Arda Turan : Yüzleşme
Futbol Asla Sadece Futbol Değildir
Bahçelievler’de, sokak aralarında başlayan ve sonra Galatasaray, Atletico Madrid, Barselona, Milli Takım, Başakşehirle geçen oyunculuk ve futbol hayatının son durağı olan Eyüp Spor’daki teknik direktörlük kariyerinde Arda’nın Galatasaray’da yeniden ama bu kez teknik direktör olarak bulunma hülyası ile biten belgesel eksik bir tat bırakıyor bitiminde.
Tamamen röportajla veya ilgili kişiye ait görüntülerle desteklenen, popüler ve yaşayan kişilere dair dokümanter yapımların en önemli handikabı belgeseli yapılan konu ya da öznenin ilgi çekici özelliklerini bulmakta yaşanan sorunlar olsa gerek. Bu da ancak kişinin başarılı olması kadar sansasyonel kimi olaylara adının karışma özelliğinin de bulunmasını gerektiriyor. Daha önce Acun Ilıcalı’nın Exxen’in’de de belgeseli yayınlanan futbolcu Arda Turan, tam da özellikleri anılan kişiliklerden birisi. Tıpkı Pele ve de özellikle Maradona gibi. Sadece futbol sahası içerisinde kimi hırçınlıklarıyla değil özel hayatında da çalkantılı geçen yılları var ne de olsa. Ve böylelikle son dönemin moda formatlarından ve daha çok TV programlarına yakışan günah çıkartma kurgusuyla yani yüzleşmeyle bu kez karşımızda.
Bahçelievler Sokaklarından Camp Nou’ya
1987 doğumlu Arda, tıpkı çoğu diğer önemli futbol oyuncuları gibi alt sınıf kesiminden bir ailenin bireyi olarak Bahçelievler’de, sokak aralarında arkadaşlarıyla top oynarken futbol sevdasına kapılır. Ve Altın Tepsi Spor kulübü ile başlayan kariyeri sonrasında Galatasaray’ın alt yapısında oynar. Ardından ilk profesyonel deneyimini Manisaspor’a kiralanması ile yaşar. Manisaspor’daki başarısından sonra özellikle Adnan Polat’ın istemiyle Galatasaray formasında artık asıl oyuncu olarak sahalarda görünür.
Galatasaray’ın mali sıkıntılarının da etkisi ile Atletico Madrid’e transfer olur. Kısa sürede İspanya’ya uyum sağlar. Ve sevilen bir futbolcu olur. Bunda İspanyol ligindeki şampiyonluklarının ve Avrupa’daki başarılarının etkisi büyüktür. Madrid’deki “Neptün Meydanı” artık mahşer alanı olur ve taraftar sevgisinin en büyük payı Arda’ya aittir. Sonrasında, 2015 yılında Barselona’ya transfer olur. Ardından ise Başakşehir’e.
Arda, Milli formada da büyük başarıların mimarlarındandır. Özellikle 2008 yılı Avrupa Futbol Şampiyonasında Türkiye’nin yarı finale çıkmasında büyük pay sahibidir. Ancak belgeselde de belirtilen bu yükseliş döneminin bir de düşüş kısmı bulunur. İşte bu düşüşün en büyük sınır çizgisi 2016 yılı UEFA maçlarında yaşanır. Prim meselesi olarak basına yansıyan olayda Fatih Terim ile ters düşer. Artık Milli Takım’ın tüm başarısızlığının faturası kendisine kesilir. Özellikle tatildeyken Arda’nın ailesine bile yönelen tepki kısımları belgeselde yer alan Arda’ya ait kimi bilinmezlerden birisidir.
Bazı Konularla Yüzleşememe
Arda’nın kendisi hakkında çok konuşulan konulara dair kimi anlatımları aslında genelde “ben daha gençtim, olayın farkında değildim” havasında. Özellikle saha içerisinde rakip takım oyuncularına yönelik şiddet halleri ve hakemlere dönük fiziki saldırılarında da hep bu pişmanlıklarının emarelerini görmek mümkün. Ailesine, özellikle de annesine dönük bağı, İspanya’dan dönüşünde annesine olan düşkünlüğünün payının büyük olması Arda’nın açıklamalarındaki samimiyetini yansıtıyor.
Fatih Terim ile geçmişte bazı sıkıntılar yaşamasına rağmen ona dönük sevgisini belirtmesi de önemli. Benzer şekilde İspanya’da da sevilmesinin nedenini de yine Arda’nın arkadaşlarına ve hocalarına olan samimi düşkünlüğüne de bağlamak mümkün. Bunu belgeselde yer alan futbolla uğraşan Andres Inıesta, Gerard Pıque, Mıguel Angel Gıl Marın, Tuncay Şanlı ve Fatih Terim’in anlatımlarında da görmek mümkün. Ancak Arda’nın benzer durumu diğer netameli konularda da sürdürdüğünü belirtmek çok zor.
Referandumdaki politik tavrına yönelik soruyu geçiştirmesi ya da taciz ve yaralama konuları ile bir ara magazini çokça meşgul eden Berkay ile yaşadığı kavga kısımları da çok yüzeysel kalmış. Aslında en çok da merak edilen, tam bir peri masalı gibi başlayan, eski nişanlısı Sinem Kobal ile yaşadığı ilişkiye değinilmemesi de yine belgeselin eksiklerinden. Ve de çok konuşulan Seçil Erzan olayındaki konumu. Madem yüzleşilecek ve belgesele de bu isim konulacak, o zaman bu gibi konulara sansür konulup pas geçilmesi seyirci tarafından bir eksiklik olarak görülecek. Ancak belgeselde yer alan Arda ile gazeteci Bilal Meşe arasındaki uçak içi kavga kısımlarının detaylı olarak ele alınması ve de gazeteci Mehmet Aslan’ın basının haber etiği konusundaki yaklaşımlarının ya da kendi yüzleşmesinin yansıtılması bence belgeselin en iyi kısımlarındandı.
TV Programı Formatında
Belgesel aynı zamanda tam bir İspanya gezintisi anlamına da geliyor. Madrid ve Barcelona sokaklarında ve restoranlarında Arda ile gezerken aynı zamanda İspanya’da Arda’ya ait bir bankın bulunması da ilginç bir bilgi olarak karşımızda. Ve statların başta da Ali Sami Yen ile Camp Nou’nun yıkılması da Arda’nın düşüş kısmının birer simgeleri gibi. Belgeselde çok kişinin tanıklığına başvurulmuş. Bunlar arasında Arda’nın annesi Yüksel, babası Adnan, kardeşi Okan ve eşi Aslıhan Doğan Turan dışında menajeri Ahmet Bulut ile gazeteciler Funda Karayel, Mehmet Demirkol ve futbolcular Caner Erkin, Emre Belezoğlu, Bülent Korkmaz gibi isimler de yer almakta.
Futbolseverlerin yanı sıra benim gibi bu sporla pek bağı olmayanlar içinde bir bakıma tıpkı Simon Kuper’in kitabında bahsettiği türden “futbol sadece futbol değildir” sözünün karşılığı olacak önemli bir figür var karşımızda. Bazı bilinmeyenleri “yüzleşme” adı altında sunan ve yönetmenliğini Umut Aral’ın yaptığı ve 16 Ağustos itibariyle Prime Video’da yayınlanan “Arda Turan : Yüzleşme” vakti olanlar ve biyografiye merakı olanlar için izlenebilir bir belgesel. Ancak yine de özellikle kimi kurmaca ve kurgu yönleri eksik ve sadece Arda’nın ağzından bir seyir izlediği için daha çok bir TV programı havasında izlenecek bir yapım. Ve ismi yüzleşme olsa da çoğu şeyle yüzleşmeden sadece buna ismini veren bir yapım olması da yine noksanlarından. Bahçelievler’de, sokak aralarında başlayan ve sonra Galatasaray, Atletico Madrid, Barselona, Milli Takım, Başakşehirle geçen oyunculuk ve futbol hayatının son durağı olan Eyüp Spor’daki teknik direktörlük kariyerinde Arda’nın Galatasaray’da yeniden ama bu kez teknik direktör olarak bulunma hülyası ile biten belgesel eksik bir tat bırakıyor bitiminde.
Yönetmen : Umut Aral
Senaryo : Okan Can Yantır
Görüntü Yönetmeni : Sebastian Weber
Kurgu : Özcan Vardar
Müzik : Can Çelebioğlu
Oyuncular : Arda Turan
Türkiye / Biyografi-Belgesel / 98 Dk.