Uçsuz Bucaksız, İtalyan yönetmen Fellini’nin : “ Sanat tamamen otobiyografiktir, inci istiridyenin otobiyografisidir” sözünü doğrulayan bir yapım. Film, bizi 70’lere götürerek dram filmi olmasına rağmen üşümüş, buz gibi olmuş kalbimizi bir nebze olsun ısıtıyor. Kesinlikle izlenmeli!

OrtaKoltuk Puanı:

 

UÇSUZ BUCAKSIZ DÜŞLERİN SINIRSIZ OLDUĞU NOSTALJİ FİLMİ

Yurttaşlarımızla birlikte  kalbimizin de enkaz altında kaldığı ve büyük felaket yaşadığımız  bu dönemde Uçsuz Bucaksızfilmi bizi 70’lere götürerek dram filmi olmasına rağmen üşümüş, buz gibi olmuş kalbimizi bir nebze olsun ısıttı. 

Bir Tepsi Gökyüzüadlı şiirimin  (Giderken Şarkımı Söyle kitabımda) birkaç dizesi şöyleydi:

acıyı bal, sıratı yol eylemek

o gün destandı

bugün bağrımızı yakan acı gerçek

yalnızca arılardır acıyı bal eyleyen

sırat yine yol, bir türlü geçilemeyen

bugüne geldikse de dün bugünden daha güzeldi

Evet sıratı geçemediğimizin en büyük kanıtı yaşadığımız  bu felaket; acı ise bal değil zehire dönüştü çoktan! Ve “dün bugünden daha güzeldi”, işte bu dizeyi kanıtlayan bir film “Uçsuz Bucaksız

Filmin İtalyan yönetmeni  Emanuele Crialese çocukluk yıllarına selam çakarken 70’li yıllara da saygı duruşunda bulunmuş. Yönetmenin biyografisine bakmadan bizim kuşaktan olduğunu anlamıştım. O yıllar sadece çocukluğumuzun, ergenliğimizin güzel yılları değildi  toplumların da en güzel yıllarıydı; Geçiş dönemiydi, eski ile yeninin harmanlandığı dönem! Geçiş dönemlerinin efsunlu bir yönü vardır her zaman ve o büyü bütün ruhunuzu çepeçevre sarar…

ADRİ Mİ ANDREA MI?

Roma’da yaşayan üç çocuklu, orta halli bir aileye odaklanan filmin ana karakteri en büyük olan çocuk Adri’dir. İlk sahnede Adri’yi (Luana Giuliani)  televizyon antenlerinin kurulu olduğu çatıya çıkmış, ışığa doğru  avuçlarını açmış Tanrı’ya yakarırken görürüz. Bir mucize olmasını istemektedir. İlk bakışta niçin böyle bir istekte bulunduğunu anlamıyoruz ama hemen sonraki sahnelerde rahatlıkla anlıyoruz. Biyolojik olarak dişi doğmuş 12-13 yaşındaki ergen kız kendini erkek gibi hissetmektedir; Bir kız adı olan Adri’yi tercih etmiyor,  Andrea erkek ismini kullanıyor. İçindeki bu ikilemin farkındadır ve ailesine durumu açık yüreklilikle açmıştır.

Bu özgüven daha ziyade annesinin kendisine olan sevgiden kaynaklanmaktadır. Aslında yaşadığı bu cinsel kimlik bunalımından annesinin ve babasının cinsel beraberliğini sorumlu  tutup  onların birlikte olmasını bile istemiyor. Kendinden nefret etmiyor ancak yeni ortaya çıkmış memelerinden ve kadın görünümünden nefret ediyor; öyle ki kendini görmemek için  banyoya kıyafetleriyle giriyor. Bu yüzden kızların beyaz önlük, erkeklerin siyah önlük giydiği okulunda bile öğretmenine “insanın içi mi yoksa dışı mı önemlidir” diye soruyor. Yani kahramınızın içi Andrea, dışı Adri’dir…

Filmin ikinci önemli karakteri ise annedir. Anne Clara (Penelope Cruz) orta yaşlı, çocuklarına karşı son derece şefkatli, onlarla oyun oynayan dans eden çocuk ruhlu bir kadındır ve ruhu eşi  Felice (Vincenzo Amato) ile uyuşmamaktadır. Uçuk ve özgür ruhlu olan Clara kendini gerçekleştirememiş olmanın sancılarını yaşar. Düş dünyası oldukça zengin olan Clara’nıın  evliliği onun bu dünyasını fakirleştirmiştir ve evliliği sırf çocuklarının hatırına sürdürmektedir. Adri’nin büyükannesinin Adri’nin hayal dünyası beni endişelendiriyorsözüne karşılık Clara kayınvalidesine : Çocukların hayal dünyası değil, onları yetiştiren yetişkinlerin hayal gücünden endişe duymalıyız asıldiye cevap veriyor. Böylece kendini uzaylı gibi hisseden Adri’nin hayal gücünü annesinden almış olduğunu anlıyoruz. 

Doğrusu Penelope Cruz, rolündeki başarısı ile bizi kendi dünyasına çekip onunla empati  ve sıcak bir bağ  kurmamızı sağlıyor…

Sert, despot babaya gelince; Felice zaman zaman üç çocuğu ile  sıcak ilişki kursa da  genellikle onları anlamayan, gerektiğinde  şiddet uygulayan bir baba profili çiziyor; özellikle  karısı Clara’ya karşı daha acımasız davranıyor. Kendisi kaçamak ilişkiler yaşadığı halde karısın en küçük taşkın hareketine kaltakdiyecek kadar ileri gidiyor. Sürekli annesini izleyen Adri ona üzüldüğü için tıpkı fiziğinden nefret ettiği gibi babasından da nefret ediyor…

Filmin bütününe  baktığımız zaman;70’lerin seremonisini tüm kalbinizle hissediyorsunuz. Siyah beyaz televizyonda gösterilen danslar, bizim de zamanında çok dinlediğimiz  dönemin ünlü İtalyan şarkıcısı Rafealla Carra’nın sahnesi ve şarkısı, yine dönemin ünlü filmleri olan “Baba” nın ve “Bir Aşk Hikayesi” filmlerinin müziği, o dönemde insana  cazip gelen  yeni yapılan apartmanların hemen yanı başında olan bizdeki gecekondu evleri gibi işçi kulübeleri, geniş ailenin bir araya gelmesiyle  upuzun kurulan yemek masaları, insan ilişkileri, hepsi ama hepsi alıp sizi doğrudan o güzel atmosfere götürüyor. 

Kurulan bu 70 dekorunda dönemin hit olmuş şarkıları ve dansları  ile büyüleniyorsunuz…

Andrea yönetmenin ta  kendisidir. 79. Venedik Film  Festivaline Uçsuz Bucaksız (L’immensita)” ile katılan ve festivalde övgüler alan, erkek olarak bilinen (belli ki ameliyat olmuş)  Emanuele Crialese filmiyle beraber ilk kez bir itirafta bulunmuş:Biyolojik açıdan kadın olarak doğdum. Trans olmam, içimde dişi bir karakterden büyük bir parça olmadığı anlamına gelmiyor. Hatta bu muhtemelen benim en iyi parçamailesiyle ve kardeşleriyle kendi hikayesini anlatan yönetmen itiraflarını sürdürürken filmde tanık olduğumuz Andrea’nın ikilemini de sözleriyle pekiştiriyor :  Bir noktada seçim yapmam gerekti. Ölmek ya da yaşamak! Böyle bir yolculuğa çıkmayı siz seçmiyorsunuz. Bu şekilde doğuyorsunuz.

İtalyan yönetmen Fellini’nin : Sanat tamamen otobiyografiktir, inci istiridyenin otobiyografisidirsözünü doğrulayan bir film.

Kesinlikle izlenmeli!

Yönetmen : Emanuele Crialese

Senaryo : Emanuele Crialese, Francesca Manieri, Vittorio Moroni

Görüntü Yönetmeni : Gergely Pohárnok

Kurgu : Clelio Benevento

Müzik : Rauelsson

Oyuncular : Penélope Cruz, Vincenzo Amato, Elena Arvigo, Filippo Pucillo, Aurora Quattrocchi, Laura Nardi, Alvia Reale, Carlo Gallo, Rita De Donato, Giuseppe Pattavina, Luana Giuliani

İtalya-Fransa / Dram / 96 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz