Deep V. Heard
Mahremiyet mi, O da Ne?
Amerikan yargısının farklı yargılama usulünü bu kez kurgusal değil gerçek mahkeme görüntüleriyle sunan ve iki ünlünün rahatsızlık veren eski kirli çamaşırlarını medya dünyası eşliğinde bonkörce sundukları bol influencerli “Deep v. Heard” belgeseli Netflix’de izlenebilir.
Fiziki ve sözlü şiddet…
Aslında her şey rüya gibi başlamıştı. Benim bu sene Alice Cooper ile birlikte sahne aldığı “Hollywood Vampires” turnesi ile İstanbul’da Life Park’ta bu kez konser sahnesinde de izleme şansını yakaladığım aktör Johny Deep, 2011 yılında çekilen “Tutku Günlükleri” filmiyle tanıştığı Amber Heard ile tutku dolu bir ilişkiye başlamıştı. Hatta birbirlerine iki efsane olan Lauren Bacall ve Humphrey Bogart‘ın filmlerindeki karakterler gibi seslenmeleri medyanın ilgisini daha da arttırmıştı. Ve bu tutkulu birliktelik 2015 yılında evlilikle sonuçlanmıştı. Artık aralarındaki yaş farkına rağmen dönemin en uyumlu -ünlü-çifti olarak görülüyorlardı.
Ne var ki bir kısmı basına da yansıyan haberlere göre çiftin birbirlerine yönelik fiziki ve sözlü şiddet göstermeleri evliliklerinin çatırdamasına yol açmaktaydı. Ve taraflar 2017 yılında boşandıklarında henüz kirli çamaşırlar, eski defterler bu denli açılmış da değildi. Ancak Amber Heard daha sonra basına yaptığı açıklamalarında kendisinin eski eşinden çok kez şiddet gördüğünü belirtince bu konu Deep’in kariyeri için tehlike çanlarının çalması anlamına geliyordu. Zira metoo hareketiyle Hollywood sektöründe birçok kişi işinden olmaya başladı. Ve Deep eski eşinin 2018 yılında Washington Post Gazetesine yazdığı makalede de iddialarının dozunu arttırınca iftiraya maruz kaldığı iddiasıyla Virginia’da hukuk davası açtı ve elli milyon dolar tazminat talebinde bulundu.
İnfluencerler Savaşıyor…
Yönetmenliğini öncesinde ismini yine Netflix yapımı olan “The Mystery of Marilyn Monreo : The Unheard Tapes” belgesel yapımı ile hatırlayacağımız Emma Cooper’ın üstlendiği, üç bölüm halindeki “Deep v. Heard” belgeseli 16 Ağustos itibariyle Netflix’de gösterime girdi. Geçen sene nerede ise Rusya / Ukrayna Savaşını bile geride bırakacak denli haberlerin ilk sırasına yerleşen bu dava, Amerika’da tamamen bir kitle iletişim savaşına dönüştü. Ağırlıkla Deep yanlısı sosyal medya ile bazı dernekler destekli Heard arasındaki bu taraftar çatışması bir süre sonra insanların sevdikleri sanatçıların desteğinden, kadına karşı şiddet/onur savaşı boyutuna evrildi. Belgesel sadece mahkeme görüntüleri ile yetinmeyerek bunun Amerikan toplumunun özellikle de Tiktok / Twitter / İnstagram gibi sosyal medya etkisindeki kitlenin sürece nasıl dahil olduklarını da yansıtıyor.
Yapım duruşmalardaki tanık, davacı / davalı ve avukat beyanlarını belli bir sırada değil, dış dünyadaki yansımalarıyla bir arada sunuyor. Bu da ister istemez sıkıcı olabilecek bir duruşma statik yapısını bozarak seyri kolaylaştırıyor. Tabi yapımı izlerken aklımıza sürekli aynı sorular geliyor : Ünlü de olsalar geçmişte kendilerine imrenilerek bakılan evli iki kişi arasındaki birçok mahrem konu artık nasıl da herkesin derdi oluyor?
Belgesel bir bakıma sosyal medyanın dedikodu ve önyargılı tutumunu teşhir bakımından başarılı. Gerçekten de iki kişi arasındaki konuşmalar, gizli kayıtlar, arkadaşlara atılan mesajlar hatta yataktaki dışkının aidiyetine kadar her konu bizim bilgi ve de ilgi alanımızın dışında olması gerekirken bir anda konu ulvi bir boyuta bürünüyor. Bunu hissettirmesi yapımın artılarından. Ama aynı zamanda bizce gereksiz görülen bazı mevzuların sosyal medyadaki aynı sekanslarla tekrara düşücü sunumu da handikapı.
Belgeselin bir başka olumlu yönü de peşin hüküm olmaksızın medya ve adliye sürecini iki tarafı tutmadan vermeye çalışması. Ve jürinin kararı sonrasında da iki tarafın açıklamaları ile de bu niteliğini korumasında. Ancak ben yine de üç bölümü izlerken birçok mahrem konunun ünlü de olsalar bu denli teşhirini, o birbirlerine sevgileriyle masal çağını yaşatan ünlülerin bu boyuta taşımalarını aklımdan çıkaramadım. Artık Guy Debord’dan ödünç alırsak “gösteri toplumunda” her konu medyanın malzemesi haline getirtilebiliyor.
En son metoo hareketinin hedefinde olan Kevin Spacey‘in hakkındaki cinsel taciz iddialarından aklanmasıyla bu davanın da benzer şekilde bir onur mücadelesi olduğu Amerikan basınında da çokça yer aldı. Sanırım davanın Deep, İngiltere’de konserdeyken lehine sonuçlanması metoo hareketinin öncüsü olduğu bazı davaları da etkileyecek gibi görünüyor. Amerikan yargısının farklı yargılama usulünü bu kez kurgusal değil gerçek mahkeme görüntüleriyle sunan ve iki ünlünün rahatsızlık veren eski kirli çamaşırlarını medya dünyası eşliğinde bonkörce sundukları bol influencerli “Deep v. Heard” belgeseli Netflix’de izlenebilir.
Yönetmen : Emma Cooper
Görüntü Yönetmeni : Jeff Hutchens
Kurgu : Alistair Martin, Jonathan Stenton, Eloise Vanstone
Müzik : Edmund Butt
Oyuncular : Johnny Deep, Amber Heard, Nick Viall, Tisha Morris
İngiltere / Belgesel-Suç / 3 Bölüm 146 Dk.