Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri
BİR ÜLKEDE ADALET DUYGUSU ZEDELENİRSE…
(Three Billboards Outside Ebbing, Missouri)/ Yönetim ve senaryo: Martin McDonagh/ Görüntü: Ben Davis/ Müzik: Carter Burwell/ Oyuncular: Frances MacDormand, Caleb Landry Jones, Sam Rockwell, Woody Harrelson, Kerry Condon, Abbie Cornish, Lucas Hedges, Zelijko İvanek, Sandy Martin/ Fox film.
ABD taşrası üzerine ilginç bir film. Sanki derin Amerika’ya özel bir bakış getiren David Lynch ya da Coen Kardeşler filmlerinin izinden gider gibi.
Missouri yöresinde Ebbing kasabasında, yedi ay önce işlenmiş bir cinayet. Ve ırzına geçirilip öldürülmüş bir genç kız olayının henüz aydınlatılmamış olması.
Annesi sonunda isyan ediyor. Ve ilginç bir çare buluyor: kasabanın girişinde uzun zamandır boş duran üç dev reklam panosuna, bu durumu eleştiren ve görevini birtürlü yapmayan yetkilileri- isim de vererek- suçlayan cümleler yazmak… Raklam parasını ödeyerek elbette!.
Orası ABD olduği için, medya görevini yerine getiriyor ve olaya geniş yer veriyor. Ve poliste panik başlıyor. Ardından gelen bir intihar, tehdit ve baskı girişimleri, çıkarılan yangınlar gırla gidiyor!…
Filmin temel kusuru, her kendini bilen gerilim-polisiye filmde olduğu gibi, suçlunun sonunda ortaya çıkması beklenirken, bunun gerçek anlamda olmaması!…Ama aslında bu daha gerçekçi demek de mümkün: her olayda illa da suçlu bulunuyor mu ki?
Dünyamız daha yakalanamamışı katillerle, cezasını bulmamış suçlularla dolu değil mi? Yine de kendi adıma, o pis herifin kim olduğunu görmek isterdim!…
Ancak filmin ustalığı kesinlikle yadsınacak gibi değil. Özgün karakterleri, zımba gibi senaryosu ve kusursuz çevre tasviriyle, görülmeye değer bir film.
Ve dev bir ülkede adalet duygusunun zedelenmesinin nelere yol açabileceği konusunda da ciddi bir uyarı, daha da ötesi canhıraş bir çığlık..
Böylece bu aslında hayli alçakgönüllü film, sonunda bir sinema olayı olmayı başardı.Ve Altın Küre’den sonra Oscar’larda da birkaç adaylık kazandı. Kimilerini de alacak gibi!..
En sağlam ögelerden biri oyunculuğunun düzeyi. Elbette başa Frances MacDormand’ı koymak gerek..1957 doğumlu sanatçı, 1988’den beri dört kez Oscar’ aday oldu ve ödülü 1996 yılında Coen Kardeşler’in Fargo filmiyle aldı. Tam 12 yılı yeni bir adaylık almadan geçirdi, ama bu yıl yeniden çok şanslı gözüküyor. Son derece sıradan fiziğiyle böylesine bir oyunculuk zirvesinin bileşimi sık rastlanan bir şey değil.
Ondan bir espri: Fargo’daki rolünü nasıl aldığı konusundaki bir soruyu şöyle yanıtlamış: “Yönetmenin yatağına girmemin bunda büyük rolü var sanıyorum!”. Bu yanıt şu günlerin olayı olan cinsel tacize gönderme mi yapıyor dersiniz? Ama onun Coen Kardeşler’den Joel’in eşi olduğu hatırlanırsa, espri anlaşılıyor!…
Ayrıca en iyi film, özgün senaryo, özgün müzik dallarında da aday olan filmin iki tanınmış erkek oyuncusu da yardımcı dalda aday: Woody Harrelson ve Sam Rockwell. İkisi de hak ekmiş, en azından biri alır gibi geliyor.
Filmin temel özelliğiyse belki şu: her şeyiyle mütevazi gözüken bir proje, her bir ögesinin başarısı sayesinde olay yaratan bir film olmuş. Asıl alınacak ders de bu….
ATİLLA DORSAY
