Son Umut
Russell’ın Türkiye sevdası
Konusu, senaryosu, kurgusu, çekimleri, görsel efektleri, renkleri, müzikleri ve kostümleri oldukça başarılı olan filmin bazı ülkeleri, Türkiye’deki Atatürk karşıtlarını rahatsız edeceği ve Russell’a tavır alacakları kesin..
2014 Avustralya-Yeni Zelanda yapımı, 111 dakika süreli, tarihi-dram türündeki filmin yönetmen koltuğuna, ilk kez bu filmle yönetmenliği deneyen Oscar ödüllü Russell Crowe oturmuş. Başrolleri ise Russell Crowe,Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan ve Olga Kurylenko paylaşmış. Filmin senaryosunu, eşleri Türk olan Andrew Kinght ve Andrew Anastasios birlikte yazmış. Filmin çekimleri Avustralya ve Türkiye’de tamamlandıktan sonra ilk gösterimi aralık ayı başında Sydney’deki Stade Tiyatrosunda yapıldı.
Türkiye’de,birçok kez Çanakkale savaşını konu alan filmler çekildi ama maalesef hiç birisi Dünya ülkeleri üzerinde beklenen etkiyi yapamadı. 33 Sene önce Avustralya’lı yönetmen Peter Weir‘ın, başrolünü Mel Gibson‘un oynadığı 1981 yılında çektiği Gallipoli ise dışarıda oldukça ses getirdi. Bundan üzülerek söylemeliyim ki şu sonuç çıkıyor. BİZ,NE YAZIK Kİ KUTSAL DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKAMADIĞIMIZ GİBİ, KENDİ SAVAŞIMIZI, TARİHİMİZİ DE HAK ETTİĞİ ŞEKİLDE BEYAZ PERDE’YE YANSITAMIYORUZ ! Yani biz bu işi bilmiyoruz. Yabancılar,maalesef yaşanan olayları daha iyi anlatıyor ve tarihi bizden daha iyi yorumluyor.bunun kanıtı ise Dünya sinemalarında gösterilen ve ses getiren iki Çanakkale filmi.İkisininde yapımcı / yönetmeni Avustralya’lı. Avustralya bu savaşa katılmasaydı Çanakkale savaşını anlatan filmleri kim çekerdi bilmiyorum doğrusu ! Keşke Hollywood, temcid pilavı gibi sürekli değişik şekillerde yorumladığı kendi ülkelerinin tarihi savaşlarını bir kenara bırakıp Dünya tarihine yön veren ”İstanbul’un Fethi-Kurtuluş Savaşı-Türklerin Anadoluya Ayak Basması-Çanakkale Savaşı”gibi önemli olayları ele alsa ve Russel Crowe gibi cesur yapımcı/yönetmenler ortaya çıkarıp bizi doğru şekilde anlatsa ne güzel olur değilmi?(birgün olur inşallah:)).
Peter Weir, Gallipoli filminde ülkelerinden çıkıp gelen gençlerin Türkiye’ye karşı savaşlarını anlatmıştı. Russel Crowe‘un ”Son Umut” filminde ise savaşın sonu anlatılıyor. Çanakkale savaşı biteli 4 yıl olmuştur. Su kaynağı bulmada usta olan Joshua Connor (R.Crowe) isimli bir baba,karısının son isteği olarak savaşa giden 3 oğlunu aramak için Çanakkale’ye gidiyor.Burada Binbaşı Hasan ve Çavuş Cemal’le tanışan acılı baba,yaşadığı olaylar nedeniyle gerçeklerin çok farklı olduğunu görüyor. Binbaşı Hasan ve Çavuş Cemal sayesinde iki oğlunun mezarını buluyor. Kayıp olan büyük oğlunu ararken Yunan çetelerinin Türk köylülerini öldürdüğüne şahit olurken,bir milletin yeniden doğuşuna da tanıklık ediyor. Bu arada, pansiyonun sahibi Türk kadını Ayşe ile de aralarında duygusal bağ kuruluyor. Sürpriz ise filmin ortalarında yaşanıyor. Filmin kısaca özeti böyle.
Russell, bu filminde Çanakkale meselesine taraflı bir bakış sergilemeyerek kalbinin ve vicdanın sesini dinlemiş. Bu filmi Türk izleyicisinin severek izleyeceği kesin. Ancak, bu filme kızacak olan ülkelerde var. Bu ülkeler kim mi? Tabiki, Yunanistan ve İngiltere.. Russell, iki ülkeyide filmde işgalci ve çete olarak göstererek Türklere yaptıkları zulmü korkmadan anlatmış. Hatta Yunanlılar, Russell birdaha ülkemize gelmesin diye kampanya bile başlatmışlar:) R.Crowe, C.Yılmaz‘ın ”Av Mevsimi” filminde türkü söylediği sahneden etkilenmiş olmalı ki ”Son Umut” filminde de ”hey onbeşli” türküsünü söyletmiş Cem‘e. Ayrıca, Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün şerefine Türk Askerlerinin kadeh kaldırma sahnesi de çok etkileyici. Bu sahnenin, Türkiye’deki Atatürk karşıtlarını rahatsız edeceği ve Russell’a tavır alacakları kesin.. Filmin, çekimleri, görsel efektleri, renkleri, müzikleri ve kostümleri oldukça başarılı. Oyunculuklar ise gayet iyi. Sadece Olga Kurylenko, Ayşe rolüne tam oturmamış izlenimi bıraktı bende. Birde, Türkçe dublajı oldukça rahatsız ediciydi. o kadar kusur kadı kızında da olur diyelim mi? Çanakkale savaşının sonunu anlatan, ünlü oyuncuların rol aldığı bu muhteşem filmi kaçırmayınız.
iyi seyirler
Gelibolu gibi bir savaşı bu kadar kötü anlatan bir film görmedim..Yılmaz Erdoğan,Cem Yılmaz gibi mizah insanlarının oyunculuklari rollerine oturmamıs.Bir babanın çocuklarını aramaya gelmesi gerçek olabilir ama hikaye bu kadar gerçek dışı anlatılabilir.Boşa bir gayret olmuş ,sonuna kadar çok zor katlandimi . Kısacası bu film bizi hiç anlatamamış.