MUHTEŞEM KADIN
‘TRANS’ BİR KADIN, TÜRKÇESİ ‘DÖNME’ OLMANIN SORUNLARI
(Una Mujer Fantastica) / Yönetmen: Sebastion Lelio / Senaryo: S. Lelio, Gonzalez Maza / Görüntü: Benjamín Echazarreta / Müzik: Nani Gercia,Matthew Herbert / Oyuncular: Daniela Vega, Francisco Reyes, Luis Gnecco, Aline Küppenheim, Nicolas Saavedra, Amparo Neguera / Şili filmi.
Hayli yaşlı bir adam, kendisinden çok daha genç, ama yine de yüzünde insanı rahatsız eden tuhaf bir anlam taşıyan bir kadınla sınırsız biçimde sevişir. Aralarındaki yaş farkı öylesine belirgindir ki, babası yaşında bir adamla seks yapan kadın görüntüsü seyirciyi hayli tedirgin eder, giderek iter.
Ama sonra… O adam seksten hemen sonra düşer, bir daha da kalkamaz. Ve panik içindeki kadının onu götürdüğü hastanede ölüp gider.
Seyircide ilk uyanan izlenim “Oh olsun…Senin bu yaşta o kızla ne işin vardı?” olur!…
Ama sonrası sürprizlerle gelir. O genç kız aslında erkektir. Yani günümüzde sokak lehçeşiyle ‘dönme’, kibar deyişiyle ‘trans’, en amiyane tabirle erkek-kadın diye adlandırılan türden..
O adamı gerçekten sevmiştir. Ama şimdi… Aslında hiçbir maddi beklentisi olmasa da, ölenin arkasında bıraktığı geniş aile, adamın ona aldığı daire ve bindiği araba bir yana, armağan ettiği köpeği bile elinden almak ister.
Marina Vidal artık bu insanlar ve onlara destek çıkan hukukla boğuşmak zorundadır.
Doğrusu çok sağlam biçimde ve kusursuz bir sinemayla anlatılmış bir film değil, hiç değil. Boşlukları, uzunlukları, oyun açısından eksikleri ve anlatım zaafları var.
Ama yine de yeterince ilginç. Farklı bir ülkeden (Şili) ve kültürden gelen film, radikal biçimde aykırı bir karakteri oldukça etkileyici biçimde verirken, eşitliği ne gelir dağılımı, ne de adalet dağılımı açısından sağlayamamış, halkını büyük çoğunluğuyla mutlu edememiş sorunlu bir toplumda temel insan hakları üzerine bir soruşturmaya da dönüşüyor.
Ve diyelim ki Marina’nın sokakta bir grup insan tarafından iyice pataklandığı bölümde, aradaki tüm mesafeyi aşarak gelip ülkemizdeki kimi olaylarla buluşuyor
Gerçek trans oyuncu Daniela Vega elinden geleni yapıyor ve sonuçta ikna etmeyi başarıyor. Final ise hiç beklenmedik bir yumuşaklıkta gelip hikayeye güzel bir son nokta koyuyor.
Filmin son Oscar’larda, biraz beklenmedik biçimde en iyi yabancı film seçildiğini de hatırlatmakta fayda var. Belki biraz da Hollywood’da bu yıl uyanan, kadına ve cinsel azınlıklara karşı baskı ve ayrımcılığın genel anlamda protesto edilmesi akımının da etkisiyle…
”Doğrusu çok sağlam biçimde ve kusursuz bir sinemayla anlatılmış bir film değil, hiç değil. Boşlukları, uzunlukları, oyun açısından eksikleri ve anlatım zaafları var.”
Nedir hocam bunlar, neden açmıyorsunuz?