AMMAR 2 : CİN İSTİLASI
Ammar 2 : Cin İstilası filminin yönetmen koltuğuna ”Ammar : Cin Tarikatı (2013), Azazil : Düğüm (2014), Helak : Kayıp Köy (2015) ve Deccal” filmlerinden tanıdığımız Özgür Bakar oturmuş. Yapımcılığını da Facebook arkadaşım Sami Dündar üstlenmiş. Korku filmleri üzerinden seyirciyi korkutamadan sömürme manevraları tam gaz devam ediyor. Maliyet az, çekim süresi düşük, adı sanı duyulmamış genç oyuncular, cin temalı üfürükten senaryolar ve hoop gelsin paracıklar. Yapımcı ve yönetmenlere ayıp oluyor beyler diyemeyeceğim çünkü, bu arz talep meselesi. Liseli genç seyircilerin (özellikle genç kızlar) korku filmlerine zaafı devam ettiği müddetçe, türü ”korku” diye adlandırılan komedi filmlerini izlemeye devam edeceğiz ne yazık ki! Komedi diyorum çünkü, Ammar 2’nin gece yapılan basın gösterimine(ikramsız mini gala) ilgi çok azdı. Büyük bir çoğunluğunu film ekibinin oluşturduğu seyirci sayısı 60-70 kişi kadardı. Işıklar karardı ve film akmaya başladı.15-20 dakika sonra yukarıdan gelen sesler üzerine arkamı döndüm baktım, film ekibi kıkır kıkır gülüyor. Gülmeyenler de ya cep telefonları ile uğraşıyor yada yanındaki ile fısıldaşıyor. Sevgili kardeşler, önce siz filminizi korku kategorisine koyup inanmamışsınız ki, seyirciyi nasıl inandıracaksınız? Senaryo desen bir facia. O kadar çok mantık hatası var ki! Genellikle korku film senaryoları yazan Alper Kıvılcım bunu hep yapıyor. İşin tuhaf tarafı senaryoyu okuyan yapımcı ve yönetmenlerde bu durumu ya gözden kaçırıyor yada ”aman yaa bana ne” diyerek senariste müdahale etmiyor. Aslında, genelde gözüken senaryo kaynaklı aksaklıklara rağmen film, Fransa, Hollanda, Belçika üçgeninde gezinen belgesel tadı görüntüler ve röportajlarla gayet iyi başlamıştı. Tam, ”iyi bir film izleyeceğiz galiba” derken 15 dakika sonra işler değişti ve basitleşti. Üçü kız ikisi erkek beş genç, jandarmanın bile giremediği! çevre ahalisi tarafından cinli olarak bilinen Sivas ormanlarında yapayalnız cinlere karşı mücadele vermeye başlayınca konu haliyle zayıfladı ve bilinen sularda yol almaya başladı.
Filmin kısaca özetini geçip ve birkaç cümle daha ekleme yaparak yazımızı sonlandıralım. Gazetecilik bölümünde okuyan bir grup genç, 2009 yılında emniyet güçleri tarafından bulunan kaseti kendilerine tez konusu yaparlar. Mustafa ve Feride’nin şüpheli ölümünü araştırmaya başlarlar. Olaya karıştığı düşünülen kişilerle görüşmeler yaptıktan sonra olayın kaynağı olarak gördükleri Sivas’a gelirler. Girdikleri ormandan bir türlü yol bulup çıkamazlar. İçlerinden birini, konuya açıklık getirecek büyük bir sürpriz beklemektedir..
Filmin yapımcısının taktirle karşıladığım en güzel projesi ise, Türkiye’de ilk kez görme engelli vatandaşlarımızın bir korku filmini istedikleri salonda takip edecek olması. Filmi sorunsuz izlemek için yapacakları tek şey, akıllı telefonlarına ”Hayal Ortağım” uygulamasını indirmek olacak. Bu çalışması nedeniyle Sami Dündar’ı yürekten kutluyor ve ayakta alkışlıyorum.
Sözün özü: Birbirinin benzeri cinli Türk korku filmlerinden bıkmadıysanız ve iyi bir yapım olmuş mudur? değişik bir konu görebilir miyim? korkar mıyım? acaba diye sorular beyninizde benim yorumuma rağmen hala mevcutsa buyurunuz iyi seyirler. Sağlıklı kalın.