Evrensel Dil

Sevgi dolu, iyilik öneren, umut verici bir yapım

İnsanın ara ara izlemek isteyeceği, tekinsiz ama sevecen, eleştirel ama üstten bakmayan, donuk bazen ama komik, kaybedenler kulübü üyesi gibi görünse de dört dörtlük bir umut verici, sevgi dolu, net iyilik öneren bir film. İnsana iyi geliyor.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Evrensel dil nedir? Almanca, İngilizce değil elbette, bu Kanada yapımı İran kültürüne ilişkin filmimiz başka bir sözlükte geziniyor. Yediden yetmişe hepimizin temel sözlüğünde. Dili ne bu sözlüğün? Neşe mi? Keder mi? Sevgi? Film başlarken ilk karşımıza çıkan “arkadaşlık adına” ifadesinin işaret ettiği gibi, dostluk mu? Film sonlandığında, daha doğrusu (iyi film sonlanmaz sizinle birlikte eve gider), film tamama erip salon ışıkları yandığında yüzümüzde beliren gülümseyiş, içimizde ışıyan şeye baktığımızda gördüğümüz mü evrensel dil?

“İyilik” mi? Salt iyilik. Peki, hindinin teki bir çocuğun gözlüğünü kapıp kaçabilir mi? Fıskiyesi bozuk eski bir havuz turistik tur durağı olabilir mi? Kişi gözyaşıyla kaç şişe doldurabilir? İnsan ne kadar iyi olabilir? İşte ilginç sorular sorduran, Başka Sinema’nın dağıtımını üstlenerek Türk seyircisine sunduğu birçok film gibi, yıllar geçse de özel gösterimlerle okuması yapılacak bir film daha.

İyilik kavramı gibi meselesi bol. Göç, eve dönüş, dönmeyiş, iç içe geçiş, dönüşüm… Eve dönüş örneğin, neredeyse her zaman taşları yerinden oynatıcıdır. Zaten taşlar yerinden oynasın diye gitmez mi insan? Döndüğünde, dönerse, kendisi de ev de dönüşmüş olur çoktan, ta evden çıktığı ilk andan. Yönetmen Matthew Rankin’in bu temel meseleleri söyleyiş biçimi ise tam anlamıyla meydan okuyucu. Teknik ve tematik, tam bir deneysel karma. Yine de film tematik olarak öyle içten öyle sevecen ki. Rankin teknik olarak ise bıçak sırtı bir dengeyi öyle tutturmuş ki. Neredeyse film boyunca gördüğümüz duvar ya da kar olan mekânın ilk başlarda verdiği, üç boyuttan çok iki boyutlu düzlük hissini bile filmin neresinde unutup gittiniz anımsamıyorsunuz.

O ilk başta kasvetli karton resim izlenimi veren görüntülerin sinematografik bir şölene dönüşmesi de cabası. Yol filmi denebilir mi? Belki. Tek günde geçen, birçok yan patikası, dolu alt geçidi de olan ana üç yol hikâyesi. Okul çıkışı buldukları parayı buzun içinden çıkarmak için çare ararken, tekinsiz çöküyor hissi veren akşam karanlığında kapı kapı dolaşan Nazgül ile Negin. Sıkıntıdan patlasalar da tur grubundaki turistleri Winnipeg’in (kime göre?) görülmeye değer köşelerinde dolaştıran Massoud. Queebec’teki işini bırakıp yıllar sonra döndüğü Winnipeg’teki evinde bulamadığı annesini ararken avare dolaşan, yönetmenin kendisinin kendi adıyla oynadığı Matthew.

Birçok başka, alt geçit diye imlediğim alt metniyle iştahlı seyircinin merakını cezbedecek karakterlerle birlikte, bu üçlünün yollarının, meydan okuyucu ezber bozan bir anlatımla, lineer olmayan bir zaman akışında çakışması. Denebilir. Farsçanın yanında, “çay” gibi sözcüklerin ve Azerbaycan Türkçesindeki ifadelerin de kulağınıza çarptığı işiyle, yönetmen senaristimiz, onca absürt ve gerçeküstü ögenin sığıştığı filmin gerçekçi tarafına, yaklaşık 30 milyon nüfusuyla İran’ın içinde bulunan Azerbaycan Türklerini de yerleştirmiş. Gerçek hayatta Kanada’daki göçmen İranlı topluluğuyla bilinen Manitoba’yı da Winnipeg olarak tasarlayarak.

Göç, üstünde çok düşünülesi, katmanlı, incelendikçe azalmak yerine çoğalan yönleriyle filmimizde de önemli bir mesele. Ön Asya’dakine tamamen zıt bir iklimde ve oradakinden çok farklı bir kültüre sahip Kanada’da yaşamlarını sürdüren İranlı Winnipeg sakinleri onlar. Fast food zinciri Tim Hortons’taki çayhanede hâlâ çayı kıtlama şekerle içen, İngilizce ya da Fransızca’nın yanında kendi dilleri Farsça ve Azerbaycan Türkçesi konuşan, santur çalan, birbirlerine saygı ifadesi olarak kullandıkları “aga” sözcüğünü ağızlarından düşürmeyen insanlar. Toz pembe gömlek giymekten gocunmayan, genelin değil kendi kişisel tarihlerinin belirlediği yerleri turistik nokta olarak gören, bankta yıllar önce unutulmuş çantayı hiç kurcalamadan olduğu yerde tutan, tombalayı hayır işi için oynayan insanlar da ayrıca. Göç ilginç bir mesele.

Gençliğinde İran’a gittiği seyahatinde oradaki ustalardan çok etkilenince Tahran’da sinema öğrenimi görmek isteyen Matthew Rankin, bu göçmen topluluğun geride bıraktıkları kültürle geldikleri yerin kültürünü iç içe geçirdiğini incelikle perdeye aktarıyor. Anlattığı hikâyede bir dolu başka iç içe geçişe de tanık oluyoruz. Zaten ne diyor karakterimiz Mesut : “Kızılderililerin Kızıl Nehir’e katıldığı gibi hepimiz birbirimize bağlıyız”. Ortak senarist yönetmenimiz bununla da kalmıyor ve kendisi de bu çok deneysel eserinde bir günün kesitlerini ileri geri, bu yana öte yana alıp yapıştırarak uzay zamanı, hatta anlatım biçimlerini iç içe geçiriyor. Postdramatik anlatı biçiminin, postmodernizmin çoğunlukla aşılamayan tuzaklarına düşmeyen, tehlikeli yan etkilerini göstermeyen iyi bir örneği.

Gerçekçi, gerçeküstücü, büyüleyici gerçekçi, komedi, absürt ve dahası olan, kimi an Wim Wenders havasını andıran film, yönetmenin pek sevdiği Abbas Kiyarüstemi, Cafer Penahi, Manitobalı ikonik Guy Maddin gibi yönetmenlere, İran sinemasına, “Arkadaşımın evi nerede?” gibi eserlere de selam gönderiyor.

Evrensel Dil”, Kanada’nın bu yılki Oscar adayı. Oscar 2025 uluslararası film adayları arasına alınmasa da başka yerlerde ödüllerini topladı. Dünya prömiyerini yaptığı Cannes Yönetmenlerin On Beş Günü’nde ilk kez verilen Seyirci Ödülü, Melbourne Uluslararası Film Festivali Parlak Ufuklar ödülü, Vancouver Uluslararası Film Festivali En İyi Kanada Filmi ödülü bunlardan kimileri. İnsanın ara ara izlemek isteyeceği, tekinsiz ama sevecen, eleştirel ama üstten bakmayan, donuk bazen ama komik, kaybedenler kulübü üyesi gibi görünse de dört dörtlük bir umut verici, sevgi dolu, net iyilik öneren bir film. İnsana iyi geliyor.

Yönetmen : Matthew Rankin

Senaryo : Matthew Rankin, Pirouz Nemati, Ila Firouzabadi

Görüntü Yönetmeni : Isabelle Stachtchenko

Kurgu : Xi Feng

Müzik : Amir Amiri, Christophe Lamarche-Ledoux

Oyuncular : Matthew Rankin, Pirouz Nemati, Rojina Esmaeili, Saba Vahedyousefi, Mani Soleymanlou, Ila Firouzabadi

Kanada / Komedi-Dram / 89 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz