Ali Kundilli 2 filminin yönetmen koltuğuna, 1964 Şanlı Urfa doğumlu ”Yeşil Işık (2002), Çılgın Dersane (2007), Çılgın Dersane Kampta (2008) ve Fetih 1453 (2012)” filmlerinden tanıdığımız Faruk Aksoy oturmuş. Geçen sene vizyona giren Ali Kundilli filmini izlemedim. 600 bin seyirciye ulaşınca aynı kadro ile ikincisini çektiler. Ben de bu kez izleyeyim diye basın gösterimi için İstanbul Özdilek sinemasının yolunu tuttum. Umutluydum aslında.. Ancak, film akmaya başladığında denize nazır lüks evde oturan, ekonomik sıkıntıları olmayan Ali ve eşinin işini merak ettim. Ama film bitti ama ben bir türlü öğrenemedim. Sahi ne işle uğraşıyor bu Ali? Değirmenin suyu nereden geliyor?
Önce özet: Ali Kundilli’nin (Cem Gelinoğlu) eşi İlknur (Zeynep Aktuğ) sekiz aylık hamiledir. İlknur, Ali’den sürekli olmadık şeyler ister. En son rüyasında çocuğunun seçilmiş olduğu ve çocuğunu Küçükköy’de doğurması gerektiği söylenir. Bunun üzerine Küçükköy’e gitmek üzere Ali’yi ikna eder. Ali, bacanağı ve eşini de alarak yola koyulur. Küçükköy’e geldiklerinde İlknur’un olur olmaz isteği yüzünden Ali, tarihi eser kaçakçısı Tayyar ve adamları ile karşı karşıya kalır….
Anlamsız saçma sapan hikaye, saçma sapan yönetim ve saçma sapan oyunculuklar. Yönetmen, çektiği bir sahnenin 5 saniye sonrasındaki dekorlara bile özen göstermemiş. Örneğin; mafya babası Tayyar, Ali’ye gözdağı vermek için masanın üzerinde duran kaktüsü ısırıp yiyor ama aynı sahnenin devamında masada kaktüsü eski boyutunda görmeye devam ediyoruz. Filmde, verdiğim örneğe benzer bir sürü sahne var. Bir de üzerine yerli yersiz işemeli, sı.malı, si.meli, so.malı küfürler olunca film, komedi yerine Taksim helasına dönüyor. Evet, sütten çıkma ak kaşık değiliz ama küfrü yerli yerinde kullanamayınca işin tadı kaçıyor be abi! Seyirciyi sağmal inek gibi gören ve küfürden beslenen bu tür filmler ne zaman sona erecek merak ediyorum doğrusu. Bir de, önceki filmi izlemediğim için Ali Kundilli ve eşi İlknur’un anne-babasını merak ettim. Bu ikilinin annesi babası vefat mı etti? Vefat etmeselerdi, telefonla da olsa doğacak olan torunlarını merak edip sorarlardı herhalde! Oyunculuklara gelecek olursak, Hakan Bilgin’in dışındakiler vasat bir oyun sergilemişler. Filmin müzikleri de oldukça zayıf.
Sözün özü: Eksikleri bir hayli fazla olan, güldüreyim derken saçmalayan Ali Kundilli 2 sizi güldürür mü bilemem ama beni güldürmedi. Bu hafta sinemaya gitmeyi planlıyorsanız diğer seçenekleri gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Yine de her şeyin iyisini siz bilirsiniz, son karar sizin. İyi seyirler.