk) ise, kocasının kaybı acısı ile baş etmek üzere iken gelen bazı işaretlerle kocasına dair araştırmalara başlar. Ve iz sürerek lanetlenmiş Karagün Beldesine gider. Ali’nin kaybolması ile birlikte bu beldede sürekli belde yaşayanlarının başına bir işler gelmektedir.
Çocuklar kaybolmakta, tatile gelenlere ise tuhaf varlıklar musallat olmaktadır. Meryem, bir taraftan radyocu kız arkadaşından psikolojik destek alırken, öte yandan Ali’nin kendisine bir kısım mesajlar gönderdiğini ve insanlığın da çok büyük bir tehlike içinde olduğunu düşünmeye başlar. Çünkü kasabaya musallat olan uzaylı bir “iblis” insanlığı yok etmek üzeredir…
Ne Bilim Var Ne de Kurgu…
“Metruk”, başlangıçtaki çok alışık olmadığımız uzun metin ile konusunun hatlarını belirlemeye çalışmış. Böylelikle izleyenlerin de konuya hakim olması istenmiş. Ancak henüz ilk sekanslarda o kadar kötü bir oyunculuk ve kamera acemilikleri ile karşılaşıyoruz ki, filmi ciddiye almanıza kesinlikle imkân vermeyen bir akışa kapılıyoruz. Teknik gerçekten sıfır. Yalnızca tiyatro oyuncusu Ali İhsan Bozdemir’in hayat verdiği “Poseidon”da görevli Profesör İsa karakterinin oyunculukları eli yüzü düzgün. Diğer oyunculuklar Flash TV’nin eski yapımlarından fırlamış gibiler ve diyaloglar da tamamen kitabi. Ya müzikler! Onu hiç sormayın. İnanın iki saati aşkın zamanda sürekli çarpma sesine benzer tuhaf seslere katlanmak o kadar zordu ki. Sanırım senaryoya da imza atan Mehmet Ali Zaim’in kafası o kadar karışık ki.
Film, türler arasında o kadar çok bocalıyor ki. Bir anda Batı’daki bilim-kurgu filmlerine öykünülerek o estetik ile bilgisayar teknolojisinden bir evren yaratılmaya çalışılmış. Ancak araya iblis gibi yaratıklar konularak uzaylı dünyası bir anda kaybolup en sonunda finalde 2073 tarihi ile dini bir hava da katılmış. Öte yandan inli cinli filmlere selam da gönderilmiş. Film bilim kurgu kategorisinde kendisini tasniflese de filmde ne bilimsel veriler var ne de kurgu. Ben, kendi adıma ne kadar kötü olursa olsun filmleri sonuna kadar izlemeyi alışkanlık haline getiren biri olmama karşın tüm bu sebeplerle nerede ise salonu terk edecektim.
Öyküsü, özellikle oyunculukları, diyalogları, kamera kullanımları, sesi, müziği yani her şeyi ile olumlu hiçbir taraf göremediğim “Metruk”, bilim kurgu evreni sinemasına hiçbir katkı sunmayan, oldukça kafa karışıklığı ile dolu bir mizanseni ile izleyenlere kesinlikle saç baş yolduracak türden bir film. Benim sinema izleyeni olarak kişisel tarihimde izlediğim en kötü filmler listesinde başlarda olan bir yapım Metruk.
Bu nedenle sinemasever okuyucularımıza bu hafta için sinemalarda gösterime giren Derviş Zaim’in belgesel yapımı ”Tavuri”si ile Kenneth Branagh’ın Agatha Christie’nin Hallowe Party’inden uyarlama “Venedik’te Cinayet” filmlerini tavsiye ediyorum…
Yönetmen / Senaryo : Mehmet Ali zaim
Görüntü Yönetmeni : Vasili Svyatoslav
Müzik : Mustafa Celal Aydın
Oyuncular : Şiar Zaim, Serap Çetintürk, Ali İhsan Bozdemir, Gözde Nur Akaltın, Öykü Öz, Mustafa Gökdağ, Gül gökçe Korkmaz, Elif Çolak, Sevda Bayraktar, Serhat Özcan
Türkiye / Bilimkurgu-Dram / 120 Dk.