Sonsuzluk Ormanı filminin yönetmen koltuğuna 1952 ABD doğumlu ” Mala Noche(1986), Drugstore Cowboy(1989), Benim Güzel Idaho’m(1991), Sonsuz İhtiras(1995), Can Dostum(1997), Forrester’ı Bulmak(2000), Fil(2003), Milk(2008) ve Kayıp Umutlar(2012)” filmlerinin yönetmeni Gus Van Sant oturmuş.
Bundan önceki filmlerinde de başarılı ve ünlü oyuncularla çalışmış olan Gus Van, hayli tecrübeli, işini bilen bir yönetmen. Tecrübesini her karesinde hissedebileceğiniz bu filmi de konu, kurgu, oyunculuk ve görsellik olarak tatmin edici düzeyde. Yönetmen, Sonsuzluk Ormanı filminde İnsanların ruhsal durumlarına neşter vurmak için kanser, depresyon ve intiharı araç olarak kullanırken tedavi için tabiatın doğal ortamını uygun görmüş. Gus Van’ın diğer sosyal mesajlar içeren dram filmlerinde de (Can Dostum-Gerry-Son Günler) bu özelliğini görebilirsiniz.
Bu filmde ki mesaj da çok açık. Ne kadar karamsar olursanız olun, sonuç ne kadar kötü olursa olsun mutlaka her şeyin bir çaresi, avuntusu vardır ve zaman en iyi ilaçtır deniliyor. Flashback’lerle olayları çözmemize yardımcı olan ve biran bile olsa ilgiyi dağıtmayan psikolojik intihar filmi ”Sonsuzluk Ormanı” iyi bir yapım. Eksikleri yok mu? Var tabi ki.. Örneğin, ormanın doğal sesi kullanılmamış ve ormanda ki sesler için dijital cihazlar tercih edilmiş. Ormanda iki kişi konuşuyor ama arka fonda doğal orman sesi yok! Bence bu büyük bir hata. Ormanda bir film çekiyorsan ses olarak doğallığı kullanacaksın ve bunun içinde sabırlı olacaksın.
Yönetmen, ormanda karşılaşan iki adamın evlilikleri ve yaşamları üzerine yapılan uzun diyalogları da biraz daha kısa tutup işin özüne odaklanabilirdi. Yukarıda belirttiğim iki eleştirinin dışında filmin geneline yayılan ihanet, içki müptelalığı, arkadaşlık, dostluk, sadakat, özveri ve ruhaniyetin anlatılışı kayda değer cinsten. İnanmadığınız Tanrı, inanmadığınız olaylara ve hikayelere sizi gün gelir öyle bir ikna eder ki şaşırıp kalırsınız deniliyor alt metinde. Matthew McConaughey’in oyunculuğunu beğendim. Canlandırdığı karakterin ruh halini, endişe ve kaygılarını çok güzel yansıtmış. Bu nedenle övgüyü ve alkışı hak ediyor.
Filmin Konusu: Arthur Brennan (Matthew McConaughey), yaşadığı trajedi sonrası intihar etmek için Ocak ayında Tokyo’nun Fuji dağındaki bir ormana gelir. İntihar etmek isteyenlerin geldiği ve ilerledikçe çıkışının zor bulunduğu bu ormanda ilerlerken çıkışı arayan Takumi Nakamura’ya (Ken Watanabe) rastlar. Takumi’ye yolu göstermek isterken ormanın derinliklerinde kaybolurlar. Soğuk kış gününde ormandan kurtulmaya çalışan ikili, zorlu doğa şartlarına direnmeye ve ölüm kalım savaşı vermeye başlarken aralarında dostluk oluşur..
Sözün özü: Kadere, alın yazısına ve umuda karşı son derece vurucu söylemleri olan bu film, dram ve gerilim seven izleyicilerin ilgisini çekecektir. Kaçırmamanızı tavsiye ediyorum. İyi seyirler.