Arthur Rambo

Laurent Cantet’nin yeni filmi Başka Sinema’da

“Arthur Rambo”

1961 doğumlu, IDHEC mezunu Fransız “auteur” yazar yönetmen Laurent Cantet, 2000’de giriştiği sinema serüveninde bugüne kadar, hemen hepsi eleştirmenler ve seyirciler tarafından beğeniyle karşılanmış, ödüller kazanmış sekiz uzun metraj film çekmiş. Son filmi “Arthur Rambo”, onu ilk kez önemli sinemacıların arasına katmış olan “L’Emploi du temps” (2001) gibi gerçek bir olaydan esinlenmiş.

1992’de Paris banliyösü Clichy’de doğan Cezayir kökenli Fransız yazar, yönetmen, blogger Mehdi Meklat, hemen hepsini Badroudine Saïd Abdallah ile birlikte yaptığı çalışmalarla ün kazanmış, 2017’de ikinci kitaplarının yayınlanmasından kısa süre sonra, 2011 ilâ 2015 yılları arasında sosyal medyada Marcelin Deschamps takma adıyla çok sayıda ırkçı, zenci, Yahudi ve İslam karşıtı, kadın ve eşcinsel düşmanı aşırı saldırgan tweet yazdığı ortaya çıkmış, olay hem edebiyat hem magazin dünyalarında epey tartışma yaratmıştı.

Laurent Cantet, senaryo yazımına da katıldığı “Arthur Rambo”da Mehdi Meklat olayından ve yarattığı polemikten esinlenerek oluşturur. Kırk kez çiğnenmiş sakıza dönüşmüş “gerçek bir olaydan alınmıştır ya da esinlenmiştir” ifadesinden özellikle uzak duran Cantet, sadece. filmin final jeneriğinde kısaca söz konusu olayla bağlantısından kısaca söz eder. Gerçekten de “Arthur Rambo”, ne olayın yeniden kurgulanması, ne de olaydan yola çıkılarak sosyal medyanın yaşamımıza etkileri üzerine yapılmış bir meseldir. Cantet, Meklat olayının kimi ayrıntısından yola çıkarak inşa ettiği öyküsünde kendi sorularını sorarak izleyicinin kendini yaşanmış olan gerçek öyküyle kısıtlamaksızın bunlara cevap aramasını bekler.

Arthur Rambo” Paris’te çoğu Cezayir ve kuzey Afrika kökenli “Fransızların” yaşadığı, Bagnolet banliyösünden gelen genç yazar Karim D.’nin, yeni romanını yayınlanmasıyla ünlendiği, kültür ortamının beğenisini kazandığı, önemli maddi getirilerin gerçekleşme olasılığının ortaya çıktığı gece başlar. Karim, mutluluğun ve gelecek umudunun doruğunu yaşarken, yıllar önce sosyal medyada kışkırtıcı, saldırgan ırkçı ve ayrılıkçı çok sayıda tweeti, filme adını veren takma isimle atmış olduğu ortaya çıkar.

“İmkanları kıt semtten gelme umut vadeden genç yazar” kutlaması aniden bir tahrip etme çılgınlığına dönüşür. Karim, hem yeniyetme iken yarattığı, sosyal medyada ünün getirdiği sarhoşlukla çığırından çıkmış kurmaca, ama aniden müthiş bir gerçekliğe kavuşmuş karakterle, hem de onu sorgusuz sualsiz suçlu bulanlarla savaşmak zorunda kalır.

Bir zamanlar olduğu veya olmak istediği, ya da başkalarının gözündeki tüm kişilikleriyle, düşündükleriyle taban tabana zıt bile olsalar fark edilmenin sarhoşluğuyla yayınladığı iğrenç sözcüklerle yüzleşirken, utanç ile gurur, kendini suçlamayla kızgınlık, aniden karşı cephede hissettiği en yakınlarına kırgınlık arasında kaybolmaya başlar.

Hem Arthur’un pisliğin teki oluşu sebebiyle Karim hüküm giyebilir mi? Ve de kim, böyle bir mahkûmiyet kararını verebilme yetkisine sahiptir?

48 saat boyunca Karim, kültür tapınaklarından medyaların ruhsuz saraylarına, arkadaşlarının meskenlerinden varlıklı marjinal gençliğin dans ettiği gece kulüplerine, merkezle varoşları birbirine bağlayan metrodan, fakir semtteki orta halli apartman dairesine Paris’in sayısız ortamına girip çıkar. Kamerasıyla inanılmaz bir başarıyla Karim’i canlandıran Rabah Naït Oufella’yı izleyen Cantet, izleyicileri de Karim’in peşinden Paris’in faklı kültürlerini ve etnisitelerini barındıran çok katmanlı dünyasına sokar. Filmin sonlarına doğruysa Karim’i, yerini bulamamış, umutsuzluğun getirdiği hırsla savaşımını sürdürmeye çalışan bir gençliğin simgesi, kafası karışmış yeni yetme erkek kardeşiyle karşı karşıya getirir. Ancak bu yüz yüze tartışma sırasında Karim’in, daha doğrusu Artur Rambo’nun tweetlerini genç zihinlerdeki zehirleyici etkisine, yarattığı yıkımın büyüklüğüne uyanmaya başladığı hissedilir.

Film boyunca Rambo’nun tweetlerini cep telefonunun küçük ekranından alıp tüm vahşetleriyle sinemanın dev perdesine yansıtan Cantet, metinlerdeki ürkünç şiddetin boyutunu katlayarak aktarır. Karim hilekâr bir sosyopat mıdır? iki yüzlü fırsatçı bir pislik midir? Ya da kolay gelmiş bir şöhret sayesinde kökenlerinin ve ailesinin kabul göreceğini sanan dünya hallerinden habersiz bir genç adam mıdır? Cantet bunları ve benzer soruları özellikle gerçek yaşamda olduğu gibi, cevapsız bırakır; daha doğrusu bu tür kararları izleyiciye bırakır. Karim’i hiçbir zaman yargılamasa da kesinlikle taraf tutmamaya, en çok acı çektiğinde bile ona anlayış ya da sevecenlikle yaklaşmamaya gayret eder.

Laurent Cantet, adını dahi bir şairle, gişe rekortmeni bir film dizisinin hırslı kahramanından alan “Arthur Rambo” ile ne tezli bir film yapmayı, ne de çok kültürlülük sorununa çözüm getirmeyi amaçlar. Filminin ana teması olsa olsa “birlikte yaşamak” sorununa, aynı ülkenin vatandaşı olarak aynı kentte yaşarken bile “birlikte” olmanın ne derecede zor olduğuna dikkat çekmektir. Ve belki herkesin haklı olduğu film, çözüm getiremese de, sorunun kararsızlığına ve karmaşıklığına müthiş etkileyici bir bakış getirir.

Büyük ustalıkla yazılmış, ölçülü ve başarılı yönetilmiş, başta olağanüstü Karim D. yorumuyla Rabah Naït Oufella olmak üzere dört dörtlük bir ekip oyunculuğuyla aktarılmış bir çalışma.

Kanımca, Cantet’nin 2008’de Cannes’da Altın Palmiye dahil çok sayıda ödül alan başyapıtı “Entre les murs”den beri en iyi filmi.

9 Eylül’de Başka Sinema’da vizyona giriyor. Sakın kaçırmayın derim.

Önemli bir hatırlatma. Laurent Cantet, Arthur Rambo’nun tweetlerini büyük puntolarla filmin ilk jeneriğinden itibaren ekranda gösteriyor. Önemle belirteyim, anlatıyı tam olarak algılamak için hiçbirini kaçırmamak gerekiyor. Filmin ithalatçısı, sinemaya sevgi ve saygısını hep takdir ettiğim Bir Film, seyircinin çok sayıda büyük puntolu yazıda kaybolmasını engellemek için parlak bir çözüm getiriyor. Tweetlerin Türkçe çevirisini altyazı olarak değil, aynı puntolarla ekran üzerinde “renkli” olarak gözteriyor. O beyaz harf kalabalığındaki renkli yazılara odaklanırsanız hiçbirini kaçırmazsınız.

Hepinize iyi seyirler dilerim.

Yönetmen : Laurent Cantet

Senaryo : Laurent Cantet, Fanny Burdino, Samuel Doux

Görüntü Yönetmeni : Pierre Milon

Kurgu : Mathilde Muyard

Müzik : Chloé Thévenin

Oyuncular : Rabah Nait Oufella, Antoine Reinartz, Aleksandra Yermak, Sofian Khammes, Bilel Chegrani, Sarah Henochsberg, Laetitia Kerfa, Hélène Alexandridi, Chouaïb Arif, Anaël Snoek, Diong-Keba Tacu

Fransa / Dram / 87 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz