Yaparsın Şekerim
Hep Genç Hep Yenilikçi: Haldun Dormen
Toplumda etkili olan sanat ya da siyaset dünyasının seçkin kişileri için ülkemiz özelinde en çok eleştirilen konulardan birisi anı yazma geleneğimizin Batı coğrafyasına oranla kısıtlı olmasıdır. Gerçekten de büyük zaferler elde etmiş siyasi, askeri ya da sanatçı kişiliklerin yazdıkları anı toplamları bir elin parmağını geçmez. Dolayısıyla yazılı geleneğin zayıf olduğu bizim gibi toplumlarda belgesellerin önemi o kadar büyük ki.
Bu konudaki eksikliği gidermede örneğin televizyondaki yaptıklarıyla Nebil Özgentürk’ün katkıları eşsiz. İşte son dönemlerde vefa duygusu ile yüklü bu büyük misyonu artık uyumlarının sağlamlığını geçmiş yapıtları ile kanıtlayan Selçuk Metin ve Zeynep Miraç’ın ortak yapımları da yükleniyor. Onlar sayesinde geniş kitleler özgün belgesellerle Haldun Taner’i, Leyla Gencer’i, Metin Akpınar’ı bazı bilinmeyenleriyle daha da tanıdı ve önümüzdeki günlerde de Genco Erkal ile Yıldız Kenter’in eşsiz hikâyelerini, kendilerini yakından tanıyan kişilerin anlatımlarıyla daha da yakından görme imkânını bulacak.
Gençlere Sonsuz Güven…
İşte bu halkanın şimdilik son kısmı olan ve prömiyerini Maximum Uniq Açıkhava’da yapan “Yaparsın Şekerim” belgeseli bu kez 94 yaşındaki tiyatromuzun anıt isimlerinden Haldun Dormen’e merceğini tutuyor. Yönetmenliğini Selçuk Metin’in yaptığı, senaryosunu Zeynep Miraç’ın kaleme aldığı 135 dakikalık belgesel 19 Ağustos itibariyle Netflix platformunda izleyicileri ile buluştu.
Önce belgeselin ismine gelelim. Gerçekten dâhiyane bir şekilde belgesele isim olan Haldun Dormen’in bu yerleşik kullanımı aslında Dormen’i ve sanatını çok iyi tarifliyor. Benim de kendisi ile evinde röportaj yapma şansına eriştiğim Dormen, gerçekten de bilgi ve tecrübesini sunmakta oldukça bonkör bir kişilik. Henüz sahne deneyimi olmayan kimselere bile büyük güven duyarak onların korkularını bir anda silmekte mahir. Örneğin bir anda gelen telefon ile kendisine rol verilip bunu kabul etmeyenlere o meşhur “yaparsın şekerim” tiradını söyleyerek onları rahatlatır…
Yaşlanmaya Vakti Yok…
Gelelim bu büyük ömrün ara duraklarına… Daha on sekizinde Amerika’dan babasına tiyatro yapma isteğini mektupla yazar. Büyük bir aktör olma hedefindedir. Bu nedenle Tunç Yalman ve Şirin Devrim’in öncesinde okudukları Amerika’nın ünlü Yale Üniversitesi’ne yazılır. Bu arada babasından cevap gecikmez. Her ne yaparsa yapsın en iyisini yapmasını ister. Bolca müzikaller, tiyatrolar izleyen Dormen ülkeye dönüş yaptığında Türk Tiyatrosu’nu oldukça demode bulur. Geleneksel yapıdaki Muhsin Ertuğrul ile çatışır. Ve sufleyi kaldırmadan, dekor tasarımlara, Brodwayvari müzikalleri sahnelemekten, kostümlere ve de ilk özel tiyatro olan Dormen Tiyatrosu’nu kurmaya kadar büyük yeniliklere imza atar. Ve asla kıskanç değildir.
Ankara’dan yeni dönen Kenterlere tiyatrosunun kapılarını açar. Sükse yapan büyük müzikallerden “Sokak Kızı İrma” ile Gülriz Sururi’nin ışımasına neden olur. İngiltere’de üstelik İngilizce turneye çıkar. Ancak hayat hep başarı ve mutluluklarla dolu değildir. Ülke tarihinde yaşanan darbeler, siyasi karışıklıklar onları da etkiler. Ve bazı başarısız sahne gösterileri de eklenince mali sıkıntılarına bu durum tuz biber olur.
Birçok ismi sahne sanatlarına kazandırır. İzzet Günay, Suna Keskin, Nevra Serezli, Metin Serezli, Altan Erbulak, Erol Günaydın, Tuncel Kurtiz ve hatta Yılmaz Güney. O kadar çok isim var ki mutlaka unutacaklarımız olacak; 1990’lı yıllarda belgeselde de geçen AKM’deki Dormen Tiyatrosu’nun 40. yıl töreninde seyircilere selam veren kişiler dakikalarca sahneden inmeyecek kadar çokturlar. Belgeselde benim en etkilendiğim kısım bu oldu. Ve vefalıdır Dormen. Türkiye’nin ilk starı Cahide Sonku, tam da herkesin kendisine kapıları kapattığı dönemde Dormen’in o kapıyı açtığını görür. Ve onun için suflör bile tutar. Ancak ilk starımız ile her türlü imkânı bulmasına rağmen bazı nedenlerle artık çalışamaz.
