Sözde Kızlar
Katı Bir Ahlâk Sopası
Peyami Safa’nın (1899-1961) “Sözde Kızlar” eserini basit bir asayiş meselesi olarak gören 1967 tarihli Nejat Saydam’ın bu uyarlaması, romanı okuyanlar için emniyet bildirisi olarak görülebilir. Esasında bunun işaretleri filmde yok değil.
Peyami Safa Romanının İkinci Sinema Uyarlaması.
Edebiyatımızın usta ismi Peyami Safa‘nın ilk olarak “Serâzad” imzasıyla 1922 yılında tefrika edilip, bir yıl sonra roman olarak kitaplaştırılan eseri toplamda üç kez sinemaya aktarıldı. Önce tiyatro estetiğinin sinemaya aktarımı olarak görülebilecek öncü rejisör Muhsin Ertuğrul tarafından 1924 yılında. Ve bu yazıda incelediğim 1967 tarihli Nejat Saydam imzalı ikinci Sözde Kızlar. Son olarak ise, 1990 yılında Orhan Elmas’ın rejisörlüğünde izledik yeni bir uyarlama olarak. Ne var ki her üç yapım romanın meramını aktarmaktan çok uzakta. Peyami Safa, gerek “Fatih-Harbiye”, gerekse “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” “Yalnızız” gibi eserlerinde modernitenin, savaşların yarattığı ahlaki kırılmaları, sorunlarını aktarırken öte yandan kendi deneyim ve zorluklarını da psikolojik analizleri de koruyarak önümüze koyuyordu.
Peyami Safa’nın “Sözde Kızlar” eserinde ise, mütareke yıllarında babasının izini bulmak için Anadolu’dan İstanbul’a gelen Mebrure’nin başından geçen trajik halleri yine o dönemin canlı tasvirleri, savaşın dejenerasyona yol açan hallerini yeise yol açarak değil, yeni bir diriliş ruhuyla serimleyerek verdiğini görmekteyiz. Oysa birçok önemli dram ve salon filmlerini sinemaya kazandıran Nejat Saydam (1929-2000) senaryoya da imzasını atarak filmi adeta bir polis güzellemesine ve ahlak koruyucusu olan bir uhrevi havaya büründürmüş. Zaten filmin açılışını Erler Film’in şu takdimi ile yapıyor : “Sözde Kızlar İstanbul ‘un çeşitli köşelerinde ve kenar mahallelerinde yaşayıp da özledikleri yüksek hayatın sihrine kapılıp yoldan çıkan genç kızların gerçek hayattan alınmış hikayeleridir. Bu filmi şerefli genç Türk kızlarımıza ve iyi evlat yetiştirme savaşının büyük öncüleri olan ana ve babalara, bu yolda büyük fedakarlıklarla çalışan ahlak zabıtası mensuplarına ithaf ederiz.”
Hatta film daha da ileri giderek oyuncu Baki Tamer’in canlandırdığı ahlak zabıta amirinin makam odasında dönemin gençlerinin ne büyük tehlike içinde olduğu ve bu yolda verilen mücadelenin nasıl yapıldığına dair bir anlatımla başlıyor. İlginç, böylesini ilk kez görüyorum. Neredeyse Kraliçe Viktorya’ya adanan katı ahlakçı dönem bakışının Yeşilçam sinemasına ruhuyla sindiğinin bir işareti bu. Ve film önce genç kızların nasıl tuzağa düştüğünü anlatıyor bir dış ses marifetiyle. Tabi onları kötü yola düşüren kötü insanların da olması gerek. Onlar da Nevin (Suzan Avcı), kardeşi Behiç (Önder Somer) ve tıbbiyeden terk, aile dostları Siret (Ergun Köknar)’dır. Ve ailesini kaybeden Mebrure (Filiz Akın) İstanbul’da işte böyle kötü bir yuvaya düşer. Bir süre sonra Mebrure’nin de geçmişte cinsel saldırıya uğradığını öğreniriz. Ve burada da Behiç’in tacizleri ile Siret’in ona verdiği morfinlerinin kurbanı olur. Tam o sırada doktora çalışmasını kötü yola düşen kızlar üzerine yapan Avukat Fahri (Ediz Hun), bu kızları bu kötü yoldan çıkartmak için güçleri ancak kardeşlerine geçen mahallenin bıçkın delikanlılarını da dönüştürür. Ve artık insan ticaretine kadar işi büyüten ve iyice azıtan Behiç ve ekibine karşı mücadeleyi başlatır. Tabi ahlak polisiyle beraber. Ve sonunda mutlu bir hikâye bulacağız.
Sözde Roman Uyarlaması
Filmin en büyük noksanı, romana sadık kalmayarak insanların neden birer cinsel meta haline dönüştüğünü sorgulamaması. Halbuki, Peyami Safa tutucu bir kalem olmasına rağmen toplumsal ve psikolojik örgüyü çok iyi uzlaştıran bir isimdi. Dolaysıyla film katı bir ahlak bekçisi kıvamında meseleyi oldukça karikatürize eder yapıda. Ve filmin romantik aşk kısmı da inandırıcılıktan çok uzakta.
Ancak hakkını teslim edelim “Sözde Kızlar”ın bu 1967 yılındaki uyarlamasında iyi oyunculuklar var. Özellikle Behiç rolüyle Önder Somer ile yine kötü adamda Ergun Köknar ile Suzan Avcı çok başarılılar. Filiz Akın ise, sinemaya yeni başlamasına rağmen profesyonel bir görünümde. Ve bir de sürpriz oyuncusu var: Henüz öğretmenlikten yeni ayrılmış Şener Şen de ilk filmlerinden biri olarak, kendi sesi olmaksızın kısa bir rolde karşımıza çıkıyor.
“Sözde Kızlar”, ailelerinden zoraki olarak koparılan ve birer cinsel meta haline getirilen genç kızların meselesini karikatür düzeyde ele alarak, sorunu basit bir aile vurdumduymazlığı ve asayiş meselesi olarak ele almış. Ancak yine de başarılı dış mekân çekimleri, dönemine göre cüretkar ve gerçekçi erotizm sahneleri ve müzikleri için izlenebilir. Tabi ki romanı bilenler için bir hayal kırıklığı yaratacağı da kesin.
Yönetmen : Nejat Saydam
Senaryo : Nejat Saydam, Şener Şen
Görüntü Yönetmeni : Melih Sertesen
Kurgu : Özdemir Arıtan
Müzik : Tuncer Aydınoğlu
Oyuncular : Filiz Akın, Ediz Hun, Önder Somer, Suzan Avcı, Ergun Köknar, Handan Adalı, Devlet Devrim, Funda Postacı, Şener Şen, Baki Tamer, Reha Yurdakul, Ferah Nur, Meriç Başaran, Mümtaz Alpaslan, Tülay Erdeniz, Nezihe Güler
Türkiye / Dram-Romantik /