Renfield

Bu Dracula filminde korku da var, güldürü de…

Perdenin bu en çok canlandırılmış korku kahramanı, bu kez Nicolas Cage’in görkemli oyunuyla bir yenilik yaratıyor : hem çok ürkünç, hem de komik bir kişilik… Renfield filmi, Dracula ile hizmetkârının ‘toksik ilişki’lerini işlerken, bizlere şiddetin hep hazır olduğu bir atmosfer, son derece iyi çekilmiş kavga-döğüş sahneleri ve sürükleyici bir aksiyon havası sunuyor. Belki sinemada yapılagelmiş hem böylesine kanlı, hem de bunca komik ilk film…

Sonuç olarak, çok fazla şey beklememek kaydıyla seyri hoş bir film…

OrtaKoltuk Puanı:

 

Çok fazla şey beklememek kaydıyla seyri hoş bir film..

Bu kendine özgü film aslında hayli şaşırtıcı. Çünkü bir korku-gerilim filmi gibi başlıyor. Ama film boyunca komedi unsuru da kendini duyuruyor. Sonuç olarak hayli iyi vakit geçirttiği söylenebilir.

Son dönemde birkaç TV dizisine mekan olan, ABD’nin gerçekten en tipik kentlerinden New Orleans’ta geçiyor hikâye… İlk başlarda bize 1920 sonları, 30’ların başlarının moda korku filmlerinden olan Dracula‘dan birkaç sahne gösteriliyor : ilk Kont Dracula Belu Lugosi‘nin görüntüleriyle… Sonra günümüz New Orleans’ına geçiliyor. Konu yumuşatılmış ve bir güldürünün kalıplarına oturtulmuştur. Modern Dracula’nin bir yardımcısı (katibi ya da hizmetkârı da diyebilirsiniz) vardır ve Renfield adlı bu genç adam patronuna yürekten bağlıdır.

Ama zaman içinde bu bir çatışmaya dönüşür. Öylesine ki Renfield bir terapi grubuna girip gerçek bir yaşama dönmeye çalışır. Araya kentine huzur getirmeye kararlı kadın polis Rebecca, kentte bir kirli işler ve suçlar şirketinin başkanı, yaşlı ve otoriter Bellafrancesca ve şımarık oğlu Tedwards da girerler.

Ve elbette, bizzat Dracula… Perdenin bu en çok canlandırılmış korku kahramanı, bu kez Nicolas Cage’in görkemli oyunuyla bir yenilik yaratıyor : hem çok ürkünç, hem de komik bir kişilik… Doğrusu sipsivri dişleri, bol yüzüklü parmakları, siyah parlak gömleğiyle bu yepyeni bir Dracula’dır. Etrafı tarafından “Hâlâ her gün yiyeceği insanları mı götürüyorsun?” diye sorgulanan Renfield ise enerjiyi insan etinden değil, ama canlı yuttuğu böceklerden alır!.. İşte böyle bir film.

Dracula ile hizmetkârının ‘toksik ilişki’lerini işlerken, bizlere şiddetin hep hazır olduğu bir atmosfer, son derece iyi çekilmiş kavga-döğüş sahneleri ve sürükleyici bir aksiyon havası sunuyor. Belki sinemada yapılagelmiş hem böylesine kanlı, hem de bunca komik ilk film…

Yönetmen Chris McKay, The Lego Batman Movie ve The Tomorrow War filmleriyle tanınmıştı. Bu filmin altından iyi kalkmış denebilir. Kadro ise çok iyi. Bir türlü yaşlanmayan Nicolas Cage sanki 1988 yılındaki Vampir’s Kiss filminde bunun provasını yapmıştı. Hem ürkünç, hem komik olmanın olduğu kadar, aksiyon sahnelerinin de altından çok iyi kalkmış.

Nicholas Hoult‘un Renfield‘i son derece sempatik ve canlı. Filme çok şey kazandırmış. Kadın polis Rebecca‘da Awkwafina, şirket sahibesinde bir zamanların ünlü İranlı oyuncusu Shohreh Aghdashloo, oğlu Tedward‘da kendine göre bir komedi tarzı olan Ben Schwartz da misyonlarını yerine getirmişler. Deneyimli Marco Beltrami‘nin müziğiyse anmaya değer.

Sonuç olarak, çok fazla şey beklememek kaydıyla seyri hoş bir film…

Yönetmen : Chris McKay

Kurgu : Ryan Ridley, Robert Kirkman

Görüntü Yönetmeni : Mitchell Amundsen

Kurgu : Ryan Folsey, Giancarlo Ganziano, Maki Kamitsuna

Oyuncular : Nicholas Hoult, Nicolas Cage, Awkwafina, Ben Schwartz, Adrian Martinez, Shohreh Aghdashloo, James Moses Black, Brandon Scott Jones

ABD / Korku-Komedi-Fantezi / 93 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz