Oray
Uzaklarda, Gözden Uzakta Boğulmak
Bir iç dökme sahnesi ile başlayan o tiratlı açılışı, filmin ortalarında tekrar aynı sahneyle, bu kez tüm bağlantılarını anlayarak bir kez daha göreceğiz. Yer Almanya/Hagen. Türkiye’den göçenlerin yoğunluklu yaşadığı bu kentte, daha önce çeşitli kriminal vakalara karışmış kişiler toplamının, Oray karakteri ekseninde toplanması ve göçmen sorununun tüm olumsuz halleri, o bitik gençlik, manevi dünyaya derinlikli değil, sathi yönelimler, ülke arzusunun ve yalnızlık duygusunun hiç sizin peşinizi bırakmaması, filmin sürekli size verdiği hisler olarak kalmakta.
Filmin giriş kısımlarında Oray (Zejhun Demirov) ile Burcu (Deniz Orta) arasında yaşanan kavgaya tanıklık ediyoruz. Evli oldukları anlaşılan bu iki karakter, çok ufak bir nedenle tartışırlar, eşi Burcu evden kaçar. Oray eşinin gelmemesine sinirlenerek ulaşamadığı eşine telesekreter marifetiyle üç kez “boş ol” diye seslenir. İç dünyasında gittikçe yalnızlıklar girdabına saplanan ve geçmişinde bir kısım suçlara karışıp cezaevine girmiş çıkmışlığı olan Oray, bu durumu bir Türk din adamına sordurtur. Ona göre üç ay boyunca eşten ayrı kalması halinde her şey dini bakımdan eskiye dönecek ve sorun kalmayacaktır. Sonrasında Burcu’dan ayrılma ve Hagen’den, bir başka Alman kenti olan Köln’e gidiş başlar.
Köln’de göçmenlerin yaşadığı o fakirlik sularındaki gençlerin, tam anlamıyla kendi memleketi de olamadıkları, bir arada kalmışlık, sıkışmışlık halinin somut verileri olarak kendilerine sundukları, ne var ki tam anlamıyla inanç/eylem arasında tezatlıkların da yaşandığı bir dolu sorun içinde boğuşurlar. Dini telkinlerin hemen ardından, dini söylemle uyuşmayan hareketler, bu boşluğun doldurulamadığı bir hâle tekabül eder. Bir süre sonra, bu ortama Burcu da Köln’e gelerek dahil olur. Ne var ki Köln’de danıştıkları bir din adamınca üç kez “boş ol” söylemi esasında evliliğin bittiği, eşler arasında kalmayan akit nedeniyle yaşanacak bir ilişkinin zina olarak kabul edileceği şeklinde fetva ile Oray’ın histerik hali daha da artış seyreder.
Filmin bu ekseninde yürüyen akış bir tarafta Oray’ın Burcu ile ilişkisi temelli ilerlese de, göçmenlerin o yalnızlık hissini izleyiciye, karamsar kadrajlar, gerçeklik duygusu katan hareketli kamera çekimleri ve mekan kullanımlarının kasveti de eklendiğinde, çoğunlukla verdiği ileri sürülebilir. Tüm bunlara karşın başka sinema kapsamında gösterime girecek filmin kimi zaafları da yok değil. Meramını yansıtmakta, izleyiciyi filme dahil etmekte bir kısım senaryo sorunlarının olduğu görülmekte.
Burcu ile yaşanan kavganın geçmişini bilemememiz, o küçük tükürük meselesinin bu boyuta ulaşmasının nedeninin boşluğu, bizi tüm bunlara ikna etmekte tam anlamıyla başarı gösterdiğini söylemek güç. Sonrasında mağrur Burcu’nun Hagen’den Köln’e cüz’i bir borç nedeni ile gelmesi, Köln’de kalmayı kabul etmemesinin nedenlerinin açıkta kalması da yine bir yetersizlik hissini bize sunuyor. Bunlarla birlikte Mehmet Akif Büyükatalay‘ın ilk uzun metrajlı filminin, belirli bir kaliteyi, film estetiği yönüyle tutturduğunu belirtmek gerekir. Film bu yönleri ile 69. Berlin Film Festivali’nde En İyi İlk Film ödülünün de sahibi olmuştu.
Düsseldorf doğumlu olan Zejhun Demirov ile Berlin doğumlu Deniz Orta‘nın gerek Türk/Alman şivesini orada büyümelerinin de avantajıyla kullanmaları, gerekse de sıkışmışlık halini sunmaları konusundaki performansları ile başarılı olduklarını da söylemek gerekir. “Takva” ve “Duvara Karşı” filmleri ile bazı yönleriyle benzerlikler kurmanız mümkün film, bu bir kısım öznel itirazlarıma karşın yine de izlenmeyi hak ediyor.
Yönetmen / Senaryo : Mehmet Akif Büyükatalay
Görüntü Yönetmeni : Christian Kochmann
Oyuncular : Zejhun Demirov, Deniz Orta, Cem Göktaş, Faris Yüzbaşıoğlu, Mikael Bajrami, Fırat Barış Ar, Kais Setti, Ferhat Keskin, Şahin Eryılmaz, Neshe Demir
Almanya-Türkiye / Dram / 100 Dk.