RRR

Kendini neredeyse zorla seyrettiren, görsel işitsel açıdan müthiş başarılı, kesinlikle ciddiye almadan müthiş keyifle izlenebilen bir eğlencelik.

Sinemanın eğlendirici boyutunu önemsemiyorsanız (), benim gibi eğlenerek izlediyseniz (****) olarak değerlendirebilirsiniz. Karar sizin.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Hint Sinema tarihinin en pahalı filmi

“Rise Roar Rrevolt / YükselKükremeİsyanet”

Hindistan, dünyanın en büyük yedinci coğrafi alanına (3,287,263 km2) ve ikinci en büyük nüfusuna sahip (yaklaşık 1,4 milyar) bir Güney Asya ülkesi. Çok sayıda farklı etnik grubun ve yaşadığı değişik dini inançların var olduğu bu kıta ülkede 447 farklı dil (lehçe değil, lisan) konuşulmakta. “Her şerde bir hayır vardır” derler; yıllar sürmüş İngiliz sömürüsü, zorunlu dil olarak İngilizceyi empoze etmiş, ortak dil, Hint birliğinin kurulmasında büyük rol oynamış. Bu sebeple hâlen Hindistan’da iki resmi dil vardır : İngilizce ve Hintçe

Ülkede sinema ilk keşfedildiği dönemden beri gelişmeye başlamış, 20. yüzyılın ortalarından itibaren sinema sanatı çevrelerinde, özellikle Satyajit Ray gibi bir büyük ustanın sayesinde, Hint Sineması özgün ve saygın bir yer edinmiş. Yine aynı yıllarda Hint Sinemasının kitlesel tüketime yönelik diğer kolu, başını Raj Kapoor’un “Awaraa”sının çektiği şarkılı danslı filmler keşfedilmiş.

Hindistan’da sinema varlığını hâlen bu iki koldan sürdürmektedir: Bir yandan Deepa Mehta, Mira Nair, Ritchie Mehta, Ritesh Batra ve Vetri Maaran gibi isimlerin, daha çok sanatsal beğeniye hitap eden filmleri, diğer yandan da, yıllık 800’ü aşkın filmle kitlesel bir endüstriyel üretime dönüşen, adını Bombay’dan alarak Hollywood’la rekabet eden Bollywood Sineması.

Bollywood Sineması’nın biçimsel ve tematik özellikleri arasında, komedi, melodram ya da tarihi konuların tercih edilmesi, heyecan ve ilgiyi ayakta tutan öykülerde gerçekçiliğin gerekirse ikinci plana itilmesi, oyuncuların yeteneklerinden çok medyatik kişilerden seçilmesi ve sonuç olarak yapay ve/veya abartılı performansları, ve de, tarzı, türü, öyküsü ne olursa olsun, her filmin olmazsa olmazı: şarkılar ve danslar. Saygın Stanley Donen, Gene Kelly ya da Bob Fosse müzikallerinde danslar ve şarkılar metnin / öykünün ayrılmaz bir cüzüdür. Hatta orta halli bir Hollywood müzikalinde karakterin olur olmaz zamanda şarkı söylemesi alay konusu olabilir. Bollywood filmi bunu sorun etmez. Örneğin “RRR”nin kamçılanmakta olan, kanlar içinde, öldü ölecek, gitti gidecek başkişisi derin bir nefes aldıktan sonra, hareketli bir şarkıya girişebilir.

Bu yıl İKSV. Festival programına sadece Hindistan’da değil ABD.de de olay yaratmış, hâlen Netflix’te de izlenebilen “RRR” filmini de almış. Dünya sinemasının çok sayıda bakış açısını izleyicisine getirmeyi amaç edinmiş bir festivalde böyle bir sinema fenomeninin yer almasını, hele yarattığı görkemli görsel işitsel dünyayı geniş ekranda izletmek çabasını kesinlikle doğru buluyorum.

