Rambo : Son Kan / Rambo: Last Blood
Yönetmen : Adrian Grunberg Senaryo : Matthew Cirulnick, Sylvester Stallone
Görüntü Yönetmeni : Brendan Galvin / Müzik : Brian Tyler
Oyuncular : Sylvester Stallone, Paz Vega, Yvette Monreal, Oscar Jaenada, Sergio-Paris Mencheta, Adriana Barraza
ABD / Aksiyon-Dram / 101 Dk.
Bir veda filmi: Rambo’ya mı, yoksa Stallone’ye mi?
İşte efsanenin yeni dönüşü. Bu kaçıncısı? 1946 NewYork doğumlu (demek ki günümüzde 73 yaşında), 1969’dan itibaren girdiği sinemada bugüne dek 80 film çekmiş, ilk büyük ününü boks filmlerine yepyeni bir ruh ve enerji getiren Rocky ile yapmış, kendi hayalinde doğan bu kahramanın öykülerini kısa zamanda bizzat yönetmeye de koyulmuş bir sanatçı.
Öyle ki Rocky’ler sanki hiç bitmemiş. 2, 3, 5 derken 2006’da altıncı bir bölümle biter gibi olmuş. Ama popüler dönemindeki sadık seyircisiyle arasında öyle bir bağ oluşmuş ki, sanki hiç bitmiyor. 2015’lerde Creeed- Efsanenin Doğuşu ve ardından devam filmi Efsane Yükseliyor da Rocky’ lere dolaylı bir dönüş değil miydi?
Ama yalnız Rocky’ler mi? 1982’de buna yeni bir seri eklenmiş: Rambo’lar…İlk Kan’la başlayan bu seri de daha evrensel ve enerjik serüvenlerle yıllarca sürmüş: dört filmle…Tam 37 yıl sonra, bu yeni film beşincisi oluyor. Ve adına bakarsanız, bu seriyi de kapatıyor.
Arada Zafere Kaçış, Tango ve Cash, Cezalandırıcı, Uzman, Yargıç, Yüzleşme gibi farklı filmlerin yanında son bir seri: Cehennem Melekleri. Bu kez çok kahramanlı iki film; ama yakında bir üçüncüye kavuşacak gibi….
Bu yeni filmde, bu çok yönlü (yazar-yönetmen-yapımcı-oyuncu) ve yorulmak bilmez sinemacı, belki birçok filminden daha kaba çizgili, ama yine rahatça izlenen bir aksiyon getiriyor karşımıza….Vietnam gazisi, hayatı maceralarla geçmiş, şimdilerde kendini giderek çoğalan doğal felaketlerde ölümle burun buruna gelenleri kurtarmaya adamış John Rambo, artık sonradan edindiği ailesiyle sakin bir yaşam sürüyor: Latin kökenli, ortayaşın üzerindeki Maria; onun yeğeni gencecik Gabriella. Ki Rambo onun John Amca’sıdır. Ve bunlar, onca serüven içinde edinemediği ailesinin yerini almış iki kadındır.
Rambo ayrıca “oğlum” dediği atını terbiye etmek, eski radyosuna kulak vermek ve de evinin altına tüneller açmakla vakit geçirir. Ki bunlar (yani tüneller) filmin finalinde önemli bir rol oynayacaktır.
Ve sonra Gabrielle çeker gider. Yıllar önce onu ve arada ölmüş olan annesini terkedip komşu Meksika’ya geçen babasını görmeye…Yıllar sonra adamın izi bulunmuştur. Ve orada çok kötü bir ün sahibi olduğu ortaya çıkmıştır. Ama Gabriella, Maria’nın ve John Amca’sının tüm uyarılarına karşın, sınırı geçip Meksika’ya gider. Ve başına hemen felaketler gelir. Acaba Rambo onu kurtarabilecek midir?
Başta görkemli bir ‘selden adam kurtarma’ sekansıyla açılan film, sonrasında ayni etkiyi yapamıyor. Ronald Reagan Amerika’sının büyük starı Stallone, Trump döneminde ayni ölçüde inandıramıyor. Üstelik Meksika’yı sadece en negatif biçimde, tam bir yoksulluk, yolsuzluk, suç ve cinayet ülkesi olarak gösterdiği ve böylece Trump’un Meksika ve ona ‘duvar çekme’ girişimleriyle uyum sağladığı halde…Çünkü artık ne olursa olsun, 80’lerin naifliği kalmamıştır ve herkesin gözü açılmıştır.
Böylece Meksika bölümleri açıkça ırkçı oluveriyor. Stallone ise iyice yaşlanmış ve bir maskeye dönüşmüş yüzüyle belki daha patetik, daha acınası…Yaptığı işler, öldürdüğü adam sayısı ve düşmanlarının bedeni üzerinde operasyonları gerçekten çok kanlı, çok vahşi duruyor. Çocuklar kesinlikle yaklaşmamalı…
Öte yandan, filmin belli inandırıcılık sorunları var. Özellikle final… Rambo’nun yıllar boyu kazdığı o tünelleri, sonunda her köşesinde türlü-çeşitli mekanik tuzaklar olan bir büyük ölüm çukuruna dönüştürmesi…Üstelik başta Ramirez kardeşler tüm o Meksikalı katilleri, sonunda o büyük kapana girmeye ikna etmesi….Kolay inanılacak şeyler değil.
Yine de Rambo’nun sayısız insandan topluca aldığı ‘korkunç intikam’ sırasında söylediği bir söz akıllara çakılıyor: “Acıyı hissetmenizi ve bunun hissettiğiniz son şey olduğunu bilmenizi istiyorum!”…
Filmin belli bir temposu ve bunca yıl sonra Stallone’yi bulmanın yadsınamaz bir çekiciliği var. Brian Tyler’ın müziğinde kullandığı The Doors şarkısı Five to One da etkili oluyor doğrusu…
Sonuç olarak, gerek Stallone’ye gerekse Rambo serisine güçlü bir veda sayılmaz. Ama bu vedayı da sevip bağırlarına basacak sinemaseverler olacaktır sanıyorum.
Film neden ırkçı olsun ki ?
Bir gerçekler vardır bir de hayaller Meksika’nın dünya uyuşturucu ticaretinin %70~75 ini karşıladığı bilinen bir gerçek mi bilinen bir gerçek Los zetas karteli meşhur nasıl ki Afganistan El-Kaide ve Taliban militanı yuvası ise Meksika’da maalesef bir suç yuvası bunu ırkçılık diyerek ayrımcılık diyerek üstünü örtemeyiz.