Aquaman ve Kayıp Krallık / Aquaman and the Lost Kingdom
Şimdi Birlik Zamanı
Film, serinin ilkini beğenenleri tatmin edici kıvamda. Yine bolca su altında kırıp dökmeler ile komik sahneler izleyeni mutlu edecektir. Yer yer Arthur Curry’in bebeği ile evdeki sahneleri de suyun altındaki o boğucu atmosferden farklı olarak biz izleyenlere tatlı bir huzurla nefes olacaktır. Çok büyük beklenti içine girmeksizin, konudan ziyade yapımın güzel kamera ve teknik kısımlarına yoğunlaşarak eğlenceli dakikalar geçirmek isteyenler için elbette tavsiye edilir…
Taht kavgası
DC Comics’ten uyarlanan ve bu hafta sinemalarda gösterime giren “Aquaman ve Kayıp Krallık” bir devam filmi. Serinin 2018 tarihli ilk filminde yarı insan, yarı Atlantisli Kral Arthur Curry’in (Jason Moma) okyanuslar altında yer alan kayıp Atlantik uygarlığının varisi olarak üvey kardeşi Orm Marius (Patrick Wilson) ile giriştiği taht kavgası anlatılmaktaydı. Daha sonra savaşı kazanan Curry’in kardeşini hapse göndererek onu uygarlıktan uzaklaştırması ve yeniden eşi, çocuğu ve babası ile ve zaman zaman da daha çok konsey toplantıları için Atlantis yönetimine dönmesi anlatılmaktaydı.
Serinin bu devam filminde ise, önce bir hafıza tazelemesi ile serinin ilk filmi bize hatırlatılıyor. Ardından çocuğu ile sevecen bir aile babası görünümündeki Curry’in bu kez ilk çarpışmadan yenilgiyle dönen, babasının kaybıyla daha da intikam duyguları içinde yanıp kavrulan, hırslı Black Manta’nın (Yahya Abdul-Mateen II) oldukça tehlikeli orikalkum isimli bir maddeye sahip olarak Atlantis yönetimini tekrar almak istemesi hikâye ediliyor.
Manta’nın tekrar başa geçmesi için sadece Aquaman’i yenmesi yetmemekte, onun varisi bir kanı da akıtması gerekmektedir. Daha da ötesi, gözü döndüğü için iklim değişikliği başta olmak üzere tüm evrene zarar vererek, içinde bazı bilim insanlarının da olduğu büyük bir tehlikeli orduyla bunu başarma hırsına kapıldığı işlenmekte. Tüm bu tehlikeyi gören Arthur Curry için artık tek bir çare vardır: O da eski hükümdar, şimdi hapiste olan üvey kardeşi Orm ile el ele vererek bu tehlikeyi bertaraf etmektir.
Sular Dünyası da Bizim Gibi
İlk önemli başarılarını “Testere”, “Korku Seansı”, “Ruhlar Bölgesi” gibi korku yapımlarında gösteren, 1977 doğumlu, Çin asıllı Malezyalı yönetmen James Wan, ilk filmin başarısını bu kez eski dosttan düşman olmaz şiarıyla ve kardeşlik duygusuyla başka bir boyutla ele alıyor. Bunu yaparken filmin tipik normalleri olan mizah, absürd durum, sevimli canavarlar, efektler ve bilgisayar teknolojisi ile sunmaya devam etmiş. Nerede ise son filmi sular altında geçen “Avatar: Suyun Yolu” filminin teknik başarısına yaklaşan bir olgunluğa imza atıyor. Zaten filmi izleyenler mutlaka akıllarına 2022 yapımı James Cameron’ın yönettiği “Avatar: Suyun Yolu”nu getireceklerdir. Her ikisinde de bol bol deniz canlılarını, suyun o katastrofik yönlerini göreceklerdir.
Filmin bu teknik başarısının yanı sıra oyunculukları da tatmin edici. Zaten ana kahraman Arthur Curry’e hayat veren Jason Momoa ilkinde olduğu gibi bir süper kahraman ile sevecen bir aile babası karakterini, işin içine mizahi yönünü de katarak iyi sunuyor. Az sahnede karşımıza çıkacak eşi Mera rolündeki, şu an oyunculuğundan çok Johnny Deep ile olaylı boşanması ile gündeme gelen Amber Heard, olgun anne Atlanna rolünde ünlü oyuncu Nicole Kidman ile kardeş Orm’a hayat veren Patrick Wilson da tatmin edici oyunculuk sergiliyorlar. Ancak filme asıl dinamizm katan karakter, kötü kişilik Black Manta ile Yahya Abdul- Matteen II oluyor. Ancak şunu da hatırda tutalım yapımın tüm artılarına rağmen karşımızda kusursuz bir film yok.
Öncelikle janrın tipik özelliklerini tekrar eden ve bir süre sonra da heyecan sunmaksızın sadece aksiyon sahnelerine yoğunlaşmamıza neden olan sıradan bir konusu var. Korkunç kişiler, onların elindeki yine ürkünç ve tehlikeli maddeler ile buna karşı koymaya çalışan başka bir uygarlık temsilcileri olan iyi insanlar. Yani tipik klişeler. Filmin belki bir farklı yönü uygarlığın aranan ve ne olduğu hep tartışılan, spekülatif Atlantis olmasında. Zaten finalindeki o zafer sahnelerinde bu tarihi arayışa göndermeler var.
Bu hafta vizyona giren “Aquaman ve Kayıp Krallık”, serinin ilkini beğenenleri tatmin edici kıvamda. Yine bolca su altında kırıp dökmeler ile komik sahneler izleyeni mutlu edecektir. Yer yer Arthur Curry’in bebeği ile evdeki sahneleri de suyun altındaki o boğucu atmosferden farklı olarak biz izleyenlere tatlı bir huzurla nefes olacaktır. Çok büyük beklenti içine girmeksizin, konudan ziyade yapımın güzel kamera ve teknik kısımlarına yoğunlaşarak eğlenceli dakikalar geçirmek isteyenler için elbette tavsiye edilir… Halkanın –şimdilik- son filmi olan “Aquaman ve Kayıp Krallık”, uzun bir bekleyişten sonra nihayet sinemalarda.
Yönetmen : James Wan
Senaryo : David Leslie Johnson-McGoldrick
Görüntü Yönetmeni : Don Burgess
Müzik : Rupert Gregson-Williams
Oyuncular : Jason Momoa, Ben Affleck, Amber Heard, Yayha Abdul-Mateen, Patrick Wilson, Dolph Lundgren, Nicole Kidman, Jani Zhao
ABD / Aksiyon-Macera-Fantezi / 124 Dk.