Belgeseldeki anlatımlarda da gördüğümüz gibi Dormen iyi bir patron değildir. Mali işlerden anlamadığı için Dormen Tiyatrosu iki kez kapanır. İlk Dormen döneminde varlıklı babasının desteği çok önemlidir. Ve en sevdiği oyun olan “Şahane Züğürtler”, 1980’li yıllardaki “Hisseli Harikalar Kumpanyası”, Cemal Reşit Rey’in en son 1930’larda sahnelenen “Lüküs Hayat”ı ve de televizyondaki “Kamera Arkası” yapımı ile yine adından söz ettirir. “Kamera Arkası”nda Anthony Quinn ve Audrey Hepburn ile röportajlar yapar. Keşke belgeselde Quinn, Hepburn ve de Dormen’in okuldan arkadaşı olan Paul Newman’a ilişkin kısımlar da yer alsaydı. Ama dolu bir Dormen hayatına 135 dakika gibi uzun süre bile yetmeyebiliyor işte.
Ve son dönemlerde ise çok beğenilen Gülben Ergen ve Kenan Işıklı “Dadı” dizisi. Dizideki “Uşak Pertev” karakterine hayat veren yılların tiyatrocusuna sokaktakilerin “Pertev” diye seslenmelerindeki trajikomik tuhaflıklar. Hatta sonrasında sokaktaki bazı kişilerce “Yıldız Kenter” olarak da kendisine seslenmeleri anlatırken ki muzip alçakgönüllü halleri. Ve bunu takip eden Popstar sunuculuğu hatta “Çukur” dizisindeki birkaç rolü. İşte tüm bu aşamalar, ta küçükken futbol maçı sırasında ayağından sakatlanan küçük Haldun’un o büyük hırsı ile günümüzün en önemli tiyatro insanı olmasına evrilme aşamalarını dostlarının anlatımları ve Demet Evgar’ın güzel seslendirmesi ile önümüze seriliyor Yaparsın Şekerim’de.
Yazıya ve Belgesele Sığmayan Bir Hayat…
Tüm bunlar hayatına temas edenlerin aktarımları ile sunuluyor. Kimler yok ki bu anlatıcı dostları arasında: Halit Ergenç, Demet Evgar, Erol Evgin, Zihni Göktay, İzzet Günay, Erol Günaydın, Salih Güney, Gencay Gürün, Yıldız Kenter, Dikmen Gürün, Çağlar İşgören, Suna Keskin, Göksel Kortay, Metin Serezli, Nevra Serezli, Duygu Sağıroğlu, Seçkin Selvi, Fırat Tanış, Selçuk Yöntem, Gülben Ergen ve daha başka isimler… Ve aile içinden de Ömer Dormen, Ayşe Arman, Betül Mardin, Yasemin Dormen, Alya Dormen ve Güler Dormen’in anlatımları… Ve bu aktarımlardan Dormen’in uyurken bile tiyatroyu düşünmesi, herkese dokunan “Yaparsın Şekerim” sözü ile güven telkin edici yanını, Zihni Göktay’ın güzel aktarımı ile daha da net görülen tekste bağlılığını ve disiplinini, sakarlıklarını ve de tatlı kızmalarını daha yakından görüyoruz.
Son olarak başında asistanı da olan Cengizhan Eminoğlu’nun bulunduğu “Dormen Akademi” ile İzmir’de supervizörlüğünü üstlendiği, sevgili Çağlar İşgören’in kurduğu “Sahne Tozu Tiyatrosu” ile akademik desteklerine de devam etmesi. Bitmedi… Kitapları, belgeselde kayıp hikâyesi de keşke yer alsaydı dediğimiz ilk filmi “Bozuk Düzen” ve “Güzel Bir Gün İçin” ile kazanılan Altın Portakal ödülleri… Ancak filmlerinin dönemine göre ileri olması nedeniyle beklenen gişe başarılarını gösterememesi. Ve öncüsü olduğu ödüller, yine vefa duygusunun nişaneleri: Afife Jale ve İzmir’deki Çağlar İşgören’in de büyük katkı verdiği Bedia Muvahhit Ödülleri… Haldun Dormen’e dair söyleyecek şeyler bitmedi ama maalesef yazı çok uzadı.
Haldun Dormen 94 yaşındaki ömrüne o kadar çok şeyler sığdırıyor ki. Son kitabının ismi gibi onun “Yaşlanmaya Vakti Yok”… Halen Moliere’in “Kibarlık Budalası” gibi birçok tiyatro oyununda karşımıza çıkıyor, turnelere katılıyor. Doktorunun dediği gibi tiyatro yapmazsa, düşünmezse Dormen biter. Tiyatro bir nevi onun yaşam enerjisi. İşte bu örnek ismin nitelikli yaşamını, oldukça akıcı bir kurgu ve dostlarının anlatımlarıyla önümüze sermekle Metin Selçuk ve Zeynep Miraç büyük bir iş başarıyorlar. ”Yaparsın Şekerim” Netflix’de gösterimde, sakın kaçırmayın…
İzleyeyim ben de, hemen şimdi!
Haldun Taner, Senaryo : Gülşah Koryürek
Leyla Gencer, Senaryo : Zeynep Oral
Metin Akpınar, Senaryo : Zeynep Miraç
Genco Erkal, Senaryo : Genco Erkal
Haldun Dormen, Senaryo : Zeynep Miraç
Yıldız Kenter, Senaryo : Zeynep Miraç
Düzeltimdir.
Teşekkür ederim.