X-Men : Dark Phoenix

X-Men : Dark Phoenix   /   X-Men : Karanlık Anka Kuşu

Dünya’nın kaderi ve geleceği Anka Kuşu’nun ellerinde..

Filmin yönetmen koltuğuna 1973 İngiltere doğumlu Simon Kinberg tarafından yönetilmiş. X-Men : Dark Phoenix, ”Marslı (2015), Fantastik Dörtlü (2015)” filmlerinin yapımcısı ve ”Logan (2017)” filminin senaristi olarak tanınan yönetmenin ilk uzun metraj filmi. Bugünlerde, setlerde ünlü yönetmenlerin yanında 1-2 senesini geçiren herkes öğrendikleri ile yönetmenliğe soyunuyor maalesef. Başarılı oluyorlar mı ? Evet, aralarından alnının akıyla çıkanlar oluyor ama genelde vasatlar. Simon Kinberg‘in bu ilk yönetmenlik denemesi olan filmde diğer X-Men filmlerini aratacak bir yapım olmuş. Hollywood piyasasında x-Men filmlerine daha iyi bir dokunuş yapacak olan çok iyi yönetmenler varken neden Simon Kinberg‘de karar kılınmış anlayabilmiş değilim doğrusu. Filmin senaryo yazarı ve yapımcısının da kendisi olması bunda etken olabilir mi acaba?

1992 yılında yaşayan Mutantların hikayesinin anlatıldığı filmde Profesör Xavier (James McAvoy), trafik kazasında ailesini kaybeden küçük kız mutant Jean Gray/Phoenix (Sophie Turner)’i yanına alır ve büyütür. ABD başkanı, uzaydaki bir cismin dünya için tehdit oluşturduğu bilgisini aldığında X-Men ekibini görevlendirir. Ekip elinden geleni yapar ancak başarılı olamaz. X-Men ekibinde tehditi ortadan kaldıracak olan tek kişi Phoenix’dir. Phoenix bir şekilde tehditi engeller  ama oluşan patlamada cisimdeki tüm ateşli gücü içine hapseder. Bu güç, daha sonra hem kendini hem arkadaşlarını hemde tüm dünya insanlarını tehdit etmeye başlar.  Bu gücün peşinde olan gelişmiş bir gezegenden gelen yaratıklar, Anka kuşunun içindeki gücü ele geçirmek için herşeyi yapmaya hazırdır..

Film, mutandların tutuklu olarak götürüldüğü trene saldırı sahnesi dışında oldukça durgun, yumuşak ve tatsız. İstenilen akıcı, sürükleyici, seyirciyi heyecanlandıran tempo birtürlü yakalanılamıyor. En ufak bir duyguyu bile seyirciye geçirmede başarısızlık ve yeteneksizlik mevcut. Filmde karizmatik süper kahraman derinliği hiç yok. Diğer yandan mutantların durumları, dialogları ve saçma sapan kostümleri oldukça sakil duruyor. Filmin ana karakterini oluşturan Jean Gray’in ortaya çıkışı ve evrimi oldukça yapay. Gelişimi hiçbir şekilde mantıklı dokunuşlarla desteklenmiyor.

Filmde yine sıkı bir Amerikan propagandası yapılırken, Dünyanın polisi biziz, Dünyayı biz yönetiriz ve biz ne dersek o olur mesajı kuvvetli bir şekilde veriliyor. X-Men’lerin sadece Amerika Başkanına bağlı çalışması ve sadece ondan emir almaları filmi basitleştirirken süper kahramanlar diye lanse edilmesi ise komik olmuş. Adalet Birliği’ni ve Yenilmezler’i oluşturan süper kahramanların başta Süpermen olmak üzere papucu ya dama atılmış oluyor yada ABD Başkanı, süper güçleri olan üç ayrı gruba yeteneklerine göre görev veriyor. Kimbilir?

Film, oldukça iyi oyunculara sahip ama kusurlu bir senaryo, kurgu ve oyunculuklara sahip. Yapımı ayakta tutmaya çalışan oyuncular ise, olağanüstü kozmik bir güce sahip Phoenix rolünü üstlenen Sophie Turner ile filmin kötü karakteri Vuk rolünü üstlenen Jessica Chastain. Nedenini bilmiyorum ama diğer oyuncular oldukça isteksiz bir oyunculuk sergilemişler. Bunun nedeni yönetmenden kaynaklanıyor olabilir. Diğer yandan yeni mutandları canlandıran oyuncu seçimlerini de isabetli bulmadığımı belirtmek istiyorum. Bana göre yanlış seçilmiş oyuncular.

Sözün Özü : Ben, X-Men serisinin en kötüsü olarak gördüğüm bu filmi beğenmedim. Bende hayal kırıklığı yarattı. Belki siz beğenirsiniz bilemiyorum. Lütfen yorumlarınızı göndermeyi unutmayınız, İyi Bayramlar.

Yönetmen : Simon Kinberg

Görüntü Yönetmeni : Mauro Fiore

Oyuncular : Jennifer Lawrence, James McAvoy, Sophie Turner, Michael Fassbender, Jessica Chastain, Tye Sheridan, Nicholas Hoult, Kodi Smit-PcPhee, Alexandra Shipp, Evan Peters

ABD Filmi 113 Dk. Bilimkurgu-Macera-Aksiyon