72 milyon dolarlık bütçesiyle Hindistan sinemasının en pahalı filmi “RRR”, Bollywood değil, onun güneydeki kuzeni Tollywood yapımıdır. Bu da nereden çıktı demeyin. Hindistan’ın Andhra Pradesh eyaletiyle Yanam yöresinin ana dili, ülkenin en çok konuşula ikinci lisanı Telagu dilinde film yapan Tollywood, Hintçe filmlerin yapıldığı Bollywood benzeri bir yapım merkezidir.

Geldik “RRR”nin öyküsüne. Korkmayın, filmin durmaksızın dallanıp budaklanan, her anı bir sonrakinden de inanılmaz hikâyesini anlatacak değilim. Sadece filmin örtülü kimlikleri olan iki başkişisinin, Komuram kabilesinden Gond halkının yiğit savaşçısı Bheem ile halkını silahlandırmak için İngiliz ordusuna sızan Raghu soyundan Raju’nun, suda alevler içinde kalakalmış bir çocuğu karmaşık ötesi bir operasyon sayesinde kurtarırken tanıştıklarını, farklı saflarda çarpışan ikilinin aralarında gelişen sağlam dostluğun, ihanetler ve karşı ihanetlere karşın onları birlikte tutarak başarıya götürdüğünü söyleyeyim.

Dikkatimi çeken bir husus da, Raju’nun köyünde onu bekleyen büyük aşkı Sita’ya, Bheem’le dil bilmeden anlaşan filmin tek olumlu kahramanı İngiliz kızına karşın, yazar yönetmen S.S. Rajamouli’nin iki maço ve hetero kahramanının dostluğuna kazandırdığı, tanıştıkları andan filmin sonuna kadar da sürdürdüğü homo erotik boyut. İlginç.

Tabii ki filmi inandırıcılıktan uzak, absürt ve ırkçı bulabilirsiniz. Evet “RRR” en az keyifle izlediğimiz Marvel ya da DC serileri kadar absürt ve inandırıcılıktan uzak. Bheem ile Raju’da bilimkurgu kahramanlarının süper gücü olmasa da, kurtlar ve kaplanlarla dövüşmeyi, işkenceye göğüs germeyi, yılan sokmalarını ya da kol bacak kırıklarını doğanın ya da inancı gücüyle tedavi etmeyi başarıyorlar. Bütün İngilizleri hain, şımarık, zalim, öteki düşmanı, İngiliz Vali’yi canavar, karısını ondan da kötü gösteren “RRR” tabii ki ırkçı. En azından ABD dışında herkese karşı tavır alan NCIS dizileri kadar.

Ama bu Bollywood ya da Tallywood ya da Kollywood ya da başka yerel prodüksiyonların Hollywwod yapımlarına göre çok önemli bir avantajları var. Absürde öylesine rahat dalıyorlar inandırıcılığı öylesine umursamıyorlar ki anlatı giderek çılgın bir güldürüye dönüşüyor.

RRR”nin final yarım saatinde “kör ve felçli” meselinin parodisi olarak başlayıp, ikilinin tüm İngiliz ordusunu dize getirdiği o benzersiz dövüş sekansında yıllardır hiçbir komedide gülmediğim kadar kahkahalarla güldüm.

Sonuç olarak, kendini neredeyse zorla seyrettiren, görsel işitsel açıdan müthiş başarılı, kesinlikle ciddiye almadan müthiş keyifle izlenebilen bir eğlencelik.

Sinemanın eğlendirici boyutunu önemsemiyorsanız (), benim gibi eğlenerek izlediyseniz (****) olarak değerlendirebilirsiniz. Karar sizin.

08 Nisan 21.30’da Atlas 1948 ve 15 Nisan 21.30’da Kadıköy Sinemasında

Yönetmen / Senaryo : S.S. Rajamouli

Görüntü Yönetmeni : Senthil Kumar

Kurgu : A. Sreekar Prasad

Müzik : M.M. Keeravani

Oyuncular : Ram Charan, Alia Bhatt, Ray Stevenson, Alison Doody, Ajay Devgn, Shriya Saran, Mark Bennington, Edward Sonnenblick

Hindistan / Tarihi-Aksiyon-Dram / 137 Dk.

 

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz