NO. 24

SAVAŞ ANILARI

Norveç’ten bir film N0.24. 2. dünya Savaşında  Nazilere teslim olmuş ülkede bir grup direnişçinin gerçek hikayesini anlatıyor. Naziler 9 Nisan 1940 yılında 800 askerle Oslo’yu teslim alıyorlar. Bu kadar az insanla bir şehri almak oradaki işbirlikçilerle açıklanabilir ancak.

Evet gerçek bir toplum ve birey hikayesi daha.  No.24 gibi filmleri izledikçe özgürlüğün ve barışın en önemli ihtiyaç olduğunu bir kez daha anlıyorum. 

OrtaKoltuk Puanı:

 

Yeni Yılın ilk film eleştirisini yazarken savaşsız, kansız barış dolu bir dünya dileğiyle başlamak istiyorum. İnsanlık tarihinde “Barış” ütopya gibi görünse de bir gün bu ütopyanın gerçekleşeceği inancını yitirmemek gerekir. No.24 gibi filmleri izledikçe özgürlüğün ve barışın en önemli ihtiyaç olduğunu bir kez daha anlıyorum. Yeni yılda  önce sağlık dileklerimizi iletiriz ya değil, No. 24  filminin kahramanı Gunnar  Sønsteby savaş anılarını anlatırken şöyle diyor : “Her şeyin başı sağlık derler ama bu doğru değil. Her şeyin başı barış ve özgürlüktür”   

Norveç’ten bir film N0.24. 2. dünya Savaşında  Nazilere teslim olmuş ülkede bir grup direnişçinin gerçek hikayesini anlatıyor. Naziler 9 Nisan 1940 yılında 800 askerle Oslo’yu teslim alıyorlar. Bu kadar az insanla bir şehri almak oradaki işbirlikçilerle açıklanabilir ancak. Olağanüstü durumlarda kraldan çok kralcı olanlar insanın canını çok daha fazla acıtıyor. Elbette ki bütün ülkelerde olduğu gibi Norveç’in de yurtsever insanları vardı ve direniş hareketini başlatacaklardı. Onlardan birisi de Gunnar Sønsteby (Sjur Vatne Brean). Şöyle düşünmüştü: “İnsan savaş durumunda mevcut durumu kabul edip etmeyeceğine karar vermek zorundadır. Ya şartları kabul edeceksiniz ya da harekete geçip risk alacaksınız

Bu sözleri duyduğumuzda Mustafa Kemal’i anmamak olur mu! Mevcut durumun bütün zorluğuna rağmen, kurtuluşun neredeyse imkansız olduğu bir dönemde İşgal edilmiş İstanbul’a ayak bastığında son derece kararlı bir şekilde “Geldikleri gibi giderlersözü bu anlatıma en iyi örnek değil midir! Mevcut durumu kabullenmek intihardır, risk almak ise şerefli bir ölümdür…

Üzerinden 70 yıl geçmesine  2. dünya savaşı anılarının  dünya ülkeleri arasında  anlatıla anlatıla bitmediği ve bitmeyeceği bir felaketin ortasına Türkiye’nin İsmet Paşa sayesinde düşmemesi ise mucizedir. Kıymeti çok da anlaşılmayan bir durumu bu filmleri izledikçe daha iyi anlıyoruz…

Ülkemizin 2. Dünya Savaşı anılarının olmamasını sağlayanlara binlerce teşekkürler. O dönemi ekmek karneleri, kıtlıklı yıllar olarak açıklayanlar ise nankördür, hiç mi  gerçek hayattan alınmış  bu filmleri izlemiyorlar!…

ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERİ NEDİR?

Film, yaşlı bir adamın 70 yıl sonra kendi okuduğu lisede öğrencilere konferans vermeye hazırlanırken açılıyor. Adam içten içe acı çekmektedir. Bu, anlatılacak hikayenin dramından kaynaklanmaktadır. Adamın adı Gunnar Sonsteby’dir. Öğrencilerin karşısına geçer ve anlatmaya başlar…

Hikayeye 1937,  Rjukan’dan başlar. Kamera, İsveç’in karlı tepelerinin ve geniş ovalarının uzak çekimiyle şahane bir görüntü  sunar. Gunnar komşusu ve arkadaşı olan Erling Solheime ile yürüyüşe çıkmıştır. Bir yerde durup ateşi tutuşturacağı  gazete haberine çarpar gözü.  Haberi okuyan  Gunnar’ın canı sıkılır ve  düşüncesini arkadaşı ile paylaşır…

İlk sahneleri dikkatle izlerim, mutlaka sonradan bir bağlantı kurulur. İzleyiciye de tavsiyem bu yöndedir. Erling’in  habere vereceği cevap sonraki tahmininize  yardımcı olacaktır… Ve Oslo’nun işgal edilmesiyle Gunnar tarafını ortaya koyar. Çünkü bu durumlarda insan taraf olmak ve tarihin doğru tarafında olmak  zorundadır. Gunnar’ın tarafını direnmekten yana koyar ve kendini bir direniş çetesinin içinde bulur. Bu örgüt Knut Haugland, Max Manus,Andreas Aubert, Gregers Gram ve Edward Talleksen’den oluşmaktadır. Amansız ve gizli bir mücadeleye girişirler. Hedeflerinde asıl muhbirler ve yerli işbirlikçiler vardır. Çünkü Norveç faşistleri Almanlardan daha tehlikeli ve  kötüdürler…

Özgürlük her şeyin başında gelmektedir ve uğruna can verilir. Özgürlüğün bedeli büyük olduğu gibi değeri de ölçülemeyecek kadar büyüktür… Gunnar oldukça soğuk kanlı, duygularını belli etmeyen son derece disiplinli ve planlı tam bir örgüt adamıdır… Bu yüzden diğer arkadaşlarından daha avantajlı durumdadır. Gunnar’a  can veren Sjur Vatne Brean da bu özellikleri iyi yansıtıyor. Masum ve soğuk yüzünün altında çelik gibi sağlam ve karakterli bir adam duruyor. Kamera sık sık Gunnar’ın yüzünde durarak içindeki ifadelerini yansıtmaya çalışıyor… 

YAVAŞ GERİLİM

Film yaşlı bir adamın savaş anılarıyla açıldığı için belgesel tadında ilerliyor önce, direniş örgütünün eylemleri ile ivme kazanıyor ve gerilim artıyor, o gerilimi yaşlı adamın yer yer anlatımları yeniden düşürüyor. Bu yüzden yavaş gerilim kavramını kullanma ihtiyacı duydum. Filmde ajitasyon yok; ne savaş kahramanlığı yapıyor ne de savaş sonrası psikolojik travmaları ön plana çıkarıyor. Yaşlı Gunnar zaten filmin başında belirtiyor. Kafamın içinde beş çekmece bulunur, ilk üç çekmeceyi sürekli açarım, dördüncü çekmeceyi nadir, beşinci çekmeceyi ise 8 Mayıs 1945 tarihinde hiç çekmemek üzere kapattımdiyor. 8 Mayıs 1945 Norveç’in kurtuluş günü ve beşinci çekmecede kurtuluşa kadar savaşın anıları duruyor. Gunnar Sønsteby’in biyografisine baktığım zaman çok uzun yaşamış olduğunu gördüm. 2012’de 94 yaşında hayata gözlerini yummuş. Bu kadar uzun yaşamasının sebebi o çekmeceyi kapalı tutmasında yatıyor belki; fakat yönetmen John Andreas Andersen bu savaş sonrası travmayı o kadar ustalıklı ve incelikli işliyor ki o çelik gibi adamın bile nasıl etkilendiğini hissedebiliyorsunuz…

Evet, gerçek bir toplum ve birey hikayesi daha. İzlemelisiniz. 

İyi seyirler.

Yönetmen : John Andreas Andersen

Senaryo : Erlend Loe

Görüntü Yönetmeni : Pål Ulvik Rokseth

Kurgu : Kalle Doniselli Gulbrandsen, Trude Lirhus

Müzik : Kristoffer Lo

Oyuncular : Sjur Vatne Brean, Erik Hivju, Ines Høysæter Asserson, Ulrik William Græsli, Lars Berge, Erik Madsen, Svein Sturla Hungnes, Benjamin Noble, Magnus Dugdale, William Gundersen, Tobias Aksdal, Mark Noble

Norveç / Tarihi-Biyografi-Savaş-Dram / 110 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz