Michael Madsen

MİCHAEL MADSEN ANISINA…

‘MR BLONDE’ ARAMIZDAN AYRILDI…

3 Temmuz Perşembe günü oyuncu Michael Madsen, 67 yaşında aramızdan ayrıldı Ardında 200 filmi aşan bir kariyer ve sinemaseverlerin hafızlarında her zaman yer alacak birkaç performans bırakarak… Kendisi belki hiçbir zaman bir ‘star’ mertebesine yükselmedi ama her zaman yer aldığı yapımlarda kendini fark ettiren, hatta zaman zaman filmin asıl kahramanın da önüne geçen, ‘cool’ tavrı ve rahat davranışlarının ardında her an her şeyi yapmaya hazır karakterler çizerek beyaz perdede önemli bir iz bıraktı.

Madsen kariyerine 80’li yılların sonlarına doğru başladı. Önemli ilk filmi, (ne yazık ki yine yakın zamanda kaybettiğimiz), Val Kilmer’la beraber rol aldığı ‘Kill me again’(1989) oldu. Aslında Madsen gibi düzgün fizikli ve oyunculuk yeteneğini böylece kanıtlamış bir ismin böyle ‘birinci sınıf’ bir filmde rol aldıktan sonra ön plana çıkması hatta belki de bir sonraki projede asıl kahraman olması beklenirdi ama Madsen bir anlamda ‘sessiz ve derinden’ gitmeyi tercih etti (veya şartlar öyle gerektirdi).

90’lı yıllarla Michael Madsen’ın kariyeri yükselişe geçti. Ünlü yönetmen Ridley Scott’ın ‘Thelma&Louise’(1991) filmi oldukça dikkat çekti hatta Oscar ödüllerinde birçok adaylık kazandı. Filmin asıl kahramanları kuşkusuz ana karakterleri oynayan Geena Davis ve Susan Sarandon’dı ama filmde Sarandon’ın nişanlısını oynayan Madsen yardımcı bir rol olmasına rağmen oldukça başarılı bir performans sergiledi. Yan hatta aksesuar sayılabilecek bir rolde, içinde kopan duygusal ‘fırtınaları’, içine düştüğü ‘bilinmezlik’ dünyası ve etrafta oluşan ‘sorulara’ rağmen sevdiği kadından vazgeçememe çabasını çok dozunda bir oyunculukla göstermeyi başardı.

KİLL ME AGAİN

SEVECEN BABADAN SADİST GANGSTERE!

Ardından Madsen’ın kariyerinde ‘kilometre taşları’ olabilecek ve onu geniş kitlelere tanıtacak iki film geldi : 1992 yılında henüz kariyerinin başında olan Quentin Tarantino’nun suç filmi “Reservoir Dogs“da sadist gangster Mr Blonde’u, ailecek görebilecek bir film olan ‘Free Willy’de ise sevecen ve anlayışlı Glen’i canlandıran Madsen ne kadar farklı hatta birbirine tamamen zıt sayılabilecek iki karakteri oynanabileceğini ilk kez göstermiş oldu. ‘Reservoir Dogs’ bilindiği üzere sadece zamanla ‘kült’ mertebesine ulaşmakla kalmadı aynı zamanda filmde rol alan oyunculara da büyük bir ün kazandırdı.

Daha da önemlisi bu film bir açıdan Tarantino-Madsen işbirliğinin başlangıcı oldu. Çünkü Tarantino beraber çalıştığı oyunculara sadık kalmayı seviyordu. Hatta Tarantino hemen sonrasında çektiği ‘Pulp Fiction’ filminde Vincent Vega rolü için Madsen’ı düşünmüştü ama oyuncu başka bir projede olduğu için sonunda rol John Travolta’ya gitti.

Sonrasında önemli yan roller devam etti : Kevin Costner’in başrolünü oynadığı ‘Wyatt Earp’ (1994) iddialı, büyük bütçeli ama gişede fiyasko ile sonuçlanan bir yapımdı. Aslında filmin kadrosunda nerdeyse bir yıldız topluluğu ve yönetmenlik koltuğunda Lawrence Kasdan gibi bir isim vardı ancak film, ne seyirci nezdinde ne de Oscar ödül töreninde beklediğini alamadı. Aynı yıl büyük yönetmen Sam Peckinpah’ın ‘Getaway’ filminin remake’inde oynadı. Filmin star’ları tabii ki (o dönem evli olan) Alec Baldwin ve Kim Basinger’dı ama bizce Madsen onların peşindeki kötü adam olarak nerdeyse ‘yıldızları’ geri plana atan bir performans sergiledi.

THELMA & LOUSE

B MOVİLER VE TARANTİNO’YA DÖNÜŞ…

Madsen’ın başka akılda kalan filmleri olarak 1995’te rol aldığı ‘Species’ ve 1997’de yer aldığı ‘Donnie Brasco’yu sayabiliriz. Bir korku / bilimkurgu karışımı olan ilk film (zamanında ‘Alien’ serisiyle bir zafer kazanmış olan) Giger’ın katkısına rağmen çok başarılı bulunmadı. Ancak birkaç sene sonra gelen, gerçek bir hikayeden esinlenmiş olan ve bir gizli polisin mafya içine sızmasını anlatan ‘Donnie Brasco’ gerçekten sağlam bir filmdi. Film, Al Pacino, Johnny Depp ve tabii ki Michael Madsen gibi isimlerin oyunculuklarından büyük bir güç alıyor, incelikli senaryosuyla hedefine ulaşıyordu. Madsen bu filmlerin her birinde maço, duyarsız ve adeta ‘feleğin çemberinden geçmiş’ karakterleri canlandırıyordu ama bir tekrara asla düşmedi, her seferinde performansına nüanslar kattı.

Şunu da belirtmemizde yarar var : Michael Madsen kariyerinin çok büyük kısmında ‘ortalama’ olarak adlandırabileceğimiz B movie’lerde oynadı. Tabii ki oyuncunun kariyerini yargılamak bize düşmez ama Madsen’ın potansiyelini ve yeteneğini düşündüğümüzde çok daha seçkin bir ‘Cv yi hak ettiğini düşünüyoruz.

RESERVOİR DOGS

Bütün bunların yanında Quentin Tarantino’nun adeta ‘fetiş’ oyuncusuydu. Tarantino, ‘Pulp Fiction’ dışında nerdeyse her filminde ona bir rol verdi. Hem ‘Kill Bill’ filminin iki bölümünde, hem ‘The Hateful Eight’ hem de son olarak sunduğu ‘Once Upon Time in Hollywood’ filmlerinde Madsen’a önemli yardımcı roller sundu.

Sonuçta dediğimiz gibi tam bir ‘yıldız’ mertebesine ulaşmamış olsa da bu oyuncuyu tabii ki özleyeceğiz. Oyuncunun nasıl birkaç jenerasyona (ne kadar farklı!) hitap ettiğini açıklayan bir duyumla bitirelim: hala ‘Free Willy’nin büyüsünde olan çocuklar onu gördüklerinde babalarına.’ Hey! Bu Gail!’ diye seslenirken, ‘Reservoir Dogs’u hatırlayan ebeveynleri: ‘Bu adamdan uzak dur!’ diyorlarmış!

KİLL BİLL
SPECİES
THE GETAWAY
DONNİE BRASCO
KİLL BİLL
THE HATEFUL EİGHT
ONCE OPON TİME İN HOLLYWOOD

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz