Güneşi Söndürmem Gerek
Çok Satan Kitaptan Bir Ergen Anlatısı
Uyarlandığı kitabın tamamen yüzeysel bir anlatım dilinden beslenerek bunu muhtemel ve hali hazır fanlarına gişe tahviline çevirmeyi amaç edinen boş bir film.
Dili kullanma becerisi olmayanların ödül aldığı ülke
Sanırım siz de şahit olmuşsunuzdur. Özellikle kitap fuarlarına gittiğimiz zaman ne kadar da çok kitap basıldığına tanık oluyoruz. Sanırım Türkiye kitap yayını itibariyle dünyanın en önde gelen ülkelerinden. Kitap okuyor muyuz, Z kuşağı kitap okur mu? gibi kadim bir soru / sorunu bir tarafa bırakıp basılan kitapların edebi değerine de değinmek gerek. O çok çok ünlü, özellikle lise dönemi öğrencilerinin büyük hayranlıkla imza sırasında bekledikleri, çok satan, bir bakıma popstar düzeyinde ilgi gören yazarların çokluğuna belki siz de şaşırıyorsunuz. Evet, öyle çılgın satış rakamlarından bahsediliyor ki. Aslında neden şaşırıyorum ki, aslında şaşılması gereken benim durumum. Zira “Aşk-ı Memnu” dizisinden sonra Halit Ziya Uşaklıgil’in kitabını görenler “aaa dizinin kitabı da çıkmış” demiyorlar mıydı? Durumumuz bu ve de bunun yansımalarının çoğu içi boş romanlarla, kişisel gelişim kitaplarıyla, markalaşmış yayın dünyasında da artık ağırlık taşıdığını üzülerek kabul etmek gerek. Dili kullanma becerisi olmayanların çok iyi ödüllerle taltif edildiği bir ülke ne de olsa bu ülke.
Fuarlardan Sinemalara
Son dönemlerde çok satan kitaplar sadece ülkemizde değil yabancı yapımlarda da kendisine yer buldu. Netflix platformuna dikkat edin, çoğu bestseller kitaptan uyarlama diziler, uzun metraj yapımlar var karşımızda. Geçenlerde sinema salonlarına gelen “3391 Km” filmi örneğin benim gibi az çok edebiyat ile ilgilenen birinin adını duymadığı ama kitapları binlerce baskı yapan bir isim olan Beyza Alkoç’un eserinden uyarlanmıştı. Kim bu Beyza Alkoç diye baktığımızda 1996 doğumlu olduğunu görüyorum. “Karantina”, “Enkaz Altındakiler”, “Kar Küresi” gibi birçok kitabı yayınlanan birisi kendisi. Ve özellikle fuarlarda yoğun ilgi karşısında kendisini görmeniz dediklerimi daha da doğrulayacak.
Beyza Alkoç, Emre Gül ve Diğerleri
“Güneşi Söndürmem Gerek”, yazar Emre Gül’ün aynı adlı kitabından uyarlandı. Emre Gül, 1998 doğumlu. Yani hedef kitlesi ile aynı yaş gurubunda. Kitaplarına baktığımızda muhtemelen daha çok nitelikli edebi eserler peşinde olan okuyucuların önünden bile geçmediği o çok satanlar listesinde kitapları olan birisi. Tıpkı Beyza gibi. Emre Gül’in daha çok paranormal, belki de fantastik konuları biraz da dramatize ederek romantik hallere büründürmeyi sevdiğini kitap isimlerinden de çıkartabiliyorum. “Yozlaşmış Harabeler”, “Yalancılar ve Yabancılar”, “Eğer Peşinden Gelirsem” gibi isimleri olan iddialı kitapları var. Bu kadar edebi dertleşmeden sonra gelelim filmimize.
Hande Türkel tarafından çekilen “Güneşi Söndürmem Gerek”, konusunu Kuzey Kıbrıs’ta bir öğrenci grubu içinden seçiyor. Umut (Serra Arıtürk) isimli üniversite öğrencisinin sevgilisi olan Anıl (Burak Can) bir kaza sonucu ölür. Bu acı olay nedeni ile okuluna ara veren Umut hayatına kaldığı yerden devam etmek ister. Ne var ki bu hiç kolay olmaz. Okuldan arkadaşları ile aynı evde kalan Umut’un hayatına Kerem (Samet Kaan Kuyucu) isimli zengin ve şımarık bir karakterin girmesi ile Umut’un Anıl ile yaşadığı ilişkisi hakkındaki bazı acı gerçekler de ortaya çıkar. Hatta içinde biraz da ihanet kokan bir durum vardır. “Kerem Can” diyerek ilk başta tutku ile ona bağlanan Umut, bir süre sonra Kerem ve kız kardeşi Duru ile ilgili bilgileri edindikçe gizemin perdesini kendisi ve arkadaşı Göktuğ ile birlikte aralamaya çalışır. Ancak bu denilen tesadüfler ve Anıl ile ilgili gerçekler o kadar aslında gerçekten kopuk ki. Ve filmin ayarı da o kadar dengesiz gidiyor ki. Bazen Amerikan tipi modern prens ile prenses hikâyesi benzeri bir romantik film olarak önümüze serilen, birbirlerine “Kerem Can”, “Umut Işığım” diyen sevgi hallerini yücelten yapım, sonrasında bazen korkuya yelken açıyor bazen de paranormal hale bürünebiliyor. Sonundaki gizem havası da o kadar zorlama ki.
Uzun Bir Dizi
Film, günümüz ergen kitlesine hitap etmeyi kendisine gaye edinmiş. Bir defa karakterlerin hiç birisinin temeline inilmiyor. Bunlar kimdir? Ne okuyorlar, Kıbrıs’ta ne arıyorlar? Tüm bu sorular ne yazarın derdi ne de film ekibinin. Sürekli sevgilisi ile öpüşen, sonra dedektifliğe soyunan Umut’a kendimizi teslim etmemiz mümkün olmuyor. Karakterler yüzeysel, konu ise inandırıcılıktan yoksun kaldığından özellikle yine gençlerin sevdiği Melisa Uzunarslan’ın “Geçmiyor Günler”, Ozbi’nin “O Bi Karamel” ve Dolu Kadehi Ters Tut’tan ise “İçimde Bir Sıkıntı” şarkıları ile bu boşluklar doldurulmaya çalışılıyor. Çoğu bazı dizilerde oynayan oyuncular sanırım dizilerin etkisinde çokça kalmalarından hareketle uzun bir dizi kıvamında filmi yürütmeye çalışmışlar. Filmin ana karakteri olan Serra Arıtürk aslında yetenekli bir oyuncu. Daha öncesinde “Aşkın Tarifi” ile Netflix yapımı “Kulüp” dizisindeki performansı belki hatırlanacaktır. Kerem rolündeki Samet Kaan Kuyucu ise “Gülcemal” ve “Ah Nerede” gibi dizilerde yer almış.
Bu hafta vizyona giren “Güneşi Söndürmem Gerek”, uyarlandığı kitabın tamamen yüzeysel bir anlatım dilinden beslenerek bunu muhtemel ve hali hazır fanlarına gişe tahviline çevirmeyi amaç edinen boş bir film. Kitap fuarlarında elinde posterleri ile çok satan kitap yazarlarına dönük ilginin etkileri umarım sinemamızda da görülmez. “Güneşi Söndürmem Gerek” diye diye aslında okuma ve seyir zevkimizi söndüren, anlık duygulara, hislere seslenen bir tür yaratılmakta. Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Muzaffer İzgü, Hasan İzzettin Dinamo, Tolstoy, Gorki, Balzac gibi toplumcu gerçekçi yazarların kitaplarını okuması gereken kitlenin şimdi çok satan adı altında çoğu edebi değerden yoksun bu eserlere yönelmeleri belki de ileride “kayıp kuşak” denilen bir tabirin yeniden kullanılmasını gerektirecek. Türü ne olursa olsun, özellikle genç kuşağın nitelikli eserlerden uzaklaşmaması gerek…
Yönetmen : Hande Türkel
Orijinal Fikir : Emre Gül
Senaryo : Doğukan Cantimur
Görüntü Yönetmeni : Melik Uslu
Kurgu : Erhan Özen
Müzik : Cem Öget
Oyuncular : Serra Arıtürk, Samet Kaan Kuyucu, Gürberk Polat, Ezgi Gör, Lal Ensari, Bayram Bazarov, Derin Beşikçioğlu, Serdar Bileke, Burak Can, Osman Alkaş
Türkiye / Suç-Romantik-Dram